• Ana Sayfa
  • Gündem
  • 10 Ekim tanığı: ‘Endişeliydim ama gittim çünkü endişeyle barış getiremiyorsunuz’

10 Ekim tanığı: ‘Endişeliydim ama gittim çünkü endişeyle barış getiremiyorsunuz’

Gar Katliamı 9’uncu yılına girerken o gün meydanda olan ve yaralanan Elif Özdemir, “ O gün Endişeliydim ama gittim çünkü endişeyle barış getiremiyorsunuz. İnsansak barıştan yana olmayı bırakmamak gerekiyor” dedi.

10 Ekim tanığı: ‘Endişeliydim ama gittim çünkü endişeyle barış getiremiyorsunuz’
10 Ekim tanığı: ‘Endişeliydim ama gittim çünkü endişeyle barış getiremiyorsunuz’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 10 Ekim 2024 07:05
  • Güncellenme: 10 Ekim 2024 10:23

Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde Tren Garı Meydanı’nda yapılmak istenen Barış Mitingi’ne dönük IŞİD saldırısında 103 kişi hayatını kaybetti, 20’si çocuk 391 kişi de yaralandı.

Mahkeme sürecinde gelen onlarca delile rağmen tek bir kamu görevlisi yönünden yargılama yapmazken, 1 Temmuz 2024 tarihli karar duruşmasında ise “insanlığa karşı suç”tan faillere beraat verdi.

Barış talebi ile alana kızı ile giden ve saldırıda yaralanan Elif Özdemir, jinnews’e o gün yaşananları anlattı.

‘Türkiye genelinde barış talebi vardı’

Gar önünde barış talebiyle 10 Ekim günü toplandıklarını söyleyen Özdemir, sadece 10 Ekim’de değil taleplerinin her zaman barış olduğunu belirtti.

Elif Özdemir, “Kitleler, eş-dost, komşular o tarihten beri birbirine kutuplaştırıldı. Bölgeler birbirine kutuplaştırıldı. Doğu, Batı, Kuzey; Laz’ı, Çerkes’i, Kürt’ü, Türk’ü birbirine kutuplaştırıldı. Bizim ve benim bir insan hakları savunucusu olarak yıllardır derdimiz barış. Alana bu taleple geldik” dedi.

Özdemir, arama noktalarında polis sayısının az olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

“Kızıma döndüm dedim ki burada polis yok hiç hoşuma gitmedi çünkü bırakın bizim güvenliğimizi sağlamak için bizi denetime almak için polis barikat kurar, bir kere aramaz 3 kere 4 kere arar ama biz oraya elimizi kolumuzu sallayarak girdik. Daha kitleler kortej oluşturmamıştı, inanılmaz güzel bir ortam vardı, şenlik havasında. O arada kortejleri oluşturalım anonsları başladığında bomba patladı. Aslında ben bekliyordum. Çünkü Suruç’ta gençlere yönelik katliam yapılmıştı. Ben çok endişeliydim gittiğimde ama gittim. Endişeyle barış getiremiyorsunuz, sonuçta alana gitmeniz gerekiyor. Gerçekten o barış ortamında böyle bir vahşetin olması inanılır gibi değil.” 

Saldırı sırasında polisin gaz bombası kullandığını da söyleyen Özdemir, “Orada bombalar patladı biz de yaralandık, ilginç olan şuydu iki bomba peş peşe patladı o ana kadar da polis yoktu. Sonra üçüncü bomba endişesiyle çığlıklar atıldı ‘kaçın’ diye ama polis meydana çıkmışt, gaz atmaya başladı. Biz o anda yaralarımızla kaçmaya başladık.” diye konuştu.

‘Biz bir komşu kavgası yaşamadık’

Mahkemelerin “insanlığa karşı suç” yoktur diyerek kapattığı sürece ilişkin ise Elif Özdemir şöyle konuştu:

“Biz bir komşu kavgası yaşamadık. Bu kişisel bir dava, husumet değil. Bu örgütsel bir yapının planlayarak yaptığı bir şey, bu ‘insanlığa karşı suçtur.’ Bu mahkemelerde insanlığa karşı suç olarak kabul etmemeleri bizim yaşadığımız şeyi o gar meydanında akan kanın insanlığa karşı suç olmadığını hangi akıl kabul eder? Zaten mahkeme dediğimiz şeyler şu son 22 yıldır hatta 80 döneminden beri, asker darbe yaptı asker yargıladı, darbe yapanlar yargıladı birçoğu idam edildi birçoğunun hayatı bitirildi. Aynı zihniyetten gelen bir şey var; iktidar emreder mahkeme uygular. Yasa kitaplarını boşuna okuyorlar 4 yıl 6 yıl. İktidar ne isterse o olur. Anayasa’da yazılanlarla değil torba yasalarla yönetiliyoruz. Yasaların alt genelgelerini, A bendini B bendini oluşturup kendi iktidarını ileriye taşıyacak ne varsa onun hükmünde yasa oluşturup ona göre karar çıkartıyor. Biz zaten barışı bunlar olmasın diye istiyorduk.”

‘Mahkemeler bize seyirci dedi biz bunun öznesiyiz’

Mahkemelerde hakimlerin kendilerine seyirci dediğini belirten Özdemir, şunları dile getirdi:

“Gidiyorsun diyorsun ki bu yasa bana zarar veriyor. İnsanlık dışı diyorsun ama talimatlı yasalarla yöneten bir iktidar var. 10 Ekim mahkemelerinde gördüğümüz şey hakimin bize “seyirci” demesi. Ben hakime şunu dedim, benim şah damarımı bir zar tutuyor, ben burada tesadüf ifade veriyorum dedim. Siz ama bana “seyirci” diyorsunuz ben işin öznesiyim. Beni, oradaki insanları yok sayarak mahkeme yürütemezsin. Ortada bir suç var. Herkesin gözünün önünde olmuş, avukatlarımız birçok delil getirdi bu örgütlenmenin nasıl olduğu, 10 Ekim alınana nasıl gelindiği, 104 insanın nasıl öldüğünü açık beyanlarla bildirdiği bir şey varken maalesef talimatla yönetilen bir mahkeme oldu ve bu talimatlar sonucunda da büyük katliam sonucu ödüllendirilen katliamcılar oldu.”

‘İnsansak barıştan yana olmayı bırakmamak gerekiyor’

Hala Gar Meydanı’nın önünden geçmekte zorlandığını söyleyen Özdemir, 9 yıl geçse de her şeyin dün kadar yakın olduğunu söyledi.

Elif Özdemir, “10 Ekim toplu katliamdır ve insanlık suçudur. Her şeye rağmen, kirli çirkin söylemlere rağmen bir arada yaşamayı öğrenmemiz lazım. IŞİD’liler için ‘heyecanlı gençler’ dediler, böyle diyerek sistemli bir şekilde katliamların üstünü örten bir zihniyet var. İnsansak barıştan yana olmayı bırakmamak gerekiyor, yan yana yürümeyi. Bir arada kalmamız gerekiyor” diye konuştu.