Daha önce de hakkında benzer 3 dava açılan Abdurrahman Gök hakkında yeni bir daha açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Abdurrahman Gök hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla birleştirme talepli yeni bir iddianame hazırladı.
Daha önce birçok gazeteci hakkında ifade veren gizli tanık “K8Ç4B3L1T5” 18 Ekim 2022’de verdiği ifadelere dayandırılan iddianamede, Gök’ün “KCK Basın Komitesi’nde” “sorumlu düzeyde yer aldığı” öne sürüldü.
MA’nın haberine göre gizli tanık “K8Ç4B3L1T5” iddianameye yansıyan ifadesinde Gök için İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça ve Farsça bildiğini belirtti. Gizli tanık, IŞİD’in Kobani’ye saldırdığı sırada Gök’ün bölgeye giderek “örgüt ideolojisi doğrultusunda haber yaptığını” savundu.
Gizli tanık iddianamedeki ifadesinde, Gök’ün tutuklanan gazetecilere ilişkin yapılan açıklamalara katılması, dayanışma için konuşma yapmasını “örgüt temsilciği” sıfatıyla yaptığını savunarak, “Tutuklanan gazeteciler için yapılan basın açıklamaları/toplantılarda söz alarak temsilci olarak konuşmalar yapar” dedi.
Gök’ün örgüt adına Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan ajanslara yazılar yazarak talimatlar verdiğini ileri süren gizli tanık, “Vermiş olduğu talimatları örnekleyecek olursam 15 Şubat, 9 Ekim gibi Öcalan ile ilgili önemli günlerde yazılar yazması için talimatlar verdiğini biliyorum” iddiasında bulundu.
‘Kemal Kurkut’un etkisiz hale getirilmesini fotoğrafladı’
İddianamede, Gök’ün 2017 Amed Newroz’unda polisin üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u katledilmesi anını fotoğraflamasına da yer verildi.
İddianamede, Kemal Kurkut’un katledilmesinin fotoğraflanması “gizli tanık” beyanı şeklinde yer aldı.
Birçok ödül alan fotoğrafın “bilinmeyen gizli bir bilgi” gibi sunulduğu iddianamede, Kemal Kurkut’un katledilmesi fotoğrafı, “örgütsel bağ” olarak yorumlandı.
Daha önce başta gizli tanık “Sabır” başta olmak üzere Gök aleyhine beyanları alınan gizli tanıkların Gök’ün Kurkut’un katledilmesini fotoğrafladığı yönünde beyanda bulunurken aynı beyanın “K8Ç4B3L1T5” adlı gizli tanıktan alması dikkat çeken iddianamede, Kurkut’un katledilmesi “etkisiz hale” getirilme ifadeleriyle anlatıldı.
İddianamede bu durum şu ifadelerle yer aldı: “‘… 2017 yılında Diyarbakır ilinde yapılan Nevruz kutlamalarında Kemal Kurkut’un güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirilme anını fotoğraflayan kisidir. …’ şeklinde şüphelinin PKK/KCK silahlı terör örgütü ile organik bağ kurduğuna ilişkin beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.”
Birleşme talebiyle hazırlanan iddianame Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek, Gök’ün “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandığı dosyayla birleştirildi. Gök’ün yargılandığı davanın duruşması ise 25 Kasım’da görülecek.
Benzer suçlamalarla daha önce 3 dava açılmıştı
20 Nisan 2017’de Gök’ün Diyarbakır‘daki evine polis baskın yaptı, daha sonra Gök hakkında “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla 7 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Gerekçe ise, Gök’ün haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, sosyal medya paylaşımları ve çektiği fotoğraflar oldu. “Sabır“ adında gizli tanık ise Gök’ün Kurkut’un fotoğraflarını örgüt propagandası amacıyla çektiğini iddia etti. Gök hakkındaki bu davada 30 Haziran 22’de karar çıktı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, örgüt üyeliğinden beraat verdi, ancak propagandadan Gök’e 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Bu dava hala Yargıtay’da.
İkinci dava
Gök 9 Ekim 2018’de yeniden gözaltına alındı. Çok sayıda gazeteciyle birlikte gözaltına alınan Gök, 4 gün sonra adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Suçlama aynıydı: “Örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak”. Yine gizli tanık ifadesine başvuran ve Gök’ün mesleki faaliyetlerini “suç” unsuru sayan savcılık, iki yılın ardından iddianameyi hazırladı. Gök hakkında bir kez daha örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlamasıyla ceza istendi. Gök’ün 9 yıldan 28 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava sürüyor.
Üçüncü dava
Gök, aynı iddialarla bu kez 25 Nisan 2023’te gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Gök ile birlikte aralarında gazeteci, siyasetçi, hukukçu, sendikacı, sanatçı ve insan hakları savunucularının da bulunduğu 128 kişi gözaltına alındı. Gök ve çok sayıda kişi tutuklandı. Gök, 7 ay sonra 5 Aralık 2023’te tahliye edildi.
Açılan davanın gerekçesi yine Gök’ün mesleki faaliyetleri ve çektiği fotoğraflardı. Bu kez bir fark vardı, başvurulan tanık gizli değildi, bin civarında kişi hakkında poliste ifade verdiği ortaya çıkan Ümit Akbıyık, Gök hakkında da ifade verdi. Akbıyık’ın haklarında ifade verdiği çok sayıda kişi beraat ederken, Gök hakkındaki dava ise hala devam ediyor.
Abdurrahman Gök: Biri bitmeden yenisi başlıyor
Sosyal medya hesabından açılan davaya tepki gösteren gazeteci Abdurrahman Gök, “Biri bitmeden yenisi başlıyor. Hakkımda “üyelikten” yeni bir iddianame hazırlanmış. Gizli tanık torbasından bu kez “K8Ç4B3L1T5” çekilmiş. Tıpkı öncekiler gibi demiş ki “#KemalKurkut‘u fotoğraflayan kişidir. Bir paragraflık ifade C. Savcısını iknaya yetmiş” ifadelerini kullandı.
Biri bitmeden yenisi başlıyor
Hakkımda “üyelikten” yeni bir iddianame hazırlanmış.
Gizli tanık torbasından bu kez “K8Ç4B3L1T5” çekilmiş.
Tıpkı öncekiler gibi demiş ki “#KemalKurkut‘u fotoğraflayan kişidir.
Bir paragraflık ifade C. Savcısını iknaya yetmiş
https://t.co/b04F33Gxy1— A.Rahman Gök (@gokarahman) October 9, 2025
DFG: Gizli tanıklarla gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilemez
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
İddianamede, Kemal Kurkut’un katledilmesinin fotoğraflanmasının “gizli tanık” beyanı şeklinde yer alındığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Meslektaşımız Gök hakkında hazırlanan bu iddianame, devletin, meslektaşımıza rövanşist yaklaşımının bir kanıtıdır. Bu iddianame ile Kemal Kurkut’un katledilmesinin aydınlatan Gök’ten adeta intikam alınmaktadır. Meslektaşımız, özgür basın geleneğinden aldığı miras ile ‘Hakikatleri karanlıkta bırakmayan’ bir anlayışla hareket ederek önemli bir gazetecilik başarısına imza atmıştır. Ki bu başarı, birçok alanda verilen ödüllerle tescillenmiştir. Aynı gizli tanıkla birçok meslektaşımız hakkında iddianameler hazırlanmış ve yargılanmıştır. Geçtiğimiz günlerde yine aynı tanıkla benzer bir iddianame ile gazeteci Mehmet Aslan’a da dava açılarak derneğimizin faaliyetleri kriminalize edilmiştir. Gizli tanıklarla gazetecilerin faaliyetleri kriminalize edilemez. Bir kez daha ifade ediyoruz, gazetecilik suç değildir, yargılanamaz.”