İsmi Kürtçede “unutulmayanlar/hatıra” anlamına gelen ve 28 yıldır Orta Anadolu Kürtlerinin tarihsel ve kültürel belleğini kayıt altına alan Bîrnebûn dergisi, 93. sayısıyla okurların karşısına çıktı.
İsveç’in başkenti Stockholm’de dört aylık periyotlarla yayımlanan dergi, bu sayıda kısa süre önce yaşamını yitiren kurucularından yazar-şair Mem Xelikan’a geniş bir yer ayırıyor.
Sayı, aynı zamanda Bîrnebûn’un belleğinde önemli bir yere sahip olan Xelikan ile yayıncılık alanında uzun yıllar hizmet vermiş Mecît Çiftçi için bir anma niteliği taşıyor.
1997’de Almanya’da bir grup aydının girişimiyle yayın hayatına başlayan Bîrnebûn, ikinci sayısından itibaren Apec Yayınevi’nin katkısıyla İsveç’te yoluna devam etti.
Kuruluş felsefesini “Orta Anadolu Kürt toplumunun tarihini, sosyolojisini, folklorunu ve dilini kayda geçirmek” olarak tanımlayan dergi, bugüne kadar yüzlerce sözlü kaynağı yazıya dökerek kültürel bir arşiv işlevi gördü.
Bîrnebûn’un yayın çizgisi, herhangi bir siyasi oluşuma bağlı olmadan, bağımsız bir kültür ve araştırma platformu olma niteliği taşıyor.
İlk yıllarında Türkçe ve Kürtçe birlikte yayımlanan dergi, zamanla Kürtçenin hâkimiyetini artırdı ve 20. yılından itibaren tamamen Kürtçe yayımlanmaya başladı.
Bu tercih, hem genç Kürt yazarların dergiye katılımıyla hem de diasporada anadile yönelik artan ilgiyle doğrudan bağlantılı.
Orta Anadolu Kürtleri üzerine bugüne dek yapılmış en kapsamlı sözlü tarih çalışmalarından birine imza atan dergi, yalnızca geçmişi kayıt altına almakla kalmıyor; aynı zamanda dil, edebiyat ve folklor aracılığıyla geleceğe dair bir kültürel süreklilik yaratmayı hedefliyor.
Bîrnebûn, bu yönüyle sürgünde yayın hayatına başlayan ve “unutulmayanlar” anlamını taşıyan adıyla da uyumlu biçimde, kolektif hafızanın direngen bir taşıyıcısı olmayı sürdürüyor.
Bu sayıda
Bîrnebûn’un 93. sayısında farklı kuşaklardan birçok yazar ve şair yer alıyor.
Sayının açılışı Ali Çiftçi’nin yazısıyla yapılırken; Muzaffer Özgür, Memduh Selim, Hacı Erdoğan, Prof. Dr. Hacı Akman gibi isimler başta olmak üzere Mehtab İdelî, Hatice Erdoğdu, Hızır Akbina, Smaylê Şexbizeynî, Adem Özgür, Hanefî Celeblî, Rojvan Enes, Kübra Uludağ, Uskê Cimîk, Şukru Derîn, Bêrîvan Keskin, Mistoyê Heco, Xizan Şîlan, Dîlan Şewqî, Xoyretînê Mihemmedî Seîd, Salih Bozan ve Halîl Mîrzan Küçükyıldız farklı alanlarda katkı sunuyor.
Son sayıda Mem Xelikan’ın ölmeden önce dergi editörüne teslim ettiği “Klamên me (XVII)” başlıklı yazısı da yer alıyor.
Orta Anadolu Kürtleri
Ankara, Konya, Kırşehir ve Aksaray başta olmak üzere Orta Anadolu’nun geniş bozkırlarında yaşayan Kürt topluluklarının tarihi yaklaşık beş yüzyıla uzanıyor.
Bu yerleşim, kimi araştırmacılara göre Selçuklu döneminde, kimine göreyse Osmanlı’nın zorunlu iskân ve göç politikalarıyla bağlantılı olarak şekillendi.
Göçebe aşiretlerin yerleşik hayata geçirilmesi, vergiye bağlanması ve asimilasyon süreçleri, Kürtlerin Anadolu içlerine yönelmesinin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.
Kadim topraklarından uzakta bulunmalarına rağmen Orta Anadolu Kürtleri, dilleri, ağıtları, düğün gelenekleri ve siyasal-kültürel faaliyetleriyle bu bağlarını canlı tuttu.
Günümüzde bir milyona yakın nüfusa ulaşan bu topluluk, hem bölgesel kimliğini hem de Kürt ulusal belleğine bağlılığını koruyor.
1960’lı yıllardan itibaren Avrupa’ya gerçekleşen ikinci büyük göç dalgasıyla birlikte ise Orta Anadolu Kürtleri, diaspora sahasında da önemli kültürel ve entelektüel üretimler ortaya koydu. Bîrnebûn dergisi, bu üretimin en kalıcı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.