6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası, yıkılan kentlerde yeniden inşa süreci devam ediyor. Depremlerden bir ay sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “319 bini 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin yeni konut yaparak depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” demişti.
Erdoğan, depremin ikinci yıl dönümünde Adıyaman’da yaptığı konuşmada ise, “Yılbaşına kadar toplam 453 bin konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” şeklinde açıklama yaptı.
Depremin ardından bölgede yoğun inşaat faaliyetleri sürüyor ve binlerce depremzede yeni yapılan evlere yerleşiyor. Peki, konut hedeflerinin ne kadarı gerçekleştirilebildi?
Konut teslimat verileri
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 26 Ocak’ta illere göre teslim edilen konut, köy evi ve işyeri sayılarını paylaştı. Buna göre, 11 ilde toplam 169 bin 171 konut, 32 bin 260 köy evi ve 149 işyeri teslim edildi. Yani, iki yılda 201 bin 431 hane teslim edildi. Bu, bir yıl içinde tamamlanması vadedilen sayının yaklaşık %63’üne denk geliyor. Vadedilen toplam sayının ise %31’ini oluşturuyor.
TOKİ projeleri
Depremzedeler için inşa edilen afet konutları, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından ihale ile yapılıyor. TOKİ’nin internet sitesinde, her bir afet konutu ihalesinin ili, kaç konut içerdiği, maliyeti ve tamamlanma oranı görülebiliyor.
TOKİ verilerine göre, 27 Ocak itibarıyla depremden etkilenen illerde konut ve işyerlerinden çevre düzenlemelerine kadar 490 proje hazırlandı. Ancak, bazı projelerde inşaat henüz başlamadı, bazıları ise henüz ihaleye çıkmadı. TOKİ’nin sitesinde, mevcut 490 projenin tamamlanma oranı %39 olarak belirtiliyor.
Hedeflerin güncellenmesi ve yeni açıklamalar
Hükümetten yapılan açıklamalar, ilk hedeflerde revizyona gidildiğini gösteriyor. Depremin birinci yıl dönümünde, 46 bin konutun “kura çekimine hazır” hale geldiği açıklanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 sonuna kadar 200 bin konut teslim etmeyi amaçladıklarını ifade etti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise geçtiğimiz aylarda, “2025 yılı sonu geldiğinde 11 ilde evine girmeyen afetzede kalmayacak” demişti. Ocak ayında yaptığı açıklamada ise bu sayıyı 358 bin 859 konut ve 62 bin 817 köy evi olarak açıkladı; toplamda 421 bin konut ve köy evi yapmayı hedeflediklerini belirtti.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Nusret Suna belirlenen hedeflerin en başından afaki olduğunu ve seçim için söylendiği yorumunu yapıyor.
Yerleşim yerlerinin yeniden planlanmasının uzun süren çalışmalarla mümkün olacağını aktaran Suna, “Ama gördük ki maalesef depremin hemen akabinde boş kamu arazilerine TOKİ konutları yapsın dendi. Tek tip binalarla kimliksiz şehirler, ilçeler oluşturulmaya başlandı” diyor.
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Genel Sekreteri Zafer Mutluer de “Kentlerin ayağa kaldırılmasının yalnızca konut üretiminden ibaret anlaşılmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullanıyor:
“Kentler yalnızca barınma değil aynı zamanda sosyalleşme, çalışma, kendini yeniden üretme alanlarıdır.” Bu çerçevede kentlerin insanların istihdam, ulaşım, konaklama, rekreasyon, sağlık, eğitim gibi farklı ihtiyaçlarına cevap verebilmesi gerekir. Ancak geçtiğimiz iki yılda tarihsel birikimle oluşmuş şehirciliğin temel ilkeleri, imar mevzuatının doğruları terk edildiği için plansız, saçaklanmış, kimliksiz yaşam alanları üretilmiştir.”
TOKİ yetkilileri basına verdikleri röportajlarda konutlarda “sosyal donatıları” çok önemsediklerini, çocuklar için park alanları, yetişkinler için spor, yürüyüş alanları düşündüklerini söylüyor.
Yeni binalar dayanaklı mı?
Her iki meslek örgütü temsilcisi de depremin ardından sivil toplumun ve meslek odalarının bu sürece dahil edilmediğini vurguluyor.
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Genel Sekreteri Zafer Mutluer şöyle diyor:
“Göç etmiş yurttaşlarımızın memleketlerine geri dönüşü; deprem bölgesinin tamamının dengeli ve ekolojik değerlere duyarlı bir şekilde kalkınmasını önceleyerek; tarım, sanayi, hizmet sektörleriyle yeniden canlandırılmış bir yaşamı bölgesel kalkınma perspektifiyle tekrar kurgulayarak mümkün olabilirdi.”
İMO Başkanı Nusret Suna sadece şehircilik yaklaşımında değil inşaat kalitesinde de sorunlar olduğunu düşünüyor:
“Çok acele yapıldığından bazı strüktür imalatlarında hatalar olduğunu görüyoruz. Bina taşıyıcı sistemlerinde olumsuzluklar var. Betonun ya da işçiliğin kalitesizliği kendini gösteriyor.
“Hızlı hareket etmek için bilim ve tekniği ikinci planda görmek ve bilime inanmamanın sonuçlarını yaşıyoruz.”
TOKİ binaların güvenli olduğunu söylüyor
6 Şubat depremlerinden sonra sarsıntıdan etkilenen 10 ilde TOKİ eliyle inşa edilen binalarda yıkım olmadığı, TOKİ konutlarının “hiçbirinde yapısal hasarın oluşmadığı” açıklanmıştı.
Binaların detaylı şekilde projelendirildiği, “radye temel”, “tünel kalıp taşıyıcı sistem”, “yüksek beton dayanımı” gibi çözümlerle depreme dayanıklı hale getirildiği vurgulanmıştı.
Peki 2025 yılı sonuna kadar 421 bin hedefine ulaşmak gerçekçi mi?
İMO Başkanı Nusret Suna “2023’ten beri hedeflerin tutmadığı ortada, tutamaz da zaten. Bunların yetişmesi mümkün değildir” diyor:
“Ne kadar paranız olursa olsun bazı işler zaman alır. Bu söylenen hedefler yine tutmayacak maalesef.”
(BBC Türkçe)