Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tam üç yıl önce birliklerini Ukrayna’ya sürdü.
İki komşu ülke arasında yüz binlerce insanı öldüren, yaralayan, yerinden eden ve şehirleri küle çeviren savaşın başlangıcı böyle oldu.
Savaşın başında Putin’in hedefi, Kiev’i alarak Rusya’ya bağlı bir hükümet kurmaktı.
Kiev yönetimi, Batı’dan hem askeri hem diplomatik destek gördü.
Ukrayna ordusuna tanklar, füze savunma sistemleri, uçaklar dahil olmak üzere büyük askeri yardımlar yapıldı.
Rusya’nın kontrolündeki alanlar
Rusya, 2014 yılında ilhak ettiği Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna’nın yaklaşık beşte birini, yani ABD’nin Ohio eyaleti büyüklüğündeki bir alanı kontrol ediyor.
Donetsk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin yaklaşık yüzde 75’i ve Luhansk bölgesinin yüzde 99’undan fazlası bu alana dahil.
Kuzey Kore’nin savaşa dahil oluşu
Savaşın üçüncü yılına, Rus toprağı Kursk’ta yaşanan çatışmalar damga vurdu. Ukrayna ordusu sürpriz bir saldırı düzenleyerek Kursk’ta geniş bir alanı ele geçirdi.
Karşılıklı saldırılar devam ederken Rusya ele geçirilen toprakların büyük bir kısmını geri almayı başardı.
Rusya’nın çabalarına destek olmak için Kuzey Koreli askerler Kursk’ta savaşa dahil oldu. Tecrübesiz Kuzey Kore askerleri üç ay içerisinde ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı.
Ukrayna’ya uzun menzilli füze izni
Eski ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’ya uzun menzilli füze kullanımı için izin vermesi gerilimi daha da tırmandırdı. Bu iznin ardından Kiev, Rus topraklarını Amerikan yapımı ATACMS füzeleri ile vurmaya başladı.
En büyük desteği ABD verdi
Savaşta Ukrayna’ya askeri ve mali olarak en fazla destek veren ülke ABD oldu. ABD bunun yanında, yaklaşık 95 milyar dolar tutarında askeri, insani ve finansal yardım yaptı.
Ukrayna’ya son üç yılda toplamda yaklaşık 267 milyar avro yardım yapıldı. Bunun yaklaşık 130 milyar avrosu (yüzde 49) askeri, 118 milyar avrosu (yüzde 44) mali ve 19 milyar avrosu (yüzde 7) insani yardıma tahsis edildi. Avrupa toplam yardım bakımından ABD’yi geride bıraktı. Ülke olarak en fazla yardımı yapan ABD olurken, ikinci olarak onu Almanya takip ediyor.
Moskova yönetimi ise nükleer silah doktrininde değişikliğe gitti.
Putin ise saldırılara, “durdurulamaz” olduğunu iddia ettiği Oreşnik füzeleriyle yanıt verdi.
Barış görüşmeleri ve taraflar
Şiddetli savaş bugün üçüncü yıl dönümününe girerken, dünya büyük bir politika değişikliğine tanık oluyor Savaşın başında Avrupa’daki müttefiklerini muhatap görmeyen, onları sürecin dışında bırakarak Kiev yönetimiyle birlikte hareket eden ABD, savaşın sonunda da aynı yöneteme başvurmaya hazırlanıyor. Savaşı durduramadıkları için sürecin parçası olan Avrupalı devletler şimdi müzakere sürecinin dışında tutulmanın sancısını yaşıyor. Bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Trump’ı ziyaret edecek. Ancak Trump ve ekibinin bundan sonra mecbur kalmadıkça Avrupa’yı müzakerenin parçası yapmayacağı, Ukrayna’nın yer altı ve yer üstü zenginliklerini paylaşmayacağı görülüyor. Bu nedenle Rusya ile varılacak bir anlaşma sadece Ukrayna’ya değil, aynı zamanda Avrupa’ya da dayatılacak. Ukrayna ve Avrupa’nın Rusya’yı karşısına “ABD’siz” alma olasılığı zayıf olduğu için, Trump’ın eli güçlü görünüyor.
Çatışmaların bilançosu
Geçen yılın Aralık ayında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, 43 bin Ukrayna askerinin ve 198 bin Rus askerinin öldürüldüğünü açıkladı. The Economist, BBC Rusça Servisi, The Wall Street Journal gibi basın kuruluşları da kısmen birbirleriyle örtüşmeyen kendi verilerini açıkladı.
1980’lerden bu yana medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve diğer araştırma enstitülerinden verileri derleyerek ve inceleyerek küresel çapta sivil ve askeri ölümleri takip eden İsveç’in Uppsala Üniversitesi’ne bağlı araştırma gurubu Uppsala Çatışma Veri Programı (UCDP) ise Ukrayna savaşında 174 bin ila 420 bin kişinin hayatını kaybettiğini tahmin ediyor.
Sivil ölümleri eksik belgeleniyor
DW Türkçe’nin haberine göre Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (BMİHYK), savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna’da yaklaşık 12 bin 500 sivil ölümünü doğruladı.
Ancak bu rakam, yalnızca sınırlı saha ziyaretleri ve görüşmeler sırasında teyit edilen veya adli kayıtlar ve tıbbi veriler gibi güvenilir belgelemelerle desteklenen ölümleri içermekte.
Bu sivillerin çoğunun 2022’nin başında öldürüldüğü belirtilse de ölü sayısının 2024’te yeniden belirgin biçimde arttığı kaydedildi. BMİHYK verilerine göre, kurbanların tamamına yakını yerleşimin yoğun olduğu bölgeleri hedef alan bombardıman, füze, roket, hava saldırısı ya da drone saldırlarıyla hayatını kaybetti.
Yetkililer Rusya’da çalışamamanın ve ülkede kamuoyuna açık bilgiye erişim eksikliğinin BMİHYK’nın bu ülkedeki sivil ölümlerine yönelik verileri doğrulamasının önüne geçtiğine dikkat çekiyor. Ukrayna’da Rus işgali altındaki topraklar için de aynı durum söz konusu.
Yaklaşık 10 milyon göç