CHP Genel Başkanı Özgür Özel kadın ve çocuklara yönelik artan şiddet, istismar ve cinayetlere dair konuşmasında siyasi iktidarı eleştirdi, İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi çağrısı yaptı.
Grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Günlerdir İkbal ve Ayşenur’un katledilmesinin ardından bile failin özelliklerini öne çıkaran, adeta magazin malzemesi haline getiren ifadeler kullanılıyor. Bu toplum bu hale nasıl geldi? Bu canileri yaratan ve aramızda dolaştıran koşullar nedir? Bu siyasi rejim beyanlarıyla, icraatlarıyla kadınları eşit görmüyor, kadınlara iyi gelmiyor. Bu iktidar kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi olumlu adımlardan da geri adım atıyor. AKP’nin kadınları hedef alan en somut örneği İstanbul Sözleşmesi’nden tek imza ile çıkılmasıdır. İstanbul Sözleşmesi çok uluslu bir sözleşme olarak hepimizin gurur duyduğu, Meclis’ten geçerken tüm milletvekillerinin coşkuyla oy verdiği, düzenlemelerin yapılmasının, kurum ve kurallarının oluşturulmasını sağladığı bir yıl oldu. 2011 yıl içerisinde kadına karşı şiddetin bariz şekilde düştüğü yıldır.
Kapkaçın cezası 7 yıla çıkarıldı. Zor varsa yağmaya girdi, 15 yıla çıktı. Sonra herkes aklını başına aldı. Şimdi kapkaç dünyadaki oranlarda. Demek ki neymiş, toplumsal mutabakat varsa, kadına şiddette kadın cinayetlerin yok mu… Herkes karşı çıkarsa, devlet kafayı takarsa bitirir. İşte İstanbul Sözleşmesi bu kararlılığın sözleşmesi. Bütün vakaların azalmasının nedeni ayaklarını denk aldılar.”
‘Tek imzayla çıkıldı’
İstanbul Sözleşmesi üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göndermede bulunan Özel, şöyle devam etti:
“Döndü dolaştı bir takım sağ partilerin de bunu meydanlarda söylemesiyle Tayyip Erdoğan yüzde yarım oyun peşine düştü. O canileri hoşgörenlerin taleplerine uyup imzasıyla çıktı.
Her gün bir cinayet işlenirken, niye işleniyor derseniz Tayyip Bey tek kişilik imzayla sözleşmeden çıkarak, devleti kadın ve çocukların arkasından çekti. Bu kadar politik, siyasi ve gerçek mesele. Devleti kadının ve çocuğun arkasından çekince istatistiklerin böyle fırlamasına kimse şaşırmasın.
Bütün partilerin kadın kolları başkanlarına çağrıda bulunduk, tek tek ziyaret edecekler. Ama esas olarak tüm siyasi partilerin kadın örgütlerin peşine koşup gelin bu İstanbul Sözleşmesi’ne dönelim diyecekler. Kadın katillerini bir daha gün ışığı görmemek için ne gerekiyorsa biz buradayız, çalışıyoruz.”
Meclis’te ‘İsrail tehdidi’ oturumu
“Grubumuz birazdan benim de katılacağım oturuma katılacak. Bir kapalı oturum yapılacak. Sebebi geçen hafta bu ülkenin Cumhurbaşkanı dedi ki; ‘İsrail’in hedefi biziz.’ Bu laf böyle laf olsun diye söylenmiş bir laf değil. Bu ülkeye diyorsun ki; ‘İsrail, Filistin’e yaptığı saldırıdan sonra bize de saldıracak. Bize de füze atacak, savaş ilan edecek.’ Sonra dönüp arkanı gidiyorsun. Bu o kadar kolay değil.
Böyle bir tehdit var mı? Söyleyen Cumhurbaşkanı olunca ‘Gel anlat’ dedik. Kendisini davet ettik. İki bakanını yolladı. Birazdan iki bakanı gelecek ve bilgilendirme yapacak.
Kıbrıs Barış Harekatı’na talimat verildiğinde, Meclis kapalı oturuma çağrıldı. Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Meclis’i bilgilendirdik. Harekatın fiilen başladığı ilk günün sonunda Meclis bir daha oturuma çağrıldı, Başbakan Ecevit tarafından Meclis bilgilendirildi.
Şimdi bu toplantıya giriyoruz. Bu toplantının tutanakları 10 yıl açıklanmayacak. İçerde söylenmeyeni gelip burada ifşa ederiz. Kimse İsrail’in Türkiye’ye saldırması gibi yakın bir tehdidi görmezken, bir yandan da 22 yıl sonra 31 Mart’ta seçim kaybetmişken, o günden bu güne hep ikinci partiyken, enflasyonu düşüremiyorken, güvenlik kaygısı en dipteyken, devletin başındaki Cumhurbaşkanı, parti başkanı refleksi gösteriyorsa o zaman iş başka. Onun için zaten dedik; ‘Gel, kapalı oturumda anlat, gereğini yapalım.”
‘İsraille ticaret cayır cayır devam ediyor’
“Saldırılar Ekim 2023’te başladı. ‘İsrail’le ticar yapıyorsun’ dedik. Ekim, kasım, aralık inkar ettiler. Mart ayında yumuşadılar, nisanda yazıyı çıkardılar. Saldırılar başladığından, yazının çıktığı güne kadar 90 milyar lira mal satılmış. Bunun 20 milyar liralık kısmı savaş malzemesi. O günden sonra durdurduk diyorlar, arkadaşlarımız bir çalışma yaptılar. İsraille ticaret cayır cayır devam ediyor. Türk mallarının üçüncü ülkeye satılıp, İsrail’e gitmesi yasaklanmamış.”
Ekonomi eleştirisi
“Aylık enflasyon açıklandı. Yaz etkisini beklediler, yüzde 3 geldi. Yüzde 3 enflasyon dünyadaki 83 ülkeden yüksek. Ama lafımı yanlış anlamayın. Yıllıkta değil, bizim aylık enflasyonumuz yüzde 3, dünyadaki 83 ülkenin bir yıllık enflasyonu yüzde 3’ten düşük. Arjantin, Güney Sudan ve Zimbabwe’den sonra enflasyonu en yüksek ülke. ‘51’den 49’a düştük’ diyor. Fiyatlar düşmüş gibi anlatıyor. Ne fiyat düşmesi.
Enflasyonu eksi yapmadan fiyatlar düşmez. Bundan sonra CHP olarak ekonomi masamızın gayretleriyle bu rakamları hem iş dünyasıyla, hem emek örgütleriyle hem sokakla, hem ev hanımlarıyla en etkili şekilde konuşmaya, bu yalanları gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz.”
‘Derhal Esad ile görüş’
“Esad’la görüşmeye gideceğiz deyince ben de gideceğim dedi. Tarihi fırsat var, Esad genel af ilan etti. Cezaevleri boşaldı, suçlar işlenmemiş sayılacak. Tam Suriye’ye dönme fırsatı. Bizimkinden tık yok. Bir çalışma yapmış, sığınmacıların çalışma iznini üç yıla çıkarmışlar, yeni Suriyelilere çalışma izni vereceğine Türkiye’de üç gençten biri işsiz. Bizim evladımızı istihdama kat. Biz ayrımcılık yapan sığınmacıyı hedef alan bir parti değiliz. Sığınmacı yaratan politikalara karşıyız. Artık genel af çıktı, herkesin memleketi güzel. Bizim yoksulumuz bize yeter. Erdoğan’ı derhal Esad’la görüşmeye davet ediyorum.”