CHP’nin, tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla Maltepe’de düzenlediği “Özgürlük Mitingi”nde binlerce yurttaş bir araya geldi. Kalabalık arasında yer alan kadınlar, Ilke TV mikrofonuna konuşarak neden orada olduklarını anlattı. Kimi haksızlıklar, kimi ekonomik kriz, kimi sağlık sistemindeki sorunlar nedeniyle sesini yükseltti. Kadınların ortak çağrısı netti: “Adalet istiyoruz, özgürlük istiyoruz, çocuklarımız için, torunlarımız için buradayız.”

Oya Canbaş:
“Adalet istediğim için buradayım.ODTÜ’de direnen bir kızım var. Çocuğumun geleceği için, gençlerimiz için buradayım. Haksız yere görevlerinden alınmak istenen Istanbul Barosu ve avukatlarımız için buradayım. Seçildikleri halde tutuklanan tüm belediye başkanları için buradayım. Adaletsizliklerin farkındayız. O nedenle Saraçhane’ye de hep gittim.”

Gülsüm Güzelarslan:
“Õzgür irademe sahip çıkıyorum. Anayasal hakkım olan oyumu çalıyorlar. Çocuklarımız için buradayım. Antalya’dan buraya geldim sadece bu miting için.”
Aynur Kaya:
“Memleketim için buradayım. Çok haksızlıklar var. Bir üniversiteli çocuğun annesiyim. Telefonda konuşurken çocuğumla içim acıyor. Yavrularımız bazen günde bir öğünle karın doyuruyorlar. O kadar üzüntü içindeyim ki. Artık gençlerimiz gelecek kaygısı çekmesin diye buradayım. Demokrasi olsun diye buradayım. Artık kendimizi bıraktık, gençlerimiz korkarak yaşamasın diye geldik. Bu bir annenin feryadı, oğlumu düşünerek buraya geldim.”
Çimen Akik (mitinge down sendromlu oğlu Ali ile katılan bir yurttaş):
“Ben de korkmuyorum, Ali de korkmuyor. İmamoğlu için, adalet için buradayım, oğlumu da aldım geldim. Çünkü çocuğumun geleceği için de burdayım. İmamoğlu tutuklandığı gece sabaha kadar uyumadım. Çok seviyorum İmamoğlu’nu.”
Gökçen Sucuoğlu:
“Kızımla birlikte katıldım mitinge, ufaklık evde. İki çocuğumun geleceği için buradayım, özgürlük, adalet, ama en çok da demokrasi için buradayım. Sadece kendi çocuklarım için değil, gencecik üniversite öğrencileri için de buradayım. Üniversitelilere haklarını savunmak çok yakışıyor. Lütfen artık bu gençleri rahat bıraksınlar. Lütfen artık irademizi geri versinler.”
Jaba Güvenç:
“Nefes almakta güçlük çekiyoruz uzun zamandır. Torunum, çocuklarım ve tüm üniversiteliler için buradayım. Yorulduk, bıktık artık. Adaletsizlikten, hukuksuzluktan, ekonomiden bıktık. Söyleyecrk çok şey var ama bu kadarını söyleyeyim… Söz de bitti. En büyük talebim özgürlük ve adalet.”
Durdane Çizikçi:
“Cezaevinde suçsuz yere yatanlar için buradayım. Suçsuz yere o kadar insan cezaevinde. Herşey çok güzel olacak diyen biri çıktı, onu da tutukladılar. Millet iktidardan görmediğini İmamoğlu’ndan gördü. Kent lokantaları açtı… Hep fakirlere oldu olan. Zengine bir şey olduğu yok, onların karnı tok, ondan kent lokantası işlerine gelmedi, fakir hep aç kalsın istiyorlar. Bak biz emekliyiz, bizim de karnımız aç. 14 binle geçinilir mi?”
Makbule Çelebi:
“Hem torunum hem Ekrem (İmamoğlu) için buradayım. İçerideki gençler için buradayım. Yazık g-ünah değil mi o çocuklara? Benim öyle belediyede çalışan çocuğum yakınım da yok, bir çıkarımız yok, sırf halkın çocukları için buradayım. 11 yaşında torunum var, adı Emel. Emel için güzel bir ülke olsun, özgür bir ülke olsun. Ekonomi de önemli. Benim bir oğlum da yurtdışında.Burada iş yok diye gittim ancak altı ayda bir görebiliyorum oğlumu, ne yapayım…”
Zeynep Dener:
“Hakkımızı, hukukumuzu aramak için geldik. Milletin iradesini gözümüzün içine baka baka içeri aldılar. Hepimizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama asla korkmayacağız, hep bir arada olacağız.”
Beren Ayvadaş:
“Ben çok kıymetli öğrenci arkadaşlarım için buradayım. Ben de üniversite öğrencisiyim. Biz hakkımızı savunuyoruz. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Biz bu ülkenin geleceğiyiz, o yüzden bizden korkuyorlar. Adaletli bir ülke istiyoruz, anayasamızın uygulandığı bir ülke istiyoruz.”
Hanım Çiçek:
“Benim kanser hastası bir kızım var, meme kanseri. Akıllı kemoterapi ilacı kullanması lazım, ama devlet ret veriyor. Nerede adalet? Adalet de yok sağlık da yok. İlaçlar 120 bin ve sürekli alınması lazım. Devlet karşılamıyor, biz nasıl karşılayalım? Tepede bir tanıdığım olsa ilacımız onaylanırdı. Bu yüzden burdayım.”
Yıldız Can:
“Çekmeköy’den geldim, en çok da sokaktaki canlarımız için geldim, hayvanları da katlediyorlar. Ağzı var dili yok sokak hayvanlarının, onlar bizim sevgimize muhtaç. Onlardan bile ne istiyorlar? Belediyeler eliyle zehirlenen hayvanların sesi olmak için buradayım. Bu da kanayan bir yara, hayvanlar da unutulmasın.”