Dünya, 21. yüzyılın stratejik kaynaklarına odaklanıyor: nadir toprak elementleri (NTE).
Elektrikli araçlardan savunma sanayine kadar kritik teknolojilerin temelinde yer alan bu elementler, Çin’in küresel üretim tekeli ve Türkiye’nin Beylikova rezervleri ile gündemde.
Erdoğan–Trump görüşmesi sonrası medyada bu konu yeniden tartışma konusu oldu.
Nadir toprak elementleri nedir?
Nadir toprak elementleri (NTE), periyodik tablonun lantanit serisindeki 15 element ile birlikte itriyum (Y) ve skandiyum (Sc) elementlerini kapsar. Toplamda 17 elementtir.
Başlıca elementler:
Neodimyum (Nd), praseodimyum (Pr), disprosyum (Dy), terbiyum (Tb), lantan (La), seryum (Ce), samaryum (Sm), evropiyum (Eu) vb.
Kullanım alanları:
*Elektrikli araç motorları, rüzgar türbinleri, manyetik diskler
*Akıllı telefonlar, ekranlar, piller
*Savunma sanayi (füze sistemleri, radarlar, lazerler)
*Yeşil enerji teknolojileri (özellikle neodimyum mıknatısları)
Nadir toprak elementleri, yeşil dönüşüm ve yüksek teknoloji üretimi için “21. yüzyılın petrolü” olarak görülmekte.
Dünyada nadir elementler ve Çin’in hegemonyası
2024’ün verilerine göre rezerv ve üretim dağılımı şöyle:
Çin: Küresel rezervin %36’sına sahip, üretimin ise %70-75’ini kontrol ediyor.
Vietnam, Brezilya, Rusya: Önemli rezervlere sahip ülkeler.
ABD (Mountain Pass, California): Üretimi yeniden artırmaya çalışıyor.
Avustralya (Lynas Corporation): Çin dışındaki en büyük üretici.
Çin’in NTE politikası
1980’lerden itibaren nadir toprak elementlerini devlet destekli stratejik bir sektör haline getirdi.
1990’larda fiyat kırarak Batı’daki maden işletmelerini kapattırdı.
Bugün sadece cevher değil, rafine etme ve manyetik alaşım üretiminde de tekelleşmiş durumda. Küresel işleme kapasitesinin %85’i Çin’de.
Bu nedenle ABD ve AB, Çin’e bağımlılığı azaltmak için “stratejik nadir element tedarik zincirleri” kurmaya çalışıyor.
Çin, zaman zaman bu elementlerin ihracatını kısıtlayarak dış politikada baskı aracı olarak kullanıyor.
Türkiye’nin nadir element potansiyeli
Türkiye, 2022’de Afyonkarahisar/Emirdağ ve özellikle Eskişehir/Beylikova bölgesinde yapılan keşiflerle gündeme geldi.
Beylikova yatağı, yaklaşık 694 milyon ton nadir toprak elementi içeren cevher ile dünyanın ikinci büyük rezervi olarak gösterilmekte.
Ancak;
Bu rezervin ekonomik olarak işletilmesi, cevherin türü, ayırma teknolojisi ve çevresel etkiler nedeniyle henüz tam olarak başlamadı.
Türkiye şu anda işleme teknolojisine ve rafinasyon kapasitesine sahip değil. Teknoloji eksikliği nedeniyle Çin veya Batılı ortaklarla işbirliğine ihtiyaç duyuyor.
Bu durum, jeoekonomik bağımlılık türlerini yeniden tanımlayacak bir etkiye sahip.
Yeni jeopolitik madencilik çağı mı?
Nadir elementler, geleceğin sanayi devriminin anahtarı olarak görülüyor.
Çin, bu alandaki üretim zincirinin merkezi ve küresel hegemonya mücadelesinde bu gücünü jeopolitik bir koz olarak kullanıyor.
Türkiye, Beylikova rezerviyle önemli bir potansiyel taşısa da bu potansiyel için teknolojik ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir stratejiye sahip değil.
Erdoğan ve Trump NTE konuştu mu?
Erdoğan ve Trump’ın Washington’daki görüşmesinde resmi kaynaklarda NTE konusunun gündeme geldiği teyitlenmedi.
Medya ve muhalefet bu görüşmede Beylikova için ABD ile işbirliği olasılığı tartışmasını gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sahaların başka ülkelere verilmesinin söz konusu olmadığını söyledi.