Prof. Dr. Pınar Giritlioğlu, Dilek Odabaş’ın sunduğu Konuşma Zamanı programında 6 Şubat depremlerinin 2. yıl dönümünde rezerv alanın ne olduğunu, deprem kentlerinde rezerv alan sorununun nelere yol açtığını anlattı.
Rezerv alanların amacı dışında kullanıldığını belirten Giritlioğlu, “Rezerv alan afet durumunda geçici barınma olarak kullanılmalı.” dedi.
“Rezerv alanın ne kadar tehlikeli bir araç olduğunu gördük, ayrıca amacına aykırı bir şekilde kullanılıyor” diyen Giritlioğlu depremlerden sonra rezerv alanların bir fırsata çevrildiğini aktardı.
‘Sebepsiz zenginleşmeye yol açıyor’
Rezerv alanlarla ayrıcalıklı hakların ve haksız zenginleşmenin elde edildiğini söyleyen Giritlioğlu, “3. şahıslar bile Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na gidip ‘al karşılığında parayı, bu alanı bana rezerv alan ila et’. Neden bir müteahhit kendi yaşadığı yeri rezerv alan ilan ettirsin ki? Tek amacı özel proje alanı hale gelmesi, ayrıcalıklı haklar alabilmesi ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verilmesi. Rezerv alan işte böyle amaçlarla kullanılır hale geldi” dedi.
Kanal İstanbul
Giritlioğlu, “Kanal İstanbul davalarında şunu söyledik; rezerv alanlar amacına aykırıdır. Afet için rezerv alanı ilan ediliyorsa o amaçla planı yapılmalı. Bir restorana gidip rezervasyon yaptığınızda garson sizin oturduğunuz yeri dolu mu tutar boş mu? Şimdi rezerv alanın neresi olduğu belli değil, riskli olan bir yapılaşmış alan mı yoksa oranın taşınacağı alan mı bu bile belli değil ikisi de rezerv alan olabilir, hiçbir kriteri yok.” Diyerek rezerv alanlardaki belirsizliğe dikkat çekti.
Rezerv alanların hangi amaçlarla kullanılması gerektiğine değinen Giritlioğlu şöyle dedi:
“Rezerv alan afet durumunda geçici barınma olarak kullanılmalı. Onun dışında kentlerin riskli bölgelerinin etap etap taşınacağı kamu arazisi olmalı ki bu amaçla kullanılabilsin. Riskli bölgelerden taşınan insanların geçici süre için konaklayacağı, kendi binaları iyileştiğinde geri dönebildikleri bir sistem olarak kullanılmalı, ancak böyle amacına ulaşabilir.”
Paran yoksa evinde yaşayamazsın deniliyor
İnsanların evlerini bırakmak zorunda kaldıklarından bahseden Giritlioğlu “Artık insanlar kentlerin içinde eski evlerinde yaşayamaz hale geliyorlar. Oralar yenilendiğinde artık oradan çıkmak zorunda kalıyorlar. Çünkü 6306 sayılı Dönüşüm Kanunu 6a maddesi üzerine gelen rezerv alan kanunu insanların yerinde durmaması için her türlü aracı tanımlamış vaziyette. Yani paran yoksa artık evinde yaşayamazsın artık nereye gönderilirsin belirsiz. Bütün mülkiyet hakları, oradaki anıları, hafızası yok ediliyor. ‘Çocuğumun mezarı burada ben nereye gidicem’ diyen insanlar var. Bütün bunları bir rant aracı olarak gören bir sistem kuruldu. 6 Şubat depremleri de bunun bir aracı oldu, bir fırsata çevrildi.” diye konuştu.
Depremden sonra enkazlar kaldırılmamışken beton döküldüğünü eleştiren Giritlioğlu “Depremden hemen sonra 126 nolu kararname çıktı. Enkazların altında cesetler yatarken beton döküldü, inşaat vaatleri havada uçtu. Bunun hemen arkasından müteahhit firmalarından pasta paylaşır gibi ‘bize şu kadar düştü’ söylemleri duyuldu. Kime ne kadar pay düşmüş o konuşuldu.” diyerek rezerv alanların açtığı bir başka soruna da vurgu yaptı.
* Rezerv alanı nedir?
* Deprem kentlerinde rezerv alanı sorunu nelere yol açıyor?Prof. Dr. Pınar Giritlioğlu anlatıyor
🔗https://t.co/dHxuMHhgpA@Pinozden | @dilekodabas_ pic.twitter.com/ogbYk5XQHC— İlke TV (@ilketvcomtr) February 6, 2025