MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin bölgesel ve küresel güvenlik perspektifini değerlendirerek, Suriye’de ikinci bir İsrail yaratılmaya çalışıldığı, Rusya-Ukrayna savaşının arkasında Batı-Rusya mücadelesi olduğu ve Türkiye’nin NATO üyeliğinin stratejik avantajlarını tam olarak sağlayamadığı eleştirilerini dile getirdi.
Türkgün gazetesinde yayımlanan röportajda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şunları kaydetti:
“Soğuk savaşın bitişinden itibaren hep bir yeni dünya düzeninden bahsedildi. Bununla birlikte 21.yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna geldiğimiz hâlde ortada herhangi bir hukuka, nizama dayalı bir düzen halâ yoktur. 1990’lardan günümüze, ikili uyuşmazlık ve çatışmaların, bölgesel savaşların, krizlerin, katliamların, göçlerin ve diğer insani felaketlerin ardı arkası kesilmemiştir. Uluslararası sistemin anarşik bir yapısı olduğu öteden beri söylenir ve doğrudur ancak bugün gelinen nokta tam bir kaos hâline işaret etmektedir.”
‘Trump ABD’si tam kadro İsrail’in yanında’
Gazze’de yaşananların bu durumun son örneklerinden olduğunu kaydeden Bahçeli, “Netanyahu hükümeti sadece Gazze’de insanlığa karşı suç işlemekle yetinmemekte, etrafındaki 6 devlete adeta savaş ilan etmekte, saldırmaktadır. (Filistin, Lübnan, Yemen, İran, Suriye, Katar) Tüm bölgeyi ateşe atacak saldırganlıklara da tevessül etmektedir. Bu cüretkâr saldırılarda, sivil masumlar yanında en üst devlet yetkilileri, müzakere heyetleri, ordu komutanları, bilim adamları, diplomatlar veya gazeteciler de hedef alınıp katledilebilmektedir. Bütün bunlar olurken, savaşları sona erdirme vaadiyle iktidara gelen Trump ABD’si tam kadro İsrail’in yanında yer alıp onun hukuk tanımaz eylemlerine filli destek vermektedir. Bütün bunlar Türkiye’nin hemen yanı başında yaşanmakta ve ciddi çatışma riskini de beraberinde getirmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Suriye’de ikinci bir İsrail yaratılmaya çalışılıyor’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’de rejim değişikliği sonrası bölgede yaşanan gelişmeleri eleştirerek, Kuzey ve Doğu Suriye’de “ikinci bir İsrail yaratılmaya çalışıldığını” söyledi.
Bahçeli, Suriye’de 53 yıllık totaliter rejimin devrildiğini ve halkın çoğunluğunun bu değişikliği memnuniyetle karşıladığını belirtti. Yeni Suriye rejiminin demokratik bir cumhuriyet olma arzusunu dile getirdiğini aktaran Bahçeli, ancak başta İsrail olmak üzere bazı aktörlerin Suriye’nin çeşitli bölgelerinde istikrarsızlık yaratmak için her türlü çabayı gösterdiğini ifade etti.
“Bu bölgede yaşayan halkı baskı ve zulümle kendilerine köle etmeye çalışıyorlar” diyen Bahçeli, devletlerin birlik ve ordusunun doğal hakkı olduğunu vurguladı. Bahçeli, “Yeni Suriye’ye âdeta hayat hakkı tanınmamaya çalışılmaktadır” dedi.
ABD, Batı ve İsrail’in Esad rejimine karşı tutumunu eleştiren Bahçeli, Golan Tepeleri’nin ötesine müdahale edildiğini ve yeni Suriye topraklarında hava harekatları düzenlendiğini kaydetti. Ayrıca, SDG’nin Türkiye’deki “terörsüz Türkiye” sürecine dahil edilmemesi için kışkırtıldığını ve manipüle edildiğini öne sürdü.
‘Türkiye, savaşların bir an önce bitmesini arzu etmektedir’
Bahçeli, Türkiye’nin bölgesel ve küresel gelişmelere ilişkin tutumunu değerlendirerek, huzur ve barışın korunması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, 2022’den bu yana devam eden Rusya-Ukrayna savaşına dikkat çekerek, Türkiye’nin her iki devletle yakın ilişkiler içinde olduğunu ve savaşın bir an önce sona ermesini arzu ettiğini belirtti.
“Dünya şahittir ki bu yönde birçok adımı atmış bulunmaktayız. Ancak dünyanın bugünkü hali bu konuda da yeterince umut vermemektedir” diyen Bahçeli, Türkiye’nin tarih boyunca sadece kendi soydaşlarını değil, dünyadaki mazlum milletleri de destekleme gayreti gösterdiğini ifade etti. Bu bağlamda, Osmanlı döneminde İspanya’dan kovulan Yahudilere açılan kucak örneğini verdi.
Bahçeli, BM Güvenlik Konseyi’nin yapısına ilişkin eleştirilerini de dile getirerek, “BM’in tüzel kişiliğinde temsil edilen uluslararası hukuksal düzen insanlığa barış ve güvenlik getirememekte, reform talepleri hayata geçirilememektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür’ çıkışı anlamlıdır. BM’de Güvenlik Konseyi’nin yapısında ve veto yetkisinin niteliğinde değişiklik şarttır” dedi.
Türkiye’nin yalnızca bölgesel değil, küresel perspektifte de doğuya ve batıya baktığını vurgulayan Bahçeli, “Türkiye tek boyutlu bir dış politikayı çoktan aşmıştır. Latin Amerika’dan Pasifik’e kadar geniş bir alanla ilgilenmektedir ve bu alanda hakça bir uluslararası düzenin tesis edilmesi için çaba göstermektedir” ifadelerini kullandı.
‘Rusya Ukrayna savaşının arkasında Batı-Rusya mücadelesi var’
Bahçeli, dünyanın ekonomik ve jeopolitik dengelerindeki değişimler olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Öte yandan dünyanın ekonomik üretimi doğuya, uzak Asya’ya kaymıştır. Japonya, Çin, Güney Kore, Endonezya, Malezya, Singapur, Hindistan, Pakistan hatta Vietnam gibi ülkelerdeki toplam üretim Batı ülkelerindeki toplam üretimi aşmış, katlamıştır. Bunun geri döndürülmesi de şimdilik mümkün görünmemektedir. Eskiden sınırlı alanlarda ve taklit ürünlerde kendini gösteren Asya üretimi bugün en yüksek kalitede en teknoloji yoğun ürünleri içerecek biçime gelmiştir. Dünyanın kuzey sektöründe ise Rusya tüm sarsıntılara rağmen askeri ve siyasi bir güç olarak varlığını sürdürmektedir. Batı’dan ‘NATO’nun genişletilmemesi, Rusya sınırlarında askeri yığınaklar olmaması, Rusya dışındaki Rusların varlıklarına zarar verilmemesi’ gibi talepleri vardır. Elbette bu talepler, Ukrayna topraklarının işgal edilmesini haklı çıkarmaz. Ancak perde arkasında daha çok boyutlu bir Batı-Rusya mücadelesi olduğu da herkesin malumudur.”
‘Türkiye, Rusya ve Çin eşit konumda bir araya gelmeli’
Türkiye, Rusya ve Çin odaklı TRÇ İttifakı önerisini sunan Bahçeli, “Avrasya’nın ortası Türk Dünyasıdır. Bu bölgede artık bugün bir uluslararası aktör olarak Türk Devletleri Teşkilatı bulunmaktadır. Beş daimi üyesi, üç gözlemci üyesi vardır. Bu devletler geleceğe birlikte yürümek istemektedirler. Bunların içinde NATO üyesi olan Türkiye olduğu gibi hem Kolektif Güvenlik Antlaşması (KGA) örgütü üyesi hem Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üyesi olan Kazakistan ve Kırgızistan da vardır. Keza Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan, Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) de üyedirler. Bu etki gücü yüksek yapıların merkezinde Rusya ve Çin’in bulunduğu da bilinmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT); Batı, Rusya ve Çin arasındaki mücadelede cazibe ve güç merkezi olabilecektir. Bunun için Avrasya coğrafyasının üç gücünün eşit konumlarda bir araya gelişi esastır. Bunlar Türkiye, Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti’dir.” ifadelerini kullandı.
‘NATO müttefiklerimiz en hayati önceliklerimizi görmezden gelebiliyor’
Bahçeli, Türkiye’nin dış politikasına dair değerlendirmesinde, Avrasya coğrafyasında eşit paydaşlığa dayalı işbirliğinin önemine vurgu yaptı.
Türkiye’nin NATO üyeliğine dair ise, “. Türkiye’nin NATO üyeliği eğer Türkiye’yi NATO içinden gelebilecek muhtemel saldırılara karşı korumanın ötesine geçemiyorsa, bazı NATO müttefiklerimiz en hayati önceliklerimizi ve taleplerimizi görmezden gelebiliyorlarsa, kamuoyunda da bu noktada ciddi bir tepki yükselmişse Türkiye’nin tarihsel vizyonuyla mütenasip biçimde her iki yöne bakma zamanı gelmiştir” ifadelerini kullandı.
