• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Yenidoğan çetesi davasına sanık savunmalarıyla devam etti

Yenidoğan çetesi davasına sanık savunmalarıyla devam etti

Duruşmaların dokuzuncu gününde, tutuksuz yargılanan ve aralarında hastane sahibinin de olduğu sanıklar mahkemede savunma yapacak.

Yenidoğan çetesi davasına sanık savunmalarıyla devam etti
Yenidoğan çetesi davasına sanık savunmalarıyla devam etti
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 28 Kasım 2024 10:30
  • Güncellenme: 28 Kasım 2024 21:45

Haksız kazanç sağlamak için bebeklerin ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan yenidoğan çetesi davasında, 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına İstanbul Bakırköy Adliyesi’ndeki Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, bugün de devam ediliyor.

Duruşmaların dokuzuncu gününde, tutuksuz yargılanan ve aralarında hastane sahibinin de olduğu sanıklar mahkemede savunma yapacak. Davanın dokuzuncu gününde oturum avukatların yoklamasıyla başladı.

İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçlamalarıyla, 11 kez “resmi belgede sahtecilik” suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “ihmali davranışla kasten öldürme”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapsi istenmişti. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları talep edilmişti.

İddianamede ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine ‘dolandırıcılık’ suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp, mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.


10:23 Sanık hemşire Renginar Molla’nın savunması 

Molla, suçlamaları kabul etmediğini söyledi ve “Doktorun yönlendirmesiyle yoğun bakımdaki çalışmamı yaptım.” dedi.

13. tutuksuz sanık hemşire Renginar Molla’nın savunmasından:

Fırat Sarı ve Hasan Basri Gök hastanede başlayınca evrak işlerinin onlarda olacağını söylediler, sen hasta bakımı yapacaksın dediler.
Hasan Basri Gök dosyaları benden alıyordu, epikriz yazacağım diyordu.

Hemşire Renginar Molla, paraya sıkıştığını yurt dışına çıkmak için Fırıt Sarı’dan para istediğini parayı geri vermek istediğinde ise Fırat Sarı’nın kabil etmediğini iddia etti.

11:20 Bağcılar Şafak Hastanesi Müdürü Mustafa Kazan’ın savunması

Kendisinin istifa ederek şehir dışına taşındığını belirten Kazan, iddianamede işletme Müdür Yardımcısı olarak geçtiğini belirtti, Kazan, “Kesinlikle imza yetkim yoktur. Tıbbi süreçlere yetkim bulunmamaktadır.” dedi.

Hakkındaki iddiaları reddederek; “Böyle bir örgütü gözaltına alınınca öğrendim. Hiç kimseyi tanımıyorum, telefon görüşmem yok. Para alışverişim de bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı.

Sanık Bağcılar Şafak Hastanesi Müdürü Mustafa Kazan savunmasından:

Sadece telefon görüşmelerimin olduğu Gıyasettin Mert Özdemir var. Hasta getirmesi karşılığında para ödeyeceğimize dair görüşmem var. Ben yönetimin kararını paylaştım. Yöneticimiz Cem Öztürk ticaret amaçlı böyle bir karar almıştı. Bir konuşmamızda hasta başı 10 bin TL olarak konuşuyoruz, diğerinde 50 bin fix, hasta başı bin TL gibi konuşuyoruz. Ama olumlu dönmüyor. 

12:40 Bağcılar Şafak Hastanesi Başhekimi Semiha Yavuz’un savunması 

15. tutuksuz sanık Bağcılar Şafak Hastanesi Başhekimi Semiha Yavuz savunmasına başladı.

Sanık Başhekim Semiha Yavuz tüm suçlamaları reddettiğini söyledi.

Sanık Başhekim Semiha Yavuz’un savunmasından:

Çok fazla denetim geçirdik, en büyük denetimde gururla söylüyorum yüzde 99.56 gibi bir oranla denetimi geçtik.

Sağlık Bakanlığı denetimcisi geldiğinde hastaneyi çok beğendi, her şey tam dedi hatta dedi ki ben Kadıköy’de oturuyorum ama hastam olsa buraya getiririm. 

Güncelleniyor…

13.25 Tutuksuz sanık Bağcılar Şafak Hastanesi Müdürü Mustafa Kazan’ın savunması

Mahkeme başkanının “Bebek sevki ile ilgili para alındığı iddialarına ilişkin ne diyeceksin?” sorusu üzerine sanık Yavuz, “Bu tür iddiaları ilk kez burada duydum. Ben böyle bir şey yapmadım. Ayrıca benim bu tür şeylere ihtiyacım da, böyle paraları almaya da ihtiyacım yoktu. Yönetimin böyle bir talebi varsa benim bundan haberim yoktu” diye konuştu.

Ardından sözlerine, “Kaşe bizim mahremiyetimizdir. Burada duyduklarıma bir başhekim olarak şaşkınım.” diye devam etti.

“Bizim hastanemizde aylık 100-150 doğum gerçekleşirdi. Bağcılar doğurganlık oranı en yüksek yer olduğundan tüm detaylara hakimdik.

Nöbetçi doktorlar hocam bebek kötüleşti derlerdi. hemen apar topar oraya giderdim. Bebeği kuvöze alır ailesine neler yapacağımızı detaylı şekilde anlatırdım.

“Ben de anneyim bebeklere kendi çocuklarıma bakar gibi bakardım. Prematüre doğan bebekler çok özel bebekler onlara daha dikkat ederdik.

Bir noktam, virgülüm bile eksik değildir.

Çok sevgi dolu bir ailede büyüdüm, ailemi çok uzun süre önce kaybettim. Hep onları gururlandıran bir evlat oldum.

Kendimi seviyorum, işimi seviyorum. Buradan beni buraya getiren aileme teşekkür etmek istiyorum. Eşime, çocuklarıma teşekkür etmek istiyorum.”

Üye Hakimin “Fırat Sarı Bağcılar Medilife’ta sizinle anlaşma yaptığını söyledi…” sorusu üzerine, “Diğer yöneticiler yabancı uyruklu olduğundan adını hatırlayamadığı için benim adımı söyledi. Ben kabul etmiyorum, görüşmemiz sosyal bir görüşmedir.” dedi.

Bağcılar Medilife hakkında sorular

Savcının, “Müdürler size bağlı değilse kime bağlıydı?” sorusu üzerine sanık Kazan savcıya, “Sanırım siz Cem Beyin ismini duymak istiyorsunuz” karşılığını verdi.

Savcı bunun üzerine, “Benim niyetimi sorgulama, senin haddine değil. Sen sorunun cevabını ver.” dedi.

İlker Gönen soru sordu: “Başhekimlik bilginize dayanarak 3 sorum var. Dün sekreter hanım epikriz yazdığını söyledi, kendisi de hemşiresine yazdırdığını söyledi, doktorun son onayı oluyor mu epikrizde?”

Sanık, “Evet, tabii” dedi.

İlker Gönen ikinci soruyu sordu: “Kendisinin haberi olamdan yönetimin hizmet alımı yapmış olma ihtimali var mı?”

Sanık Kazan “Bilgim yok.” dedi.

İlker Gönen ikinci soruyu sordu: “Hasta transferi yapıp bu işten para kazanan insanlar var mıdır?”

Sanık Kazan, “Sağlık turizminden para kazanan insanlar oluyordu.”

Semiha Yavuz’un avukatı Savcıya itiraz ederek, “Mahkeme heyetiyle aynı kürsüde oturmanız duruşmayı yönetme yetkisi vermiyor. Müvekkilime o tavrınız da sizin haddiniz değil, sınırlarımızı bilelim.” dedi.

Avukat mahkemeye heyetine, “Müvekkilim çok heyecanlıydı, bütün iş hayatını dinlediniz sabrınız için teşekkür ediyorum” diye seslendi.

Semiha Yavuz’a diğer sanıkların çok fazla hasta kabul ettiğine yönelik tapeleri var. Bir tanesinde bir hemşire Fırat Sarı’ya il dışından gelen bebekler ex oluyor, Semiha gözünü karartmış” diyor. Bu Semiha Yavuz’a soruldu, “esefle kınıyorum” dedi.

15.30

16. tutuksuz sanık hemşire yardımcısı Batuhan Çetin savunmasına başladı. Çetin, Kaya bebeğin ölümüyle ilgili suçlanıyor.

Sanık hemşire yardımcısı Batuhan Çetin savunmasından:

“Gündüz çok nadir Şeyhmus çelik gelirdi. Hüseyin Günerhan vardı (Hüseyin hemşire) Kendisini Şeyhmus diye tanıtırdı, yanında Şeyhmus Çelik otururdu. Hastalara bilgiyi Hüseyin verirdi.

Denetim gelmeden hastanenin bilgisi oluyordu, yukarıdan doktor indiriyorlardı, denetime uygun şartları hazırlıyorlardı.

Kaya bebeğin ölümü

Hiçbir şekilde doktor yoktu. Entübasyonu Damla hemşire yaptı, müdahaleyi de o yaptı.Belki de ölümünde bunların da etkisi vardı. Bebeğin kanaması oldu. Damla’yı aradılar gelmedi. “Ben çok yoruldum beni arama” dedi, “Dr. Rıza’yı ara” dedi. Muhtemelen çok uğraştılar bebeği yaşatmak için, kendi shiftinde ölmesin diye çok uğraştı.Rıza Bey ben hastanede çalışmıyordum diyor ama gelmişti bizimle tanışmıştı, kameralarda var.

Rıza Bey baktı bebeğin ne kadar kötü olduğunu gördü. Bana dedi ki “boşver zaten bu bebek yaşamaz, zaten Şeyhmus Çelik’in üzerine kayıtlı bebek. Uğraşma, 500 gram bebek mi olur kalp masajı yap dönmezse çek fişi gitsin” dedi…

Bebeğin ailesinden özür diliyorum. Ben yine de vicdanen rahat olmak için kalp masajı yaptım. Invazif işlem yapmaya yetkim yok. Ben kalp masajı yaptım. Zaten ben o masajı yapmasam o bebeğin kalbi durmuştu. Ben kurtarmaya çalıştım.

Şeyhmus Çelik hiç gelmezdi, kaşesini kullandıran bir doktordu. Bize çocuk doktoru demişlerdi, pratisyenmiş. Zaten öleceğini bildikleri bir bebeğin başına beni bıraktılar.”

16.50

17. tutuksuz sanık Güney Hastanesi Başhekimi Ali Dirik savunmasına başladı. Dirik, yoğun bakımın kameralarını söktürmekle suçlanıyordu.

Sanık başhekim Ali Dirik’in savunması:

“Fırat Sarı başlayalı 2 yıl zaman geçti. 120 kutu ilacın eksikliğini fark ettim. Çıktım sordum. ‘Biz bunu özel hastalara kullandık’ dediler. Hemşirelere ‘Siz bu ilacı kullandınız mı?’ sordum. ‘Yok’ dediler.

Fırat Sarı’yla konuştum. ‘İlaç yolsuzluğu var’ dedim. Bunları SGK’ya fatura etmemişler, etmeye çalışıyorlar. Dosyaların da eksik olduğunu görünce tartıştım telefonda. Dosyaları istedim, bir kısmını getirmiş. İlaçları açıklayamadı bana. Ciddi şekilde tartıştık. Bana hakaret etti. ‘Savcı tanıdığım var, seni şikayet edeceğim’ dedi. Ben hastane sahibine dedim ki ‘Bir daha bunlardan danışmanlık almayacağız’. Sonra tabii ben bunların elemanlarını çıkardım. Kendim yoğun bakımı çevirmeye çalışıyorum.

Kaya bebeğin annesi gebelik zehirlenmesi. Kimse kabul etmemiş. Doktorlar korkuyor riskli hastaları almaktan. İşte böyle gelip sanık oluyorsunuz. Ben gece 3’te kabul ettim. Sonra bebek doğdu 500 gram. Onu yoğun bakıma teslim ettim.

Kaya bebeğin ölümünden sonra ani denetim geldi. Ben Fırat Sarı, ‘Savcı tanıdığım var’ dediği oiçin o şikayet etti sandım. Çünkü biz Bakırköy’e bağlıyız, Büyükçekmece’den geldi.

Yoğun bakım kameralarının sökülmesi

Mahkeme Başkanı: Burada kime sorsak sorumluluğu yok. Hemşire doktora sor diyor, doktor hemşireye. Başhekim müdüre… Yani siz burda birbirinizin konuşmalarını dinliyor musunuz?

Ali Dirik: Kamera var, sökülmedi, çalışmıyor. Gelen müfettiş rapor olduğunu yazıyor. Elektrikler gitmiş, 2 tane hard disk çalışmıyordu.

Mahkeme Başkanı: O güne mi denk gelmiş?

Ali Dirik: Onu bilemem, bilgi işlemciler öyle dedi.

17.53 Sanık başhekim Ali Dirik’in savunması

Savcı: Sen başhekim olarak hastanende çalışmayan Gıyasettin’le niye bu kadar ciddi konuları konuşuyorsun. Üstelik hastalarınla ilgili bilgi vermen de yasak dışarıya. Hastanendeki ölüm olayını neden Gıyasettin Mert’le görüşüyorsun?

Ali Dirik: Mert’le özel bir ilişkim yok. Sormuştur. Çalışanlarıma mesafe koyarım ama dışarıdaki insanlarla samimi konuşurum

Yaklaşık 9,5 saat süren ve 6 sanığın dinlenildiği duruşma, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarın saat 09.30’a ertelendi.

Bu arada, dava kapsamında 22 tutuklu sanık ile 18 tutuksuz sanığın savunması alınmış oldu.

Duruşma yarın 7 sanığın dinlenmesi ile devam edecek.