Hangi ülkeler, hangi gerekçelerle Filistin’i devlet olarak tanıyor ya da tanımıyor?

Filistin Yönetimi 2012’den bu yana BM’de ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsünde yer alıyor.

Hangi ülkeler, hangi gerekçelerle Filistin’i devlet olarak tanıyor ya da tanımıyor?
Hangi ülkeler, hangi gerekçelerle Filistin’i devlet olarak tanıyor ya da tanımıyor?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 25 Temmuz 2025 20:37

Fransa, 24 Temmuz 2025’te yaklaşık iki ay sonra eylül ayında Filistin’i devlet olarak tanıyacağını duyurdu.

Yaklaşık bir yıl önce, İspanya, Norveç, İrlanda, Slovenya ve Ermenistan Filistin’i tanıyan ülkeler listesine dahil olmuştu.

Böylece Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülke arasında Filistin’i devlet olarak tanıyanların sayısı Fransa’nın da katılımıyla 149’a yükselecek.

Devlet olarak tanınma kararları Filistinli liderler tarafından memnuniyetle karşılandı.

Filistin’i bir devlet olarak tanımaya karar veren ülkeler, bu adımın İsrail ile Filistinliler arasında barış görüşmelerinin gelişmesine yardımcı olacağını söylüyor.

İsrail, Filistin’in bir devlet olarak tanınmasına kesin olarak karşı duruyor ve böyle bir devletin “İsrail’in varlığına tehdit olacağını” iddia ediyor.

Filistin’i devlet olarak tanımak sembolik bir jest olarak görülse de sınırların nasıl ve başkentin nerede olacağı gibi bazı somut açıları da var.

Filistin’i devlet olarak tanıyanlar ve tanımayanlar

Bugün, Birleşmiş Milletler’e (BM) üye 193 ülkeden 148’i Filistin’i devlet olarak tanıyor.

Bunların arasında BM’deki 22 üyeli Arap Grubu, 57 ülkeli İslam İşbirliği Teşkilatı ve 120 üyeli Bağlantısızlar Hareketi de bulunuyor.

Türkiye, 15 Kasım 1988’de sürgünde ilan edilen Filistin Devleti’ni ilk gün tanıyan ülkeler arasında.

40’ın üzerinde ülke ise Filistin’i devlet olarak tanımıyor. Bunlar arasında ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada, Avustralya, Hollanda, İtalya, Portekiz, Finlandiya, Danimarka, İsviçre, Belçika, Yunanistan, Japonya, Güney Kore, Myanmar, Eritre, Tayvan, Yeni Zelanda, Panama, Kamerun gibi ülkeler var.

Avustralya Mayıs 2024’te yaptığı açıklamada, “iki devletli çözüme ön ayak olmak üzere” Filistin’i devlet olarak tanıyabileceğini bildirmişti.

İspanya, Norveç ve İrlanda aynı dönemde Filistin’i devlet olarak tanıdıklarını duyurdu.

Bu açıklamadan önce, yalnızca dokuz Avrupa ülkesi Filistin’i devlet kabul ediyordu. Bunların da çoğu, 1988’de, Doğu Bloku’nun bir parçası oldukları dönemde karar almıştı.

İspanya, Norveç ve İrlanda’nın hamlesinden haftalar önce, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin’in BM üyeliğinin yeniden değerlendirilmesini öneren ve Filistin’e daha geniş yetki ve ayrıcalıklar tanıyan tasarıyı kabul etmişti.

ABD, Nisan ayında BM’nin Filistin devletini tanıması önerisiyle Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada veto kullanarak Filistinlilerin kuruluşa tam üyeliğini engellemişti.

Ancak Fransa, Japonya ve Güney Kore gibi ABD müttefiklerinin de olduğu 12 ülke tasarıya yeşil ışık yakmıştı.

Eğer Cezayir’in sunduğu bu teklif Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilseydi, BM Genel Kurulu bu teklifi oylayabilirdi ve üçte iki çoğunlukla teklif kabul edilebilirdi.

BM Güvenlik Konseyi’ne gelen taslaklar ancak beş daimi üyeden hiçbirisi veto etmediği takdirde onaylanabiliyor. Bu beş ülke, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin.

Filistin Yönetimi’nin lideri Mahmud Abbas, ABD’nin vetosunu “etik dışı” olarak niteledi, İsrail ise tasarıyı “utanç verici” olarak tanımladı.

Oylamadan sonra ABD’den yapılan açıklamada, “ABD iki devletli çözümün güçlü destekçisi olmayı sürdürecektir. Bu veto, Filistin’in devlet olarak tanınmasına yönelik karşı bir muhalefeti temsil etmemektedir, ancak bunun taraflar arasındaki doğrudan müzakerelerin sonucunda olabileceğinin kabul edilmesidir” ifadeleri kullanılmıştı.

Filistin’i tanımayanların gerekçesi ne?

Filistin’i bir devlet olarak tanımayan ülkeler, bu tutumları genellikle “İsrail’le müzakere sonucu varılmış bir anlaşmanın olmamasıyla” açıklıyor.

1990’larda başlayan barış görüşmelerinde iki devletli çözüm bir hedef olarak belirlendi. Buna göre İsrailliler ve Filistinliler iki ülke olarak yola devam edebilecekti.

Ancak 2000’lerde görüşmeler yavaşladı ve 2014’te durma noktasına geldi.

Sınırlar, Filistin devletinin yapısı, Kudüs’ün statüsü ve 1948-49 savaşı sonrası Filistinli sığınmacıların akıbeti gibi zorlu konular masada çözümsüz kaldı.

İsrail, Filistin’in BM üyeliği talebinin kesin olarak karşısında duruyor.

İsrail’in müttefiki ülkeler, Filistin’i devlet olarak tanımaları halinde ilişkilerinin zedeleneceğini biliyorlar.

İsrail’in destekçisi konumundaki kimi ülkeler, Filistin’in 1933 Montevideo Sözleşmesi’nde belirlenen devlet olma kriterlerini karşılamadığını ileri sürüyor.

Filistin BM’de nasıl temsil ediliyor? 

2011 yılında Filistin BM’ye tam üye olmak için başvuru yaptı. Ancak bu başvuru BM Güvenli Konseyi’nde gerekli desteği alamayarak oylamaya sunulmadı.

2012’de ise BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Filistin Yönetimi’nin üye olmayan gözlemci devlet statüsü başvurusu kabul edildi.

Bu statü, Filistin’e Genel Kurul’daki tartışmalara katılma hakkı tanıyor. Ancak Filistin Yönetimi’nin oy hakkı bulunmuyor.

2012’de hem Batı Şeria hem de Gazze Şeridi’nde memnuniyetle karşılanan bu kararla, Filistinlilerin diğer uluslararası örgütlere katılmasının da önü açıldı. Bunlar arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi de var. (BBC Türkçe)