• Ana Sayfa
  • Haber Zamanı
  • Mehmet Altan: Yeni süreçle birlikte temel mutabakat Türkiye’nin demokratikleşmesi

Mehmet Altan: Yeni süreçle birlikte temel mutabakat Türkiye’nin demokratikleşmesi

Prof. Dr. Mehmet Altan, Abdullah Öcalan’ın yaptığı tarihi “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ve barış sürecinde toplumsallaşmaya yönelik İlke Tv’ye değerlendirme yaptı. Altan, sürece ilişkin toplumsal mutabakatın ‘Türkiye’nin demokratikleşmesi’ yönünde olduğuna dikkat çekti.

Mehmet Altan: Yeni süreçle birlikte temel mutabakat Türkiye’nin demokratikleşmesi
Şirin Bayık
  • Yayınlanma: 3 Mart 2025 20:01
  • Güncellenme: 5 Mart 2025 14:44

1 Ekim’de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın deklare ettiği Barış ve Demokratik Çağrısı ve PKK’nin bu çağrıya olumlu karşılık vermesi ile devam eden sürece ilişkin değerlendirme yapan Prof. Dr. Mehmet Altan, bu sürecin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Yıllardır çözüme kavuşturmamış Kürt meselesi için, “Bir meseleyi çözmezseniz o mesele sizi çözer” diyen Altan, dünyada ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere değinerek süreci okumak gerektiğine işaret etti ve şunları kaydetti:

“Kürt meselesi çok uzun zamandır sadece son 30 yıl değil, 150 yıldır çözülmeyen bir mesele.  Türkiye’nin zaten sorun çözememe gibi böyle bir talihsizliği var. 21’inci yüzyılın kendi dinamikleri Ortadoğu’daki şekillenmeler, bu konuda farklı bir adım atma mecburiyetini doğurdu. Yani yeni bir tablo ortaya çıktı ve Türkiye o tablodan nasibine düşeni bir ölçüde aldı. Türkiye’nin de geldiği noktada, bu dış dinamiklerin, yeryüzü sisteminin ve hayatın geldiği noktanın dayattığı yerde şöyle veya böyle uyum sağlama adımları attı.”

‘Silahın ve ölümün bitmesi insanları çok sevindiriyor ama ne olacağını bilmemek de tereddüt yaratıyor’

Son gelişmelere ilişkin değerlendirme yapan Altan, toplumsal mutabakatın yönünün değiştiğine de dikkat çekti. “Silah bırakıldı ki, bu çok sevindirici. Süreç bir aşamaya geldi, fakat bu emir kipiyle, çok hızlı, çoğulculuktan ve toplumsal mutabakattan uzak bir şekilde hızlıca oldu.” diye konuşan Mehmet Altan, “Geldiği noktada bundan sonra demokratikleşmenin ve hukukun esas alınacağı söylenerek adımlar atıldı ama demokrasiden ve hukuktan uzaklaşırken, bütün yapılanların demokratikleşme ve hukuka yönelik amaç içerdiği söylendiği için de toplum şaşkınlık içinde duruyor.” ifadelerini kullandı.

“Bunun olumlu yanı eskiden siyaset konuşurduk hukuk onun çok gerilerinden gelirdi. Bu yeni süreçle birlikte temel mutabakat Türkiye’nin demokratikleşmesi” diye konuşan Altan “Yani herkesin kabul ettiği silah bırakmayı, yeni aşamayı, aynı zamanda bunu talep edenlerin hepsi ortak bir noktada ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratikleşmesi’ gerektiğini söylüyorlar. Tabi yüzyıldır demokratikleşemeyen, bir cumhuriyetiz biz. Ama ‘çözüm nedir, ne olacak, ne edecek vs.’ soruları çok fazla. Yeni aşamanın silahın ve ölümün bitmesi insanları çok sevindiriyor ama ne olacağını bilmemek de tereddüt yaratıyor. Buradaki mesele demokratikleşme konusu, hukuk meselesidir, hepimizin yatıp kalkıp Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin demokratikleşmesi ve sorunlarını aşması azaltması için ne yapacağımızı artık tek konu olarak konuşacağımız bir noktadayız.” ifadelerini kaydetti.

AK Parti’nin ortaya koyacağı irade ver riskler

Toplumsal mutabakatın oluşabilmesi için çok hızlı bir şekilde söylenenin yapılması, yani demokratikleşme adımlarının atılması gerektiğine vurgu yapan Altan, buna ilişkin AK Parti’nin yıllar önce hazırladığı programları hatırlattı. “Örneğin AKP programında, bugünkü silah bırakma süreçlerinde söylenenlerden daha ileri çözüm önerileri var. Kendi programında ama yapmamış zaten hüzünlü olan ve tereddüt uyandıran şey, yani herkesin bildiği konu yani ‘Bir ülke nasıl demokratikleşir?’ Kaldı ki bunu AB sürecinde de yaşadık, her yerde var ama yapan irade yok” diyerek AK Parti’nin konuya ilişkin tutumunu eleştiren Altan, bir takım risklere de şu sözlerle dikkat çekti: “Şimdi ‘biz bu işi bitiriyoruz çünkü bu iradeyi kullanacağız’ beyanı var, şimdi o beyan hayata geçmezse o zorlukların, acıların, yeniden yaşanma ihtimali büyüyor. Çünkü Öcalan kendi metninde (o da devletin denetimiyle ve bir mutabakat içinde, alışveriş için de hazırlandığı söylenen metin) ‘Bu şiddet ve isyan ortamını demokratik kanalların tıkalı olması çıkardı’ diyor. Şimdi bu metnin kamuoyuyla paylaşılmasına onay verildiğine göre bu sürecin gözetleyicisi olan unsurlar da bunu kabul ediyor, o zaman demokratik kanalların tanıklığının ortadan kaldırılması temel hak ve özgürlüklerdir. Hukukun evrensel düzeyde yargı tarafından uygulanmasıdır ama bu yapılacak mı? Çünkü yaşadığımız ortamda bundan çok uzaklaştığımız bir sırada bunun yapılacağı ifade ediliyor.”

Paradigma değişikliği

Yeni süreçte siyasetten ziyade hukukun konuşulacağını öne süren Altan, paradigma değişikliğine ilişkin de şunları söyledi:

“Hep birlikte bunun gözetleyicisi olmak için bugüne kadar konuşmadığımız hafifte uzak olduğumuz demokratikleşme, bir de cumhuriyetin demokratik hale gelmesi, hangi hukuksal hak, talep, uygulama, icra.. bunları çok fazla konuşur hale geleceğiz. Bu bizim çok alışkın olduğumuz bir şey değil, biz siyaset konuşmaya meraklıyız, hukuk konuşmaya meraklı değiliz. Bana ‘paradigma nasıl değişti?’ dediklerinde, eskiden siyaset konuşur, hukuku çok gerilerde bırakırdık, şimdi siyaseti gerilerde bırakıp hukuku çok öne çıkaracağız.”

Toplum genelinde tereddütlü bir bekleyişin olduğunu da söyleyen Altan, “Kaçınılmaz olarak adım atılması gerektiğini kabul edenler var, adım atalım ama bundan siyaseten bir elbise çıkaralım diyen bir anlayış da var” diyerek “Bugüne kadar niye demokratikleşmedi bu ülke de şimdi demokratikleşme kararı aldı?” sorusunun cevabının olmadığını söyledi. Altan devamında ise, “Demokratikleşme adımlarında samimiyseler çok iyi, onun için de herkes tereddütle, sakin olarak ve sonuna kadar destekleyerek bekliyor” diye kaydetti.

Altan, son olarak “Bu sürecin en önemli somut sonucu Rojava” diyerek “Anladığım kadarıyla Rojava ile birlikte 4 ayrı ülkeye dağılmış olan Kürtlerin de ortaklaşa bir iradeleri, o bölgede tecelli edecek” değerlendirmesinde bulundu.