• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Özgür Özel: Kayyım uygulamaları devam ederken kimse bana Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin

Özgür Özel: Kayyım uygulamaları devam ederken kimse bana Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin

Özgür Özel partisinin Meclis grup toplnatısında CHP’ye yönelik operasyonlar hakkında konuştu.

Özgür Özel: Kayyım uygulamaları devam ederken kimse bana Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin
Özgür Özel: Kayyım uygulamaları devam ederken kimse bana Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 7 Ekim 2025 14:14
  • Güncellenme: 7 Ekim 2025 14:17

CHP Genel Başkanı Özgür Özel yeni yasama yılının ilk grup toplantısını gerçekleştirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuşmasına “Yetmiş günde can sıkan sorunlar seyrelmedi. aksine arttı, çoğaldı. Üç büyük krizi yaşamaya devam ettik: Demokrasi krizi, adalet krizi ve bunlara bağlı olan ve kötü yönetimin sonucu ekonomik kriz” sözleriyle başladı.

Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yetmiş günde ülkenin sorunları büyürken bizler de mücadelemizi büyüttük. Yaz boyunca seksen bir ilde çalıştık. Derdi olanların ayağına gittik, sorunlarını dinledik.

Partimize yönelen saldırılara karşı bir arada durduk, kenetlendik. Birileri klimalı salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlatırken biz yetmiş günde yirmi büyük eylem yaptık.

19 Mart sonrası altmışıncı eylem için de yarın yine İstanbul’dayız, meydanlardayız. Biz milletten aldığımız güçle biz meydanları doldururken bizimle siyasi rekabet edemeyenler saldırılarını sürdürdüler.

Biz mücadeleyi büyütürken onlar kumpasları büyüttüler. Yaptıklarıyla milletin gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler.

Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler. Trump’la beş dakika görüşme yapabilmek için akıl almaz tavizler verdiler.

Yetmiş gün yan gelip yatıp milletin dertleriyle ilgilenmediler. Sonra bir Ekim’de meclise gelip buradan kameraların karşısında poz kestiler.”

CHP Meclis’in açılışına neden katılmadı?

“Biz 1 Ekim öncesi bir karara vardık: Meclisi işine geldiğinde çalıştıran, işine gelmediğinde bypass eden, millet iradesine saygısızlık edip bir darbeye kalkışan, milletin payına değil varsa yoksa kendi payına çalışan bir iktidarın başındaki zatı bu çatının altına gelip bir açılış konuşması yapıp orada demokrasiden, iletişimden, anlayıştan, birlikten, beraberlikten söz edip dönüp gidip zulme devam edecek olan ikiyüzlülüğüne tanıklık etmek istemedik. O gün hiç şüphe yok. O gün hiç şüphe yok. Bu durumdan duydukları rahatsızlıktan bunu milli iradeye saygısızlık, meclise saygısızlık diye nitelendirmeye çalıştılar.

Bunu söyleyenlere şunu hatırlatalım: 15 Temmuz gecesi darbe gerçekleştiğinde, bütün darbeler ki doğası gereği iktidara yapılır, ve bütün dünya döner bakar Ama ana muhalefetin gözünün içine bakar. Biz o gün o güne kadar ki olanca haksızlığa, hukuksuzluğa aramızdaki çelişkilere, kavgalara rağmen Değil mi ki sandığı getiren partiyiz?

Değil mi ki çok partili rejimi getiren bu Türkiye Büyük Millet Meclisi statüsünü kutsal gören, bu milli iradenin tecelligahına sahip çıkan partiyiz?

O gece bir karar verdik. Düşünmeden Genel merkezimizde toplandık. Muhataplarımızı aradık. “Meclisi açın, çalıştıralım, darbeye oradan birlikte direnelim” dedik. Cumhuriyet Halk Partisi yüz yıllık partidir. Yeneriz, yeniliriz. Millet yeni bir görev verene kadar muhalefet partisiyiz. Başka bir şeye tenezzül, tevessül etmeyiz. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin arkasında darbecilerin karşısındayız dedik.

“15 Temmuz gecesi beraberdik”

“15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısındayken AK Parti grubundan milletvekilleriyle beraberdik.

Tayyip Erdoğan’a karşı yapılan darbede demokrasinin safında yer aldık, darbecinin karşısındaydık. Şimdi partimiz yine milletin seçtiklerinden korkan, onun yerine atadıklarına yönetmek isteyen, sandıkla geldiği halde sandıktan kaçan, “İşime geldi demokrasi trenine binmiştim. İşime gelmedi ikinciliğe düştüm şimdi indim.” diyenlere karşı. Yani 19 Mart darbecilerine karşı 15 Temmuz darbecisine nasıl yüz vermediysek onlara da vermedik. Onun da karşısına dikildik. Geçen sene bir Ekim’de burada konuşup iki Ekim’de bir bakan yardımcısını siyasi bir mevki kendi söylüyor. Eskiden bakanlar siyasetçiydi.

Bürokratları, müsteşarları teknik. Şimdi bakanlar teknik, yardımcıları siyasidir. “Bakanlıkla teşkilatım arasında köprü olacaklar.” dediği bakan yardımcısını İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcısı atadı…

Siyasetçiyi Cumhuriyet Başsavcılığı gibi bir göreve atadı. İlk iş darbe mekaniğini başlattı ve devamında bu günlere kadar geldik. Şimdi milli iradeye saygıdan bahsediyor.”

‘Kavala 9 yıldır içerideyken milli iradeden bahsedemezsin’

“Hem de bir yandan açılan Meclis’te Hatay halkının seçtiği Milletvekili Can Atalay’ın koltuğu boşken. Milli iradeye saygıdan bahsediyor. O meclisin yaptığı anayasayla, milletin onayladığı anayasayla AİHM kararları hepimizi bağlarken ve bu kararlara rağmen Kavala 9 yıldır içerideyken yine AYM kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum derken, kaybettiği ilk seçimden sonra demokrasi treninden inerken, CHP’li belediyeleri silkelerken milletin çöpü toplanmasın diye, milletin ayağına hizmet gitmesin diye belediyenin parasına çökerken, yani milletin zorluk çekmesinden siyasi rant beklerken Cumhurbaşkanı adayımızı iftiralarla suçlayıp sonra da çıkıp milli iradeden bahsedemezsiniz.”

‘Kayyım uyguları devam ederken kimse bana Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin’

“Esenyurt, Şişli, Ovacık belediyelerimiz seçtikleri başkanlar yerine kayyumlar tarafından yönetiliyorken, Dem Partili on belediyeye kayyum atanmışken ve Belediye Başkanları, namuslu Belediye Başkanları hapislerde yatarken birilerine “gel bakalım ya da sen, ya sen gel bize katıl ya da sende hapse atıl” deyip muhalefetin belediye başkanlarını hapis tehdidiyle, şantajla partisine katıp utanmadan rozet takma törenleri düzenlerken kimse bana Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin. Buna kimse inanmaz. Sıkıştığında milli iradeye sarılıp 1. olunca milli iradeyi baş tacı yapıp İstanbul’u kaybedince mundar oldu diyeceksin. Mazbatayı iptal ettireceksin. 800.000 farkla gelecek, 5 yıl boyunca her kötülüğü yapacaksın, her iftirayı atacaksın. Yine kazanacak diplomasını iptal ettireceksin. Ondan sonra fotoğraf çektirmeye gelince milli iradenin tecelligahına geldim diyeceksin. Bu milletin iradesi bu ikiyüzlülüğü reddetmektedir artık.”