Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletinin başkenti El Faşir’in paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (Rapid Support Forces-RSF)) tarafından geçen hafta sonu ele geçirilmesinin ardından, şehirde binlerce sivilin katledildiği yönündeki haberler, uluslararası toplumu alarma geçirdi.
Sudan’daki sivil kuruluşlar ve ordunun açıkladığı rakamlara göre, HDK’nin saldırılarında en az iki bin civarında insan hayatını kaybetti.
Sudan, 15 Nisan 2023’ten beri ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor.
2014 ve 2015’te de Darfur’da soykırımla suçlanan Cancavid milislerinin devamı olan HDK ile Sudan Ordu Güçleri (SAF) arasında yaşanan çatışmalar, Sudan’da diktatör Ömer el Beşir’in 30 yıllık “demir yumruklu” yönetiminin devrilmesinin ardından yaşanması beklenen barış ortamının da giderek uzaklaşma endişelerini artırıyor.
El Beşir’in devrilmesi: ‘Kadının yeri devrimdir’
Sudan’da 19 Aralık 2018’de başlayan El Beşir yönetimine yönelik protestolarda nisan ayına gelindiğinde, sosyal medyada dolaşıma giren bir videoda beyazlar içindeki genç bir kadının protestolara adeta öncülük ettiği görülüyordu.
Videoda, çalışan kadınları simgeleyen geleneksel beyaz giysileri içindeki kadın “Kadının yeri devrimdir” sloganını atıyor ve “Kadının yeri evidir” deyimine göndermede bulunuyordu.
Uluslararası Hartum Üniversitesi’nde mühendislik okuyan ve adı Alaa Salah olan 22 yaşındaki kadının, Sudan’ın Nubiya bölgesinde yaklaşık 4 bin yıl önce hüküm sürmüş antik Meroe hanedanlığının “direnişçi” kraliçeleri için kullanılan ‘Kandaka’ göndermesiyle “Benim büyükannem bir Kandaka” şeklinde söylediklerini çevrede toplanan yüzlerce protestocu “Thawra” (Devrim) diye tamamlıyordu.

Sudan’da El Beşir’i deviren protestocuların yaklaşık yarısı kadınlardan oluşuyordu. Ülkenin cinsiyetçi ve ataerkil toplum yapısına karşı binlerce kadının da sokakta olduğu, yerel medyanın da onları ‘Kandaka’ diye nitelediği biliniyordu.
2013’ten itibaren fiyatların serbest bırakıldığı ve her şeyin alabildiğine zamlandığı Sudan, geçmişte Tunus ve Mısır’daki benzerleri gibi, “ekmek isyanı” olarak adlandırılan protestolardan kısa bir süre önce de IMF heyeti tarafından ziyaret edilmiş, bu ziyaret sonrası IMF tarafından talep edilen kemer sıkma politikaları hızlıca hayata geçirilmeye başlanmıştı. Ancak, yoksul Sudan halkının en çok tükettiği besin maddesi olan yuvarlak ekmeğe yapılan üç kat zam, tepkilerin sokağa taşmasına yetmişti.

Ordu ve Cancavidler devrime el koydu
Diktatör Ömer el Beşir’in Kandaka devrimiyle iktidardan uzaklaştırılmasının ardından Savunma Bakanı Avad bin Avf, 11 Nisan’da ordunun yönetime el koyduğunu, 2 yıllık geçiş döneminin başladığını ve Ömer el Beşir’in tutuklandığını duyurdu.
Bin Avf, Sudan’da Askeri Geçiş Konseyi Başkanı sıfatıyla yemin etmesinin üzerinden 24 saat geçmeden görevini bıraktığını ve yerine Abdulfettah el Burhan’ı seçtiğini açıkladı.
15 Nisan 2023’te başlayan iç savaşın ardından ise 5 eyaletten oluşan Darfur Bölgesinin 4 eyaletinin merkezini kontrol eden HDK, Mayıs 2024’ten beri Kuzey Darfur eyaletinin merkezi Faşir’i kuşatıyor ve şehri almak için sürekli saldırılar düzenliyordu.
HDK, çatışmaların başlamasının ardından merkezi Güney Darfur’un başkenti Nyala’da Sudan hükümetine paralel bir hükümet kurdu.
HDK lideri Muhammed Hamdan Dagalu’nun başkanı olduğu hükümette, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) lideri Abdülaziz el-Hılu Başkan Yardımcısı konumunda.

Sudan: El Beşir, darbeler ve Darfur sorunu
Bağımsızlığını kazandığı 1956’dan 21 Eylül 2021’e kadar 11 darbe ve darbe girişimi yaşayan Sudan’da 3 kez de halk ayaklanması sonucu iktidarlar değişti.
1989’da yine darbeyle işbaşına gelen Ömer el Beşir, bir süre Usame bin Ladin başta olmak üzere cihatçılara ev sahipliği yaptıktan sonra, ülkede 1983’te Müslüman Arap kabilelerle Hristiyan Afrikalılar arasında başlayan, daha sonrasında “Darfur meselesi” olarak bilinen sorunu, yaşadığı siyasi krizi aşmak için araçsallaştırdı.
Darfur’un yerli halkı Afrikalı Müslümanlara karşı, Arap Müslümanları “Cancavid” adı verilen milisleri silahlandırarak destekleyen Ömer el Beşir, bu fiilleri nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçlusu olarak cezalandırılmıştı.
El Beşir milisleri: 2019’daki protestolar ve Hızlı Destek Kuvvetleri
2019’daki protestolar sırasında aralarında o dönemde Ömer el Beşir’in özel milisleri olan Cancavidlerin de yer aldığı Hızlı Destek Kuvvetleri, bu protestolara gerçekleştirdiği sert müdahalelerle 13 kişiyi öldürdü.
HDK protestoların yayılmasının ve uluslararası desteğin Ömer el Beşir yönetimi aleyhine değişmesinin ardından saf değiştirdi.
El Beşir döneminde 2017’de HDK’yi bağımsız bir güvenlik gücü yapan ve operasyonlarını ülke çapında genişletmesine izin veren yeni bir yasa çıkarılmıştı.
Ömer el-Beşir’in katliam emirlerini yerine getiren Cancavid milisleri 2013 yılında Sınır Koruma Birlikleri, 2014 yılında ise Hızlı Destek Kuvvetleri adıyla Sudan istihbaratına entegre edildi ve resmiyet kazandı.
HDK 2019’daki devrimin ardından ise Sudan istihbarat ve güvenlik teşkilatında bağımsız bir birlik olarak varlığını sürdürdü.
HDK’nin asıl askeri gücünü ise Cancavid milisleri oluşturuyor. “Silahlı süvari” anlamına gelen Cancavidler 2000’lerin başında Darfur sorununun çıkışına paralel olarak Sudan’ın batısında yerleşik olan Razigat aşiretine mensup Mahamidler adlı bir Arap sülale tarafından oluşturuldu.
Darfur bölgesinde her ikisi de Müslüman olan yerli Afrikalılar ile Arap asıllı Cancavidler arasında 2003 yılında hız kazanan çatışmalar sonucu 300 bine yakın insan öldü, 3 milyona yakın kişi mülteci oldu.
HDK ve uluslararası destek
Libya’da Kaddafi dönemi sonrası Trablus ve Tobruk hükümet güçleri arasında yaşanan çatışmalara katılan, Yemen’de Suudi Arabistan lehine savaşta yer alan bu milis güçleri The Guardian’ın haberine göre ise son dönemlerde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından fonlanıyor.
Habere göre Sudan’da ele geçirilenler arasında İngiliz yapımı hafif silah hedef sistemleri ve zırhlı personel taşıyıcılarında kullanılan motorlar bulunuyor. Dosyalarda adı geçen motorların, BAE üretimi bir zırhlı personel taşıyıcıya özel üretildiği ve bu araçların BM silah ambargolarını ihlal ederek Libya ve Yemen’de de görüldüğü kaydediliyor.
The Guardian, BAE’nin HDK’ye İngiltere menşeli malzeme tedarik ettiğine ilişkin ilk iddialar BM Güvenlik Konseyi’ne ulaştıktan aylar sonra, Londra’nın aynı tür askeri ekipman için BAE’ye yeni ihracat onayları verdiğine işaret eden verilerin ortaya çıktığını aktarıyor.
BAE, 2023’ten bu yana Port Sudan merkezli hükümete karşı yürütülen iç savaşta HDK’ye silah sağlamakla defalarca suçlandı.
AB’nin de Libya üzerinden Avrupa’ya göç akışını önlemek için 2016’da Sudan’la işbirliğine başladığında HDK’yi fonladığı biliniyor.
HDK’nin katliamı uydu görüntülerinde
El-Faşir’in, 500 günden uzun süren kuşatmanın ardından düşmesiyle on binlerce sivil kentte mahsur kaldı; ülkenin diğer bölgelerindeki yakınlarıyla temasını kaybeden çok sayıda kişi bulunuyor.
BM, HDK’nin son saldırısında sivillere yönelik “yargısız infazlar” dahil ağır ihlaller yaşandığı uyarısında bulundu; çok sayıda toplu katliam iddiası raporlandı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, El-Faşir’de “büyük ölçekli ve etnik temelli ihlaller ile vahşetlerin” her gün arttığı uyarısını yaptı.
Yale Üniversitesi İnsani Araştırmalar Laboratuvarı (HRL) tarafından yayımlanan uydu görüntülerinde, HDK hareketleriyle uyumlu alanlarda geniş kan izleri tespit edildi. HRL, “koyulaşmış en az üç alanın” yakınında uzunluğu yaklaşık 1,3–2,0 metre olan ve insan bedenine karşılık gelebilecek cisimler saptandığını bildirdi.

 
                				             
            


