• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • Araştırmalara göre okyanus renk değiştiriyor: Etkileri ne olabilir?

Araştırmalara göre okyanus renk değiştiriyor: Etkileri ne olabilir?

Yeni bir araştırmaya göre, ısınan sular okyanusların renklerinin değişmesine neden oluyor. Bu eğilimin devam etmesi halinde insanlar etkilenebilir.

Araştırmalara göre okyanus renk değiştiriyor: Etkileri ne olabilir?
Araştırmalara göre okyanus renk değiştiriyor: Etkileri ne olabilir?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 20 Haziran 2025 12:17
  • Güncellenme: 20 Haziran 2025 12:20

Science dergisinde perşembe günü yayımlanan bir makaleye göre, uydu verileri okyanus sularının kutuplarda daha yeşil, ekvatora doğru ise daha mavi hale geldiğini gösteriyor.

Makalenin başyazarı ve doktora sonrası araştırmacı Haipeng Zhao, ABC News’e yaptığı açıklamada, renk tonundaki değişimin fitoplankton tarafından üretilen klorofil adı verilen yeşil bir pigmentin konsantrasyonlarındaki değişimden kaynaklandığını söyledi.

Fitoplanktonlar fotosentetik deniz organizmaları olarak biliniyor. Fitoplanktonlar, yosunlar gibi fotosentetik pigmentlere sahip ve bunlar yeşil ışığı emiyor ve etrafındaki suların öncelikle yeşil görünmesini sağlıyor. Fitoplanktonların olmadığı yerlerde ise su mavi görünüyor.

Makaleye göre araştırmacılar, ışık dalga boyunu ölçmek için her iki günde bir gezegeni tarayan bir NASA cihazı tarafından 2003-2022 yılları arasında toplanan açık okyanusa ait uydu verilerini analiz etti.

Açık okyanustaki klorofil varlığı, fitoplankton biyokütlesi konsantrasyonlarının bir göstergesi. Renkler, subtropiklerin genellikle klorofil kaybettiği ve kutup bölgelerinin (yüksek enlem bölgeleri) yeşerdiği belirli enlemlerde klorofil konsantrasyonunun nasıl değiştiğini gösteriyor.

Duke Üniversitesi’nin basın bültenine göre, özellikle kuzey yarımkürede yeşil alanlar daha da yeşillenirken, mavi bölgeler “daha da mavileşti.”

Araştırmacılar, gözlemledikleri desenlerin deniz yüzey sıcaklığı, rüzgar hızı, ışık mevcudiyeti ve karışık katman derinliği gibi değişkenlerden nasıl etkilendiğini incelediler.

Isınan denizlerin klorofil konsantrasyonundaki değişikliklerle ilişkili olduğunu buldular. Diğer değişkenler klorofil konsantrasyonuyla herhangi bir önemli ilişki göstermedi.

Ancak bulguların yalnızca iklim değişikliğine bağlanamayacağını da belirten yazarlar, şunları kaydetti:

Lozier, çalışma süresinin tekrarlayan iklim olaylarının etkisini göz ardı etmek için çok kısa olduğunu söyledi.

Lozier, “Uydu teknolojisi oldukça yeni olduğu için onlarca yıldır okyanusu gözlemleyemedik” dedi.

Doktora çalışmasını yüksek enlem okyanuslarındaki bölgesel çalışmalar üzerine yoğunlaştıran Zhao, okyanusların dünyanın geri kalanında da renk değiştirip değiştirmediğini görmek için daha derinlere dalmaya ilham aldığını söyledi.

Lozier, “Okyanus ısınıyor, dolayısıyla okyanus ısınmasının biyolojik sonuçlarının ne olduğu konusunda büyük bir soru var” dedi.

Araştırmacılara göre, 1990’lardan bu yana yapılan birkaç çalışma, artan sıcaklıklar ve diğer faktörler nedeniyle ortalama yaprak renginin artmasına atfedilen karada artan yeşillenmeyi belgeledi. Ancak, okyanustaki bu tür değişiklikleri belgelemenin daha zor olduğu kanıtlandı.

Araştırmacılar, uydu görüntülerinin yüzeydeki klorofil üretimine ilişkin veri sağladığını ancak resmin henüz eksik olduğunu söyledi.

Araştırmacılar, eğilim devam ederse deniz besin ağlarının etkilenebileceğini söyledi. Lozier, Fitoplanktonlar besin zincirinin tabanında olduğundan, balıkların varlığını belirlemek için de kullanılabilir dedi.

Yazarlar, ekvator yakınlarındaki fitoplanktonlarda sürekli bir azalmanın balıkçılık lokasyonlarının yeniden dağıtılmasına neden olabileceğini söyledi. Yazarlar, bunun özellikle gıda ve ekonomik kalkınma için ticari balıkçılığa güvenen Pasifik Adaları gibi düşük ila orta gelirli ülkelerde etkili olabileceğini söyledi.