Fesih kararı alan PKK, Kandil’de düzenlenen basın toplantısıyla güçlerini Türkiye sınırlarından çektiğini açıkladı. Türkçe açıklama, örgüt adına KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok tarafından yapıldı. Basın toplantısına çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci katıldı.
Sabri Ok, açıklamasında geri çekilmenin barış süreci açısından yeni bir aşamayı ifade ettiğini belirtti. Sürecin kalıcı bir barışa dönüşebilmesi için hukuki ve siyasi adımların atılması gerektiğini vurguladı. Geçiş sürecine ilişkin MA’nın sorusunu yanıtlayan Ok, “Attığımız adımların karşısında bazı hukuki düzenlemeler yapılabilmeli” dedi.
“Sürecin, haklarımızın beklediği biçimde güvenle gelişmesi açısından önemli adımlarla şimdiye kadar getirilen bu çalışma, tam da bunun özgünlüğüne uygun şekilde geçici bazı hukuksal çalışmaların adımlarının atılması gerekiyor” diyen Ok, sürecin henüz tamamlanmadığını, karşılıklı adımlar atıldıkça ilerleyeceğini söyledi.
Ok, konuşmasında sürece uygun özel yasaların çıkarılması gerektiğini belirterek, bunun bir “af” talebi olmadığını ifade etti:
“Şimdiye kadar hareket olarak yaptıklarımızın karşısında hukuki olarak bazı düzenlemeler yapılabilmeli. Geçiş sürecidir çünkü henüz bir süreçtir, biten bir süreç değil. Sürece özgü, özel yasalar istiyoruz. Herhangi bir af değil. Elli yıllık mücadele bugüne kadar geldi. Önder Apo’nun çok büyük gayretleriyle çok önemli bir aşamadayız şimdi.”
Sabri Ok, açıklamasının devamında devletin de sorumluluk alması gerektiğini vurguladı:
“Umarız ilgililer de yetkililer de Türk devleti de bunları görür, üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirir.”
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ok, geri çekilmenin “tek taraflı bir jest değil, barışın önünü açma girişimi” olduğunu söyledi.
Channel 8’in “Türkiye’den beklentileriniz tam olarak nedir?” sorusuna yanıt veren Sabri Ok, “Halkların direniş tarihinde Kürt sorunu gibi bir sorunun örneği yok. Bir halkın, bir gücün, bir hareketin önderinin zindan koşullarında barış ve çözüm çabaları görüşmemiştir. Bu kişiler özgür koşullarda bunları yürütmeli. Doğrudan özgür olmalı. Önder Apo, henüz fiziki özgürlüğüne kavuşmadı. Buna rağmen tarihi bir sorumluluğu yerine getiriyor. Önder Apo da kamuoyunda da çokça tartışıldığı gibi bir an önce fiziki özgürlüğüne kavuşmalı” diye belirtti.
‘Meclis Komisyonu Öcalan’la görüşsün’
Sabri Ok, Meclis Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi: “Önemli bir adım, mühimdi. Birçok partiden oluşan bir komisyon. Doğrudan adlandırdı ve anlam da verdi. Bizler de önemli görüyoruz. Şimdiye kadar çalışmalarını şimdiye kadar olumsuz değerlendirmiyoruz ama rolünü tam oynamadı. O da nedir, hareketimiz dışında birçok hareket ve oluşum, sivil toplum var, toplum var, dinlendi. Meclis Komisyonu bir an önce Önder Apo’nun yanına gitmeli ve dinlemeli, esas olan da budur. Süreci başlatan ve yürüten Önder Apo’dur, bu nedenle bir an önce dinlenmeli. Beklentimiz, herkesin rolünü yerine getirmesidir” ifadelerini kullandı.
Ok, son olarak “Türk devleti zaman zaman açıklamalar yapıyor. Bu bir mücadeledir, açıklamamızda da var. Her şeyi onlardan beklemiyoruz, mücadele gerekiyor, herkes sorumluluğunu yerine getirmeli. Olumlu etkilerinin olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
El Arabia’nın “Ankara bu açıklamanızın gereklerini yerine getirmezse?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Olumlu düşünelim, beklentimiz bu süreçte attığımız bu tarihi adıma karşılık herkesin sorumluluğunu yerine getirmesidir” dedi.
Reuters ise PKK’nin bu tarihi adımının ardından Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’nden çekilmesi yönünde beklentisini sordu. Sabri Ok, şunları söyledi: “50 yıllık savaşın ardından tarih, sosyoloji, dünyanın içinde bulunduğu durum, Kürdistan’ı da gözeterek, Önder Apo yeni paradigmayla siyaset yapmayı öneriyor. Bizler bu temelde mücadelemizi sürdürüyoruz. Beklentimiz ilgililerin sorumluluklarını yerine getirmesidir. Eğer bu sorumluluk yerine getirilirse, Başûr’a, Ortadoğu’ya da etkileri olacak. Bizler ısrarcıyız, herkes ve Türkiye devleti sorumluluğunu yerine getirmeli.”
Sabri Ok, son olarak AFP’nin “Bu adıma karşılık verilmezse” sorusuna dair şu ifadeleri kullandı: “Böyle bir şeyi tasarruf etmek istemiyoruz. Önder Apo’nun zindan koşullarında Kürt sorununun çözümü mümkün değil. Önder Apo özgür yaşar ve özgür çalışır koşullarda olmalı. Fiziki özgürlüğü sağlanmalı.”
