Reuters haber ajansında yayımlanan haberde, “Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasına yardım etme ve milyonlarca Suriyeli mültecinin geri dönüşünü kolaylaştırma sözü verdiği ve geçen ay ABD ve Avrupa’nın Suriye’ye uyguladığı yaptırımların kaldırılmasında önemli rol oynadığı” belirtildi.
Ayrıca, Türkiye’nin Şam’da kazandığı yeni nüfuzun İsrail’in endişelerini artırdığı ve Suriye’de bölgesel güçler arasında bir çatışma riskini doğurduğu ifade edildi.
Haberde, Reuters’in Türkiye Milli Savunma Bakanı Güler ile yaptığı röportaja da yer verildi.
“Türkiye’nin Suriye’de konuşlanmış birliklerini geri çekme veya başka bir yere konuşlandırılması konusunda aciliyeti olmadığını” ifade eden Güler, Türkiye ile son hava saldırısını salı günü Suriye’nin güneyinde yapan İsrail’in, ülkede askeri kazaları önlemek için çatışma önleme görüşmelerine devam ettiğini söyledi.
Türkiye’nin Suriye’deki genel önceliğinin, “ülkenin toprak bütünlüğünü ve birliğini korumak ve terörizmden kurtarmak olduğunu” belirten Güler, Ankara’nın bu çabalarda Şam’ı desteklediğini dile getirdi.
Güler, “Suriye’nin savunma kapasitesini artırmak için adımlar atarken, askeri eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermeye başladık” ifadelerini kullandı. Haberde Güler’in bu adımlarla ilgili ayrıntılı bilgi vermediği kaydedildi.
Askerlerin çekilme şartları
Bakan Yaşar Güler, Suriye’deki 20 binden fazla Türk askerinin olası geri çekilmesi veya yerlerinin değiştirilmesinin tartışılması için henüz çok erken olduğunu ifade etti.
Güler, “Bu durum ancak Suriye’de barış ve istikrar sağlandığında, bölgedeki terör tehdidi tamamen ortadan kaldırıldığında, sınır güvenliğimiz tam olarak sağlandığında ve kaçmak zorunda kalanların onurlu bir şekilde geri dönüşü gerçekleştiğinde yeniden değerlendirilebilir” dedi.
‘Çatışma önleme mekanizması, İsrail ile normalleşme demek değil’
Güler, Türkiye ile İsrail arasındaki çatışma önleme mekanizması görüşmelerini, “İstenmeyen olayları önlemek için bir çatışma önleme mekanizması oluşturmak üzere teknik düzeyli toplantılar” ve “iletişim ve koordinasyon yapısı” olarak nitelendirdi.
Güler, “Bu hattı oluşturma ve tam anlamıyla işler hale getirme çabalarımız devam ediyor. Ancak unutulmamalı ki, çatışma önleme mekanizması normalleşme demek değildir” değerlendirmesinde bulundu.
