• Ana Sayfa
  • Dosya
  • 2024’te Orta Doğu’da savaşlar, devrilen rejimler, suikastler, göçler

2024’te Orta Doğu’da savaşlar, devrilen rejimler, suikastler, göçler

Orta Doğu’da savaşlar, çatışmalar ve bunlara bağlı olarak yaşanan göçler sürerken, yılın bölgedeki en önemli gelişmesi 53 yıllık Esad rejiminin 8 Aralık’ta çökmesi oldu.

2024’te Orta Doğu’da savaşlar, devrilen rejimler, suikastler, göçler
2024’te Orta Doğu’da savaşlar, devrilen rejimler, suikastler, göçler
İlke TV
  • Yayınlanma: 30 Aralık 2024 20:49
  • Güncellenme: 7 Ocak 2025 00:54

Orta Doğu,  2024 yılını geride bırakmaya hazırlanırken, bölgenin adeta ‘kaderi’ haline gelen savaş, çatışma ve gerilim hali bu yıl da artarak sürdü. 

Savaş ve çatışmalarla bağlantılı olarak bu yıla damgasını vuran bir diğer gelişme ise bölgesel denklemleri direkt etkileyen suikastler oldu.  

Bölgede savaş ve çatışmaların bir sonucu olarak göçler ve yerinden edilmeler de 2024 yılında devam etti. 

Bu yıl kuşkusuz Orta Doğu’nun en önemli gelişmesi -küresel etkileri de olması beklenen- 8 Aralık’ta Suriye’de Esad rejiminin düşmesi oldu. 

Suriye 8 Aralık sonrası Heyet Tahrir Şam (HTŞ) şemsiyesi altındaki cihatçı güçlerin kontrolü altına girerken ülkenin batısındaki Alevi ve Hristiyanlar cihatçıların, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürtler ise Ankara destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) saldırı tehdidiyle karşı karşıya kaldı. 

Tahran-Tel Aviv eksenindeki zaman zaman sıcak temas halini alan gerilim, yılın sonlarına doğru İsrail ordusunun askeri ve istihbari ataklarıyla İran aleyhine ivmelendi. 

İsrail ordusunun Gazze’ye 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılar sürerken, Eylül ayı itibarıyla bu saldırılar kapsamına Lübnan’ı da aldı. Batı Şeria’da ise İsrail ordusu saldırıları 2024 ortalarında  şiddetlendi.   

Filistin 

İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları yıl boyunca sürerken 2024, Tel Aviv yönetiminin, daha ağır etkileri olan daha üst düzey isimleri hedef alan suikastlerinden ilkiyle başladı. Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih Aruri Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 2 Ocak’ta uğradığı saldırı sonucu İsrail tarafından öldürüldü.  

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye de benzer bir suikaste uğradı. Haniye 31 Temmuz’da, nedeni hala bilinmeyen bir helikopter kazasıyla ölen İbrahim Reisi’nin yerine göreve başlayan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni için bulunduğu İran’ın başkenti Tahran’da, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na ait bir yerleşkede uğradığı suikast ile hayatını kaybetti. 

İsmail Haniye’nin yerine Hamas Siyasi Büro Başkanı olan Yahya Sinvar ise  Gazze’de, 16 Ekim’de İsrail ordusuna bağlı güçlerle girdiği çatışmada öldürüldü. 

Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarında ise 2024 yılı sonuna gelindiğinde yaklaşık 18 bini çocuk, 12 bini kadın olmak üzere 45 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi. Bilim insanları, gazeteciler ve siyasetçiler hayatını kaybedenlerle Gazze’nin yüzölçümü oranlandığında, İsrail ordusunun saldırılarının soykırım boyutuna ulaştığını belirtiyorlar. 

Filistin ve Gazze’de yaklaşık 2.5 milyon sivile yardım ulaştıran Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) faaliyetlerini Tel Aviv yönetimi tarafından 28 Ekim’de yasaklandı. 

Faaliyetleri yasaklanan UNRWA tarafından, 24 Aralık’ta yapılan açıklamada İsrail ordusu saldırıları altındaki Gazze’de “Her saat başı bir çocuk öldürülüyor. Bunlar sadece rakam değil, kısaltılan hayatlardır” denildi. 

Gazze’de 2024 yılı boyunca zaman zaman ateşkes de gündeme geldi. Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğunda gerçekleşen görüşmelerde henüz bir sonuç alınamazken, 21 Aralık’ta El Fetih, Hamas ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin Kahire’de yaptığı ortak açıklamada “ateşkes yakın” denildi.

Açıklamada Tel Aviv yönetiminin ön koşullar öne sürmeyi bırakması halinde esir takası ve anlaşmanın mümkün olduğu belirtildi. 

Filistin ve Gazze 2024 yılında da gazeteciler için en tehlikeli coğrafyalardan biri olmaya devam etti. İsrail ordusunun saldırılarında 6’sı Lübnan’da olmak üzere 55 gazeteci öldürüldü. 7 Ekim 2023’ten beri ise Gazze’de en az 138 gazeteci öldürüldü. 

Batı Şeria ve Doğu Kudüs’e yönelik İsrail ordusu saldırılarında 7 Ekim 2023 sonrası büyük bir bölümü 2024’te olmak üzere 833 kişi hayatını kaybetti. İsrail ordusu Batı Şeria’ya 28 Ağustos’ta Yaz Kampları adı altında kapsamlı bir operasyon başlatmıştı. Bu operasyon kapsamında uluslararası aktivist Ayşenur Ezgi Eygi, İsrail ordusunun saldırılarına karşı gerçekleştirilen bir sivil itaatsizlik eylemi sırasında 6 Eylül’de öldürüldü. 

İsrail ordusunun Batı Şeria’ya yönelik gerçekleştirdiği son 20 yılın bu en şiddetli saldırıları, çatışmalar nedeniyle yerinden edilen Filistinlilerin yerleştiği mülteci kamplarını hedef aldı. Aralık ayının sonunda hastanelere yönelik saldırılar yoğun tepki çekti. 

Lübnan  

7 Ekim 2023’te Hamas saldırılarına karşılık İsrail ordusunun Gazze’ye başlattığı saldırıların ardından, 8 Ekim 2023’te Hizbullah da Lübnan’dan İsrail’in kuzeyini hedef alan füze saldırılarına başlamıştı. 2024’te İsrail ordusu ile Hizbullah arasında çatışmalar şiddetlenirken, yılın ortalarından sonra çatışmalarda suikastler ve İsrail ordusunun kara operasyonu gündeme geldi.  

İsrail ordusunun Lübnan’a yönelik saldırılarında 27 Temmuz tarihi bir dönüm noktası oldu. Golan Tepelerindeki Dürzi yerleşimi Mecd el Şems’e yönelik füze saldırısında aralarında çocukların da olduğu 12 kişi öldü. Tel Aviv yönetimi ölenlerin İsrail vatandaşı olduğunu belirtti ve saldırıdan Hizbullah’ı sorumlu tuttu. Hizbullah bu iddiayı reddetti. Misilleme mesajı veren İsrail’in yanıtı 30 Temmuz’da geldi. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın askeri danışmanı Fuat Şükr İsrail ordusunun hava saldırısında öldürüldü. Bu suikast, İsrail ordusunun 2024 boyunca Hizbullah ve Hamas’ın üst düzey kadrolarını hedef alan benzerlerinden biriydi.  

17 ve 18 Eylül’de ise Hizbullah kadrolarının haberleşmek için kullandığı onlarca çağrı cihazı patlatıldı. Sofistike bir istihbarat operasyonu olduğu anlaşılan saldırı sonrası aralarında Hizbullah üyelerinin de olduğu söylenen yaklaşık 50 kişi öldü, yaklaşık 3 bin beş yüz kişi yaralandı.  

27 Eylül’de İsrail ordusunun suikast operasyonlarının hedefinde bu kez Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah vardı. Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü süreçte ayrıca İsrail ordusu, Hizbullah’ın, aralarında füze sistemleri ve SİHA birimi komutanlarının da olduğu üst düzey askeri kadrolarını öldürdü. Bu operasyonların, 8 Aralık’ta Esad rejiminin düşmesiyle farklı bir aşamaya evrilen Suriye’ye de etkisi oldu. Askeri açıdan ağır darbe alan Hizbullah Suriye’deki güçlerini çekmeye başladı. 

1 Ekim’de Lübnan’a sınırlı bir kara operasyonu başlatan İsrail, Beyrut’un güney banliyölerini vurmaya devam etti. Bu saldırılar nedeniyle aralarında ağırlıkla Şiilerin on binlerce kişi 1975-1990 arasında süren iç savaşta kendileri için büyük bir tehdit olan Falanjistlerin mensup olduğu Marunilerin yaşadığı Lübnan’ın kuzeyine göç etti. 

27 Kasım’da ise Lübnan ile İsrail ordusu arasında kırılgan bir ateşkese imza atıldı. Ancak ateşkese rağmen hala yer yer Lübnan’a yönelik saldırılar sürüyor.

İsrail  

İsrail kamuoyunda 2024’ün en önemli gündemi Gazze’deki ateşkes ve rehine takasıydı. Hamas’ın elindeki rehineler nedeniyle eleştirilerin hedefindeki Başbakan Benyamin  Netanyahu 2024’te iki soruşturma ile karşı karşıya kaldı. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Netanyahu hakkında 21 Kasım’da Gazze’de savaş suçu işlediği gerekçesiyle eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ile birlikte tutuklama kararı çıkardı. 

Netanyahu, 10 Aralık’ta da yolsuzluk suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Mahkemede basını ‘olumsuz bilgiler yaymakla’ suçlayan Netanyahu, 7 cephede savaştığını söyledi. 

İsrail’in 2024’teki gündemlerinden biri de dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Ultra Ortodoks Yahudiler (Harediler) hakkında alınan karardı. İsrail ordusu 21 Temmuz itibarıyla Haredilerin askere alınacağını duyurdu. 

İsrail 2024 yılı içinde iki kez İran’ın misilleme saldırıları  yaşadı. 19 Nisan’daki saldırılar, İsrail ordusunun Suriye’nin başkenti Şam’daki İran büyükelçiliğine, 1 Ekim’deki saldırı ise Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesine misilleme olarak gerçekleştirildi. 

Suriye 

Suriye’de 2024’ün en önemli gelişmesi kuşkusuz 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas, 53 yıllık Esad rejiminin devrilmesi oldu. 27 Kasım’da 2015’te emirlik ilan ettiği İdlib’ten harekete geçen El Kaide kökenli Heyet Tahrir Eş Şam (HTŞ), beraberindeki çok sayıda cihatçı örgüt ile birlikte Halep’e doğru operasyon başlattı.  ‘Askeri Operasyonlar Dairesi’ adlı cihatçı çatı yapı arka arkaya Halep, Hama ve Humus’u ele geçirdikten sonra 8 Aralık’ta Şam’a girdi. Cumhurbaşkanı Beşar Esad cihatçılar Şam’a girmeden önce kentten ayrıldı ve ardından Rusya’ya sığındı. 

10 Aralık’ta Muhammed El Beşir’in, 1 Mart 2025’e kadar görev yapacak olan ‘geçici yönetimin’ başında olacağı açıklandı.

14 Aralık’ta Süveyde ve Suriye’nin güneyindeki Dürzilerin şeyhi Hikmet El Hicri, yeni anayasa hazırlamak için geniş kapsamlı bir ulusal kongre yapılması gerektiğini açıkladı. Açıklamasında ademimerkeziyetçilik ve farklılıklar vurgusu yapan El Hicri, “Hiçbir kesimin, partinin, dini grubun ya da bölgesel kesimin kontrolüne girmeye hazır değiliz. Kimsenin özgürlüğümüze, onurumuza ve zaferimize el koymasına izin vermeyeceğiz” dedi. 

Yine 14 Aralık’ta Suriye ile İlişkilerden Sorumlu Arap Komitesi, Ürdün’ün Akabe kentinde yaptığı toplantıda, Suriye halkının yanında olduğunu, mevcut geçiş aşamasında onlara her türlü yardım ve desteği sağlayacağını, onların irade ve tercihlerine saygı duyduğunu belirterek, yeni ve kapsayıcı bir geçici yönetim kurulunun oluşturulması için çağrı yaptı.

21 Aralık’ta Baas rejiminin devrilmesinden birkaç gün sonra Şam ve diğer kentlerde yapılan halk eylemleriyle Suriye’de başa geçen HTŞ’ye karşı muhalif hareketler ortaya çıktı. Özellikle HTŞ’ye bağlı grupların kıyı bölgelerinde Alevilere karşı intikam saldırıları, bölgenin ve Suriye’nin yeni bir belirsizliğe gittiğinin işareti oldu.

22 Aralık’ta Suriye’deki geçici yönetim, HTŞ’nin askeri yöneticilerinden Ebu Hasan El Hamvi olarak tanınan Murhaf Ebu Kasra’yı savunma bakanı olarak atadı. Dışişleri Bakanlığına da Esad Hasan El Şabani getirildi

Suriye’de savaş Esad rejiminin düşmesi bağlamında ‘sona ererken’ ülkenin batısındaki Tartus, Lazkiye ve Humus’ta yaşayan Dürziler, Aleviler ve Hristiyanlar cihatçıların saldırıları nedeniyle yaşamsal tehditle karşı karşıya kaldı. 

Bu saldırılardan biri Halep yakınlarındaki Meylesun’da yaşandı. 25 Aralık’ta Meylesun’da bir Alevi mezarlığına gerçekleşen saldırıda 5 kişi öldürüldü. Hama’da ise üç hâkimin infaz edildiği bildirildi. Aleviler, her iki saldırıyı da protesto etti. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Alevi memurların öldürülmesine tepki olarak Humus, Hama, Tartus ve Lazkiye’de eylemler düzenlendiğini bildirdi. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) eylemleri dağıtmak için bazı noktalarda ateş açtı ve ölenler oldu. Ardından bölgede güvenlik önlemi artırıldı. Alevi örgütler ise Suriye’deki saldırıya tepki gösterdi.

Geçici hükümette atamalar yapılırken, 28 Aralık’ta açıklama yapan Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Colani (Ahmed Hüseyin el-Şara) seçimlerin yaklaşık dört yıl sonra düzenlenebileceğini duyurdu.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Kürtler başta olmak üzere halklar ise, HTŞ’nin Halep’e doğru harekete 27 Kasım’dan itibaren SMO saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Afrin’den 2018’deki Zeytin Dalı Harekatı nedeniyle Halep’in kuzeybatısındaki Tel Rıfat’a göç eden binlerce kişi bu saldırılar nedeniyle tekrar yerinden oldu. Yeni bir insani krize neden olan saldırılar sonrası aralarında, kadın, çocuk ve yaşlıların olduğu siviller Rakka, Haseke ve Kamışlo’ya göç etti.  

Suriye’de 27 Kasım’da başlayan cihatçı ağırlıklı mobilizasyon, 2019’de elinde kalan son toprak parçası olan Bağuz’daki varlığına SDG tarafından son verilen IŞİD’in ise tekrar varlık gösterme eğilimi kazanmasını sağladı. Deyrizor ve Humus’un doğusunda IŞİD hücrelerinin saldırıları oldu. Deyrizor’daki saldırılar Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol altına alındı. Söz konusu tehlikenin tekrar ortaya çıkma tehlikesinin olduğu bölge ise SMO saldırıları altındaki  Kuzey ve Doğu Suriye bulunan ve IŞİD üyelerinin kaldığı Roj ve Hol kampları. 

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi 16 Aralık’ta ulusal birlik çağrısı yaparak, Suriye’nin genelinde şiddetin durması talebinde bulundu. 

24 Aralık’ta ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara karşı arabuluculuk rolü üstlenen ABD’ye bağlı askeri birlikler Kobani kent merkezine girdi. 

Aynı gün Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden (SOHR) yapılan açıklamada Minbiç yakınlarındaki Tişrin Barajı’nın Minbiç Askeri Meclisi’nin kontrolüne geçtiği bildirildi. 

27 Aralık’ta ise Şark ul Evsat’a bir röportaj veren SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Kobani’nin SMO  tehdidi altında olduğuna dikkat çekti. Abdi, HTŞ ile de 27 Kasım’dan bu yana HTŞ ile koordinasyon halinde olduklarını belirtti. 

Bu arada Kürtlerin birliği açısından Kuzey ve Doğu Suriye’de önemli görüşmeler de yapıldı. Aralık ayının sonlarında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) heyetiyle, uluslararası koalisyonun yetkililerinin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Görüşmenin amacı, Suriye vizyonunda Kürtlerin ortak bir duruş sergilemesini sağlamak ve taraflar arasındaki mevcut anlaşmazlıkların çözümünü hızlandırmak olarak aktarıldı.

Irak

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun 15 Ocak’ta Erbil’deki birçok sivil yerleşim birimine çok sayıda balistik füzeyle gerçekleştirdiği saldırılarda 4 sivil hayatını kaybederken, en az 6 kişi yaralandı.

Saldırılarda Iraklı işadamı Peşrev Dizeyi ve 1 yaşındaki bebeği de hayatını kaybedenler arasında yer aldı.

7 Ekim 2023’te Gazze’de İsrail ordusu ile Hamas arasındaki savaşa bölgede hedef aldığı ABD üsleri üzerinden dahil olan Iraklı Şii gruplarla ABD  güçleri arasında 2024 yılı boyunca zaman zaman çatışmalar yaşandı. 

4 Ocak’taki ABD hava saldırısında çatı örgüt Haşdi Şabi bileşenlerinden Nuceba Haraketi’nin üst düzey bir komutanı da öldü. Bağdat yönetimi ABD’yi kınadı. 

3 Şubat’ta da ABD üssüne yapılan ve üç ABD askerinin öldüğü saldırının misillemesinde 16 kişi öldü. 

20 Nisan’da da Haşdi Şabi’nin Babil’deki karargahına ABD hava saldırısı gerçekleştirildi.  31 Temmuz’daki bir başka ABD saldırısında da yine üst düzey bir Haşdi Şabi komutanı öldürüldü. 

 22 Nisan’da Irak, Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında, Kalkınma Yolu Projesi’nde işbirliğine ilişkin 4’lü mutabakat anlaşması  imzalandı. 

Irak Kürdistan Federe Bölgesi’nde de 2024 yılı içinde üç önemli gündem vardı. Parlamento için uzun zamandır ertelenen seçimler 18 Ekim’deki özel oylamanın ardından 20 Ekim’de gerçekleştirildi. 11 Ağustos’ta ise Kerkük İl Meclisi, Meclis’in 9 üyesinin katılımıyla toplandı. Gerçekleşen toplantıda YNK’li Rêbwar Taha, toplantıya katılan 3 Arap, bir Hıristiyan ve 5 YNK’li üyenin oyunu alarak Kerkük’ün yeni Kürt valisi oldu.

Sonuçlara göre KDP birinci parti olurken, bu partiyi YNK ve Yeni Nesil takip etti. Yeni Nesil’in yükselişi sürpriz olarak değerlendirildi.

Açılan sandıkların yüzde 99’undan çıkan sonuçlara göre KDP 40 sandalye, YNK 23 sandalye ve Yeni Nesil 16 sandalye elde etti. Ayrıca Yekgirtû 7 sandalye, Kürdistan Adalet Topluluğu 3 sandalye, Helwest 3 sandalye, Halk Cephesi 2 sandalye ve Goran hareketi bir sandalye elde etti.

Daha önce 111 milletvekilinden oluşan parlamentonun sandalye sayısı Bağdat mahkemesinin kararıyla 100’e düşürülmüştü. 5 sandalye azınlıklara ayrılmış durumda.  2018 yılındaki son seçimlerde KDP 45 sandalye, YNK 21 sandalye kazanmıştı. Aynı seçimlerde Goran 12 sandalye, Yeni Nesil 8, Komal 7 ve diğerleri 7 sandalye elde etmişti.

Irak ve Irak Kürdistan Federe Bölgesi’nde 20-21 Kasım’da ise nüfus sayımı gerçekleştirildi. Ülkedeki son kapsamlı sayım 1987’de yapılmıştı. Sonuçlara göre Irak nüfusunun 45 milyona yaklaştığı, bu sayının yüzde 14’ünün Irak Kürdistan Federe Bölgesi’nde yaşadığı açıklandı. 

Sayımların tartışmalı bölgesi ise Kerkük oldu. Sayım nedeniyle bir açıklama yapan Kerkük Valisi Rébwar Taha, Bazı Arap ve Türkmen partilerin sayım nedeniyle Kürtlerin geri dönmesi nedeniyle ilde nüfus sayımının durdurulması çağrısında bulunmasına ilişkin “Biz Kerkük yönetimi olarak tek bir amaç için çalışıyoruz ve bu da Kerkük’ün bileşenlerinin bir arada yaşamasını sağlamaktır” dedi.

Irak’ta 1957’de yapılan nüfus sayımında, Kürtler Kerkük nüfusunun %48’ini, Araplar %28’ini ve Türkmenler %21’ini oluşturuyordu.

İran  

2020 yılında Bağdat’ta ABD’nin gerçekleştirdiği suikast sonucu öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin 3 Ocak’ta Kirman şehrindeki anma töreninde üst üste iki patlama meydana geldi. IŞİD’in üstlendiği patlamalar sonucunda en az 103 kiş hayatını kaybetti.

1 Nisan 2024’te İsrail ordusuna ait savaş uçakları Şam’daki İran Büyükelçiliğine saldırı düzenledi. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2’si general rütbesinde olan toplam 7 İranlı yetkili öldü. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney saldırıya cevaben, İsrail cezalandırılacak, dedi. 13 Nisan’da İran, Tel Aviv’e füze saldırılarıyla misillemede bulundu.

19 Mayıs’ta İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahiyan’ın da içinde bulunduğu helikopter düştü. Kazada kurtulan olmadı. İran’da beş günlük yas ilan edildi. Cumhurbaşkanı yardımcısı Muhammed Muhbir Cumhurbaşkanı Vekili olarak atandı. Helikopter kazasının nedeni belirsizliğini koruyor.

Reisi’nin ölümünün ardından Cumhurbaşkanlığı için 28 Haziran ve 1 Temmuz’a yapılan iki turlu seçimleri reformist aday Mesud Pazeşkiyan kazandı. Annesi Kürt olan Pazeşkiyan’ın, seçildikten sonra bazı resmi temaslarında ve konuşmalarında Kürtçe dilini kullanması dikkat çekti.

Mesud Pezeşkiyan dışında seçimde yarışan tüm adaylar statükoyu savunan muhafazakar kanattandı.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney de bu gruptan geliyordu ve bu nedenle İran Devrim Muhafızları Ordusu reformistlerden çok muhafazakarlara daha yakındı.

Hamas lideri İsmail Haniye, yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pazeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu İran’ın başkenti Tahran’da 31 Temmuz’da uğradığı suikast sonucu öldürüldü.

1 Ekim’de İsrail ordusu İran’ın Tel Aviv yakınlarına 180 dolayında füze fırlattığını açıkladı. Füze saldırısı 27 Eylül’de Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın İsrail ordusu tarafından öldürülmesine misilleme olarak yapıldı.  Nisan’daki misilleme saldırısında da İran, İsrail’e 110 balistik füze ve 30 güdümlü füze fırlatmıştı.

İsrail ordusu 1 Ekim’deki saldırıya misillemesini 27 Ekim’de gerçekleştirdi. İsrail ordusu Tahran’ın düzenlediği füze saldırısına karşı İran’a ‘hassas ve hedefli’ diye tanımladığı hava saldırıları düzenledi.

Saldırıda savaş jetleri ve insansız hava araçları kullanıldı. Hedefler arasında İran’ın hava savunma sistemleriyle füze ve İHA üretim tesisleri de vardı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, saldırıyı İsrail ordusunun Tel Aviv’deki komuta ve kontrol merkezinden izledi.

Saldırı, üç saat içinde birkaç dalgada düzenlendi. Yerel saatle 06:30’dan kısa süre sonra İsrail Ordusu, saldırıların sona erdiğini duyurdu.