CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 24 kadın sivil toplum kuruluşuyla bir araya geldi. Ardından basın toplantısı düzenledi.
Dün Diyarbakır’a giden Özel, konuşmasında 31 Mart seçim sonuçlarından dolayı teşekkürlerini iletti. Türkiye ittifakı’nın önemine vurgu yaptı.
Kadın katliamlarına dikkat çeken Özel, İstanbul Sözleşmesi’nin öneminin altını bir kez daha çizdi.
Nalin Güran cinayetine ilişkin hazırlanan iddianameyi de eleştiren Özel, “Cinayeti kimin işlediği iddianamede yok. Bu cinayetin işlenme sebebi, 8 yaşındaki sabi neden katledildi bu yok. Yasama, yürütme, yargı topluma bilmediğimiz hiçbir şeyi söylememeye devam ediyor” dedi.
Özel kadın örgütleriyle dayanışma içinde olmaya devam edeceklerini kaydetti.
Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a çağırısı ile ilgili açıklamalarını da değerlendirdi.
“CHP barışa giden bu sürecin tamamlanması için, terör örgütünün ortadan kalması için atılacak her adımı önemsiyor ve engel olmayacak, kimin sözü varsa söylesin. Ancak Türkiye’de Kürt sorunu yoktur sözü söylenmesin. Türkiye’de 26 milyon Kürdün sorununu yok sayıyorsunuz. Kürt sorunu vardır tam da şuradadır. Kürt’ün sorununun olup olmadığına devlet karar veremez. Kürtlerin sorunları Kürtler ‘sorun var’ diyene kadar vardır. ‘Birisinin sorunu yok’ demek otoriterliktir. Sorun bir kişinin Meclis’te konuşmasıyla çözülmez.”
CHP’nin barışa giden her türlü adımı önemsediğini belirtti.
Selahattin Demirtaş ziyareti ile ilgili de Özel, “Demirtaş’ın çağrısının her kelimesine katılıyorum” dedi.
Özel, dün partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamaları da hatırlatarak, “Dün ‘Kürtlere devlet vadet ediyorum’ dedim. ben Kürtlere T.C devletinin eşit, ayrımsız, kendilerini tamamen mensubu hissettikleri eşit vatandaşlığı kemiklerine kadar hissettikleri Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmalarını öneriyorum” diye konuştu.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
“Türkiye’de Kürt sorunu yoktur sözü söylenmesin. Türkiye’de 26 milyon Kürdün sorununu yok sayıyorsunuz. Krt sorunu vardır tam da şuradadır. Kürdün sorunu olup olmadığına Kürtler karar verir, devlet karar vermez. Kürtler, sorunumuz kalmadı diyene kadar sorun vardır.
Sorun bir kişinin Meclis’te konuşmasıyla çözülmez.
Terörün varlığı tüm Türkiye’nin sorunudur. Ama Kürtlerin sorunu da sadece Kürtlerin değil Türkiye’nin sorunudur. Bir kez daha bir süreç yürütülmesi, bir kez daha bu süreç sonrası çok daha fazla acılar yaşanmaması için daha dikkatli olmalıyız.
Bu sorun 86 milyonun iradesiyle çözülecektir. Bir yandan bir sorunu çözeceğiz derken Kürt sorunu yoktur deyip Erdoğan’ın sorununu çözme şüpheleri bertaraf edilmelidir.
Mevcut anayasaya harfiyen uyulmadıkça antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmedikçe, AİHM kararlarına uyulmadıkça biz yeni anasaya çalışmalarında yokuz. Anayasa çiğneyenlerle anayasa yapmayız.”