Kamu çalışanları ve emekliler neyi bekliyor?
Bedri Tekin 14 Ağustos 2025

Kamu çalışanları ve emekliler neyi bekliyor?

12 Eylül Sonrası Kamu Çalışanları Mücadelesi
Dünü bilmeden bugünü anlayamayız;

12 Eylül Anayasasının kamu çalışanlarının (memurlar) sendika kurma, sendikalara üye olma hakkını yasaklamadığına ilişkin 1985 yılından itibaren tartışmalar, derneklerde, platformlarda, Sendika Yürütme Komisyonlarında bir araya gelme sonrasında bugün, önemli bir bölümü Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonunu (KESK) içerisinde yer alan sendikaların temsil ettiği anlayıştaki kamu çalışanları 1990 yılından itibaren sendikalaşmaya başladılar. Toplu eylemler, gösteriler, mitingler, iş bırakmalar gerçekleştirdi. Bugün, en çok üyeye sahip Konfederasyon olan MEMUR- SEN çizgisinin o dönem, varlığı söz konusu değilken, bugün 2. Sırada üyeye sahip TÜRKİYE KAMU SEN çizgisi “memurların sendika kurma hakkı yoktur” görüşünü savunuyordu.

Kurulan sendikalar, siyasi iktidarların baskısı ile karşı karşıya kaldı, sendikalar mühürlendi, kapatıldı, yöneticiler cezalandırıldı. Fiili ve meşru mücadele anlayışından vazgeçilmeyen 1990’lı yıllarda, kamu çalışanlarının sendika hakkını da kapsayan ILO sözleşmeleri onaylandı. 1995 yılında toplu sözleme ve grev hakkını içermeyen, kamu çalışanlarının sendikalaşmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin TBMM’de görüşülmesi sırasında bugün KESK bünyesinde yer alan sendikalarla, BİRLEŞİK KAMU İŞ bünyesinde yer alan bazı sendikaların (o dönem Kamu Çalışanları Platformu içerisinde yer alan)    çağrısı ile üyeleri 150.000 kamu emekçisi Ankara, Kızılay’da 2 gün süre ile oturma eylemi yaptı.

1990 yılından beri Kamu Çalışanları Platformu, Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu olarak bir arada olan sendikalar, 1995 yılında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)’ kurdu.

2001 yılında Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun taslağı TBMM’ye getirildi. Toplu Sözleşme ve Grev Hakkının kullanımında engeller içeren koyduğu gerekçesi ile KESK birçok eylem yaptı, ancak 4688 sayılı Sendikalar Kanunu Kabul edildi. 2012 yılında Kanunun adı  “Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu” şeklinde değiştirildi.

AKP iktidarının desteğiyle Memur-Sen büyütüldü 

2002 yılından itibaren ÇSGB tarafından sendikaların ve konfederasyonların üye sayıları açıklanmaya başlandı. 2002 yılında T. Kamu Sen üyesi sendikaların 329.065, KESK üyesi sendikaların 262.348, MEMUR –SEN üyesi sendikaların 41.871 olduğu açıklandı. MEMUR – SEN, AKP iktidarının desteği ile büyüdü, 2025 yılında açıklanan istatistiklere göre MEMUR –SEN üyesi sendikaların 1.078.831, T. Kamu Sen üyesi sendikaların 560.060, BİRLEŞİK KAMU İŞ üyesi sendikaların 189.332, KESK üyesi sendikaların 166.266 üyesi olduğu açıklandı.

AKP iktidarında, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri, yöneticileri sürgüne gönderilirken, KHK ile işlerine son verilirken, MEMUR-SEN ve T.Kamu Sen’e bağlı sendikaların yöneticileri ödüllendirildi. Kamuda da yönetici kadrolarına getirildi.

Kamu çalışanları-emekliler hep kaybetti

Toplu görüşme ve toplu görüşme metinleri kanun gereğince memur emeklilerini de kapsamakta. 2004 -2011 yıllarını kapsayan dönemler için toplu görüşme, 2012 yılından itibaren toplu sözleşme metinleri düzenlendi. 2008 ‘e kadar toplu görüşme metinleri, birer yıl süreli olarak imzalandı. Daha sonra 2 yıl süreli toplu sözleşme metinleri imzalandı. 2008’e kadar kamu görevlileri sendikaları heyet başkanlığını çoğunluk Konfederasyonu olarak T. Kamu Sen başkanı yerine getirirken, 2010 yılından itibaren çoğunluk Konfederasyonu olarak MEMUR –SEN başkanı üstlendi.

KESK, tüm toplu görüşme/sözleşme metinlerine şerh koyarken MEMUR SEN, 2020-2021 ve 2024-2025 yıllarını kapsayan dönemler için hükümetin teklifini kabul etmediğinden, konu, Kamu Hakem Kurulu Başkanlığına götürüldü, son kararı Kamu Hakem Kurulu verdi.

Kazanım sadece masada görüşme ile elde edilemez

Memur- Sen, Kamu İşveren Kurulu ile anlaşamadığı yıllar için, sadece metne şerh koymak ve Kamu Hakem Kurulu Başkanlığına başvurmakla yetindi. Etkili hiçbir eylem ve etkinliği olmadı.

Memur-Sen, 2026’nın ilk yarısında taban aylığa 10 bin lira zam, yüzde 10 refah payı ve yüzde 25 zam İkinci yarıda ise yüzde 20 zam talep etti.  2027 yılında ise ilk 6 ayda taban aylığına 7 bin 500 lira zam ve yüzde 20 zam, ikinci 6 ayda ise yüzde 15 zam istedi. Bu talepler 2026 yılı için kümülatif olarak %88, 2027 yılı için kümülatif %46 arış anlamına geliyordu.

Hükümet 2026 yılının ilk 6 aylık dönemi için %10, ikinci 6 aylık dönemi için %6, 2027 yılı için %4 artış önerdi.

MEMUR-SEN başkanı, düne kadar teklif bekliyoruz, dışında bir cümle kurmadı. Talep edilen ile teklif arasında çok büyük oranda fark var. MEMUR-SEN Başkanlar Kurulu, Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde olmak üzere, tüm illerde eylem kararı aldı, eylemin niteliği açıklanmadı, ama bu eylemi kitlesel basın açıklaması olarak gerçekleştirileceği açık.15 Ağustos günü yapılacak teklife göre de, iş bırakma, yürüyüş ve Ankara Mitingi yapılacağı duyuruldu.

Türkiye Kamu Sen  “Bizi alanlara itmesinler. Biz müzakere ederek sonuç alma noktasında elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz. Toplu sözleşme masası sorunların çözüleceği yerdir. Biz bu masanın en verimli şekilde değerlendirilmesini arzu ediyoruz. “ şeklinde açıklama yaptı.

Toplu sözleşme masasında olan diğer konfederasyon, Birleşik Kamu İş yazının kaleme alındığı saate kadar bir açıklama yapmadı.

Masada olmayan, kamu çalışanları hareketinin dinamik gücü KESK, tüm sendikaları, Konfederasyonları,  kamu emekçilerini ortak mücadeleye çağırdı.

Kanun gereği, kamu çalışanları ve “ memur emeklileri” adına sözleşme metnini imzalama yetkisi en çok üyeye sahip konfederasyon başkanına ait. Uzlaşamama, sözleşmenin imzalanmaması halinde konu Kamu Hakem Kuruluna gitmekte ve son sözü bu kurul vermekte. Hakem Kurulunun ezici çoğunluğu resmi görevlilerden oluşmakta.

MEMUR SEN’ in, üye sayısı tüm kamu çalışanlarının %35’i, emekliler hesaba katıldığında da %18’i oranında. Bu nedenle toplu sözleşme sürecinde MEMUR SEN’in kamu çalışanları ve emeklilerini ne kadar temsil etmekte olduğu tartışmalı.

KESK’in tüm kamu çalışanları ve sendikaları birlikte mücadeleye çağırması, yerinde bir çağrı. Masada olan, olmayan tüm sendikalar bu çağrıya uymalı, mücadele basın açıklaması, Ankara yürüyüşü, göstermelik iş bırakma ile yetinmek değildir. Hak alıncaya kadar iş bırakmaktır. Memur Sen iş bırakma eylemi yapacağını açıkladı, bu eylem göstermelik, saatlik eylem değil, talepler gerçekleşinceye kadar olmalıdır. Diğer senelerde olduğu gibi top, hakem kuruluna atılmamalıdır.

Bunun yanında;

  • 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda değişiklik yapılarak, yasa demokratik hale getirilmeli, grev hakkı açıkça tanımlanmalıdır.
  • Emeklilerin sendikalaşmasına çıkartılan engeller ortadan kaldırılmalı, emekli sendikaları toplu sözleşmenin tarafı olmalıdır.
  • Kamu çalışanları, toplu sözleşme sürecinde edilgen bir konumda bulunuyor, tüm işyerlerinde, illerde, ilçelerde, sendikalı, sendikasız kamu çalışanları işyeri komitelerinde bir araya gelmeli, sendikalara baskı gücü oluşturulmalıdır. Komiteler sadece 2 yılda bir yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sırasında değil, sürekli aktif olarak çalışmalıdır.
  • Toplu sözleşme metinlerinde açıklanan enflasyon oranı maaş artışlarında esas alınmaktaysa da, yargı maaş artışlarında açıklanan enflasyon oranlarının etkisi olmadığı yönünde karar verdi, bu kararlar bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesine taşındı, 2 yıldan bu yana Anayasa Mahkemesi kararını vermedi, hemen karar verilmesi için, sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler kampanya yapmalıdır.

Unutmayalım ki;

Mücadele edilmeden kazanım olmaz
Grev hakkı grev yapılarak kazanılır.

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.