• Ana Sayfa
  • Gündem
  • İBB iddianamesi: İmamoğlu’nun kurultay konuşmaları ve fotoğrafları suç delili olarak gösterildi

İBB iddianamesi: İmamoğlu’nun kurultay konuşmaları ve fotoğrafları suç delili olarak gösterildi

Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü’nden İBB’ye uzanan faaliyetleri iddianamede “suç örgütü” bağlamında ele alındı. İddianamede İmamoğlu’nun siyasi kariyeri, örgütsel yapılanma olarak sunuldu.

İBB iddianamesi: İmamoğlu’nun kurultay konuşmaları ve fotoğrafları suç delili olarak gösterildi
  • Yayınlanma: 11 Kasım 2025 16:13
  • Güncellenme: 11 Kasım 2025 18:59

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin görevden alınan başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “örgütün kurucusu ve lideri” ifadeleri kullanıldı.

İmamoğlu hakkında 142 eylemden cezalandırma talep edildi.

Açıklamada İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalar şöyle listelendi:

  • Rüşvet (12 kez)
  • Suç gelirlerinin aklanması (7 kez)
  • Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık (7 kez)
  • “Suç örgütünün kurucusu ve lideri olması dolayısıyla” örgüt mensupları tarafından işlenen kişisel verilerin kaydedilmesi (2 kez); kişisel verileri ele geçirme ve yayma (2 kez)
  • Suç delillerini gizleme (4 kez)
  • Haberleşmenin engellenmesi
  • Kamu malına zarar verme
  • Rüşvet alma (47 kez)
  • Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma irtikap (9 kez)
  • Kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık (39 kez)
  • Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama (4 kez)
  • İhaleye fesat karıştırma (70 kez)
  • Çevrenin kasten kirletilmesi, vergi usul kanuna muhalefet, orman kanununa muhalefet, maden kanuna muhalefet

İddianamede İmamoğlu diğer şüphelilerin işlediği öne sürülen suçlardan da sorumlu tutuluyor ve bunlar için ayrıca cezalandırma talep ediliyor.

İddianameden detaylar: Örgüt liderliği suçlaması

İddianameden: ‘Liderliğin şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun yapmış olduğu suç örgütünün yönetimini şüpheliler Murat ONGUN, Ertan YILDIZ, Fath KELEŞ, Adem SOYTEKİN, Murat GÜLİBRAHİMOĞLU ve Hüseyin GÜN yapmaktadır. Bazı örgüt üyeleri (şüpheliler Tuncay YILMAZ, Mehmet Murat ÇALIK, Resul Emrah ŞAHAN, Yakup ÖNER, Mustafa AKIN, Yiğit Oğuz DUMAN, Cevat KAYA, Seza BÜYÜKÇULHA ve Mehmet PEHLİVAN gibi) arasında herhangi bir örgüt yöneticisi olmaksızın doğrudan örgüt liderine bağlı hareket edip liderden almış olduğu emir ve talimatları yerine getirmektedir.’

İddianameden: “Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde 2014 yılı yerel seçimleri sonrasında yapılanmaya başlayan ”İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütü”nün liderliğini şüpheli Ekrem İMAMOĞLU yapmıştır. Örgütün ilk eylem tarihi 2015 olmakla birlikte, suç örgütünün eylem gerçekleştirdiği yer de örgütün ilk yapılanmaya başladığı Beylikdüzü ilçesidir. Soruşturma kapsamındaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, ilk eylemden sonra çıkar amaçlı suç örgütü 2019 seçim sürecine kadar Beylikdüzü ilçesi sınırlarında aktif olarak faaliyet göstermiştir. Kamu gücünün kaynaklarının sonuna kadar kullanıldığı ve kullandırıldığı bu örgütün faaliyet alanları bakımından, 2014 seçim sürecinden 2019 seçim sürecine kadar suç örgütünün Beylikdüzü ilçesinde inşaat faaliyetleri gösteren şahısları ve firmaları hedef aldığı anlaşılmıştır. Alınan ifadelerden de anlaşılacağı üzere, örgüt 2019 seçim sürecine kadar soruşturma kapsamında tespit edilen eylemlerinden de İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri için oluşturulması amaçlanan fonu tamamlamak amacıyla eylemlerine devam etmiş ve bu süreçten sonra da yine ifadelerde belirtilen Cumhurbaşkanlığı adaylığı için oluşturulmak istenen fonu tamamlamak amacıyla eylemlerine devam ettiği belirlenmiştir.”

İmamoğlu’na yerel seçimler sonrası suç örgütü kurma suçlaması 

Ekrem İmamoğlu, 2014 yerel seçimleri sonrasında bir suç örgütü kurmakla suçlanıyor.

Örgütün adı: İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü 

Örgütün adı iddianamede “İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” olarak geçiyor.

“Örgütün ilk eylemi 2015 yılında gerçekleşti” yazıyor.

İlk yapılanmanın adresi olarak Beylikdüzü olarak gösteriliyor

“Örgütün ilk yapılanması Beylikdüzü ilçesinde başladı” yazıyor.

“Soruşturma kapsamında alınan ifadeler, örgütün 2019 seçim sürecine kadar Beylikdüzü sınırları içinde aktif olarak faaliyet gösterdiğini belirtiyor” ifadesi iddianmede yer alıyor.

Örgütün, faaliyetlerinde kamu gücünün kaynaklarını sonuna kadar kullandığı veya kullandırdığı iddia ediliyor.

Örgütün faaliyet alanı kapsamında, 2014-2019 seçim süreci boyunca Beylikdüzü’nde inşaat faaliyeti yürüten kişiler ve firmalar hedef alındı.

İddianameye göre, örgüt 2019 seçim sürecine kadar İBB seçimleri için fon oluşturmak amacıyla eylemlerine devam etti.

Soruşturma kapsamında ayrıca, örgütün Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla eylemlerine devam ettiği iddia ediliyor.

İddianameye göre örgütün amacı

İddianameden örgütün “amacı” ile iligli kısımlar kısa kısa:

“Şüpheli Ekrem İmamoğlu, çıkara dayalı bir suç örgütü kurmuş ve yönetmiştir.

Örgüt, usulsüz verilen ruhsat ve imar izinlerinden elde edilen paranın %10-15’ini sisteme aktarmıştır.

Örgüt lideri ve üyeler, bu usulsüzlükler sayesinde şahsi olarak ciddi şekilde zenginleşmiştir.

Örgütün birincil amacı maddi zenginleşmedir, ikincil amacı ise CHP’yi ele geçirmek olmuştur.

Şüpheli, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geçiş sürecini organize etmiştir.

Örgüt lideri, parti içinde tek söz sahibi olmayı ve partiyi kontrol etmeyi hedeflemiştir.

Üçüncül hedef, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için partinin adayını belirlemek olmuştur.

Örgüt, maddi kazancı ve insan kaynağını sistematik şekilde kullanarak güç ve etki alanını genişletmeyi hedeflemiştir.

Bu süreçte, kamu gücünden yararlanılarak kişilerin örgüte dahil edilmesi sağlanmıştır.”

İmamoğlu’nun konuşmaları suçlama konusu yapıldı

İddianameden örgütün amacıyla ilgili kısımlar kısa kısa part 2 (İmamoğlu’ndan alıntılar var):

“Şüpheli, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde tohumlarını attığı ve kurup yönettiği bir sistem üzerinden suç örgütü oluşturmuştur. Örgütten elde edilen maddi kazancın, olası Cumhurbaşkanlığı makamıyla çok daha fazlasına ulaşabileceği hedeflenmiştir.

Örgütün rüşvet, usulsüzlük ve yolsuzluk çarkı, daha önce yönetilen belediyelerden öteye geçerek ülke genelinde yayılması amaçlanmıştır.

Kurulan sistemden elde edilmeye çalışılan kaynak yalnızca maddi değil, aynı zamanda insan kaynağıdır.
Bu insan kaynağı, ifadelerde yer alan sözlerle örgüte dahil edilmeye çalışılmıştır:

“Geleceğin Cumhurbaşkanına yardım yapıyorsun.”

“Şimdi verme vakti!, Ekrem Başkan, Cumhurbaşkanı olunca şimdi verdiklerin ileride fazlasıyla alacaksın, bizim dönemimiz çok yakın!”
“Şimdi kaşıkla ver, ileride kepçeyle alırsın.”

“Kardeşim! Geleceğin Cumhurbaşkanına yardım etmekten niye geri duruyorsunuz?”

Bu sözlerle, kamu gücünden yararlanılarak şahısların örgüte dahil edilmesi hedeflenmiştir.”

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı videoları yer aldı 

İddianamede 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayı video ön incelemeleri yer aldı.

İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun kurultay konuşmasında, “Partimizin en önemli organı ve mutlak iradesi olan kurultayımız, ülkemiz ve demokrasimiz adına büyük bir olgunlukla Genel Başkan seçim sürecini tamamlamıştır.” ifadeleri yer aldı.

İddianamede ayrıca, “Sonuç her hâlükârda Cumhuriyet Halk Partisi’nin her üyesinin kazandığı bir sonuçtur.” sözleri yer aldı. İddianamede salondan gelen “Başkan Özgür, Başkan Özgür” sesleri de yer bulurken Ekrem İmamoğlu’nun yeni Genel Başkan Özgür Özel’i kutlaması da yer aldı.

İddianamede ayrıca İmamoğlu’nun “Partimizin yeni Genel Başkanı Sayın Özgür Özel olmuştur. Kendilerini kutluyor ve yeni görevinde başarılar diliyorum. Partimize, ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlı uğurlu olsun.” ifadeleri yer aldı.

İddianamede Özgür Özel’in kurultay konuşmasında kürsüden sarf ettiği “Hayatımın en büyük gururunu, en büyük onurunu yaşıyorum.” sözleri de yer aldı.

Kurultay’dan fotoğraflar da bu şekilde suç delili gibi iddianamede yer alıyor

Kurultayının suç delili olarak gösterilen bölümleri

İddianameden CHP kurultayının suç delili olarak gösterilmesine dair bölümler:

“İncelenen görüntülerden, suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte soruşturma kapsamında gözaltına alınan şahısların 38. Kurultay’da CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL’in yanında Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte yer aldığı anlaşılmaktadır.

Soruşturma kapsamında alınan ifadelerden, Fath KELEŞ, Murat ONGUN, Resul Emrah ŞAHAN, Şafak BAŞA, Yiğit Oğuz DUMAN ve Necat ÖZKAN isimli şahısların Ekrem İMAMOĞLU’nun yakın ekibinde bulunduğu ve bu şahıslar hakkında da soruşturma dosyası kapsamında şüpheli olarak işlem yapıldığı belirlenmiştir.

İsmail Doğan SUBAŞI, Mesut KÖSEDAĞI, Özgen NAMA, Mithat Bülent ÖZMEN ve Nevzat Burak KESİMOĞLU isimli şahısların İBB’de yönetici kadrosunda görev yaptıkları göz önünde bulundurulduğunda, bu şahısların suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte hareket ederek kurultayda yer aldıkları anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle açıklamalarda bulunan şüphelilerin ifadeleri ve kurultay görüntüleri birlikte değerlendirildiğinde, Sarp YALÇINKAYA’nın ifadesindeki güvenilir kişiler arasındaki toplantıya katılan şahısların kurultay toplantısında da yer aldığı anlaşılmıştır.

Bu hususlarla birlikte, CHP Başkanlık görevine gelen Özgür ÖZEL isimli şahsa suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte destek verildiği, Sarp YALÇINKAYA’nın ifadesiyle de doğrulanmıştır.”

İddianamede yurt dışı finansman iddiaları: Sisteme aktarıldı iddiası

İddianamede,İmamoğlu’nun yönetiminde olduğu ileri sürülen suç örgütünün “yurt dışı finansmanları” nasıl kullandığına dair detaylar yer aldı. İddianamede dikkat çeken bölümler şöyle:

Finansmanların amacı dışı kullanımı

İddianamede, İBB ve İSKİ tarafından 2019-2025 yılları arasında kullanılan yurt dışı finansmanların yaklaşık %10-15’inin doğrudan finansman sözleşmelerinde yer alan yüklenici şirketlere ödendiği, kalan kısmının ise farklı kurum ve kişi hesaplarına aktarıldığı iddia edildi ve şu ifadeler yer aldı:

“Ayrıca finansmanların yaklaşık %20’si tekrardan yurt dışı finans kuruluşlarına ödemelerde kullanılarak tabiri caizse borç borçla kapatılmış, kamu zarara uğratılmıştır.”

Örgüt bağlantısı ve amaç dışı aktarımlar

İddianamede, finansmanların doğrudan Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan suç örgütüne bağlı şirketlere aktarıldığı veya önce İBB’ye bağlı şirketler üzerinden dolaylı olarak bu şirketlere yönlendirildiği ileri sürüldü.

Bu durumun, finansmanlardan amaçlanan faydayı sağlamadığı, örgütün amaçları doğrultusunda kamunun zarar görmesine yol açtığı kaydedilerek şu ifadeler yer aldı:

“İncelenen yurt dışı finansmanlarının, finansman amacına aykırı olarak kullanılması… ve bunların doğrudan Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan suç örgütüne bağlı ve/veya yakın şirketlere aktarılması sebebiyle kullanılan yurt dışı finansmanından amaçlanan fayda sağlanamamıştır.”

‘Sistem’e aktarılan kaynaklar

İddianamede özellikle finansmanların yaklaşık %50’sinin İBB ve ortakları ile proje ilgisi olmayan kurum ve kişi hesaplarına aktarıldığı vurgulandı. Bu kaynakların, örgütün parasal havuzunu beslemek için kullanıldığı öne sürüldü:

“Kullanılan bu finansmanlar amacı dışı kullanılarak buradan gelen parasal kaynak İBB ve ortaklarına aktarılmış; buradan da usulsüz yollar ve doğrudan teminler yoluyla ‘SİSTEM’ adını verdikleri yapının ekonomik olarak beslenmesi için oluşturulan havuza gönderilmiştir.”

İştirakler üzerinden kurulan ‘sistem’ 

İddianamede dikkat çeken bir diğer bölüm ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerle ilgili iddialar oldu. Savcılık metninde, bazı iştiraklerin “örgütün mali kaynaklarını yönlendirme aracı” olarak kullanıldığı ileri sürüldü.

‘Ahtapot gibi yayılmış bir yapılanma’

Savcılık, iddianamede örgütün belediye iştirakleri içinde “ahtapotun kolları gibi” örgütlendiğini belirtti. Belgede, bu yapılanmanın İBB’ye bağlı bazı kurumlarda yoğunlaştığına dikkat çekildi.

“İddianameye konu örgütün, tıpkı bir ahtapotun kolları gibi İBB’ye bağlı iştiraklerde işleyiş gösterdiği” ifadesine yer verildi.

Bu kapsamda adı geçen kurumlar arasında Medya A.Ş., Kültür A.Ş., Reklam Yönetim Müdürlüğü, Ağaç A.Ş., İSFALT A.Ş. ve İETT yer aldı.

İSKİ ve İGDAŞ’a yönelik soruşturma devam ediyor

İddianamede, örgütün aynı yöntemleri İSKİ ve İGDAŞ bünyesinde de uyguladığı iddia edildi. Savcılık, bu iki kurumla ilgili soruşturmanın ayrıca sürdüğünü belirtti:

“Soruşturmaya konu İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’nün İSKİ A.Ş. ve İGDAŞ A.Ş. kurumları içerisinde kendi iç örgütlenmelerini kurarak gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerine yönelik olarak tahkikat devam etmektedir.”

‘Kendilerine bağlı şirketler üzerinden yüzlerce milyonluk ihaleler’

İddianamede, İBB iştirakleri bünyesinde görevli yöneticilerin ve örgüt üyelerinin, kendi kontrollerinde olan ya da yakın ilişki içinde bulundukları kişiler adına şirketler kurdurdukları öne sürüldü.

“Bazı iştirakler eliyle örgüt yöneticileri ya da üyeleri tarafından kendilerine bağlı olan, kimi zaman kendi adlarına kimi zaman sıkı ilişki içinde oldukları kişilere ait şirketler kurdurulmuştur.”

Bu şirketlere yüzlerce milyon TL tutarında ihaleler verildiği, diğer tekliflerin ise “göstermelik” olduğu belirtildi.

“Kurdurulan bu şirketlere yüzlerce milyon TL tutarında ihaleler aldırıldığı, ihalelere girecek diğer firmaların yine kendilerine bağlı kurdurulmuş olan şirketlerce göstermelik olarak yan teklif verdiği, ihalenin sonucunun en başından belli olduğu anlaşılmıştır.”

Bu yolla elde edilen gelirlerin tamamının örgütün finansal yapısına, yani “Sistem” adı verilen havuza aktarıldığı iddiaları iddianamenin devamında yer aldı:

“Tüm bu hususlar, şüpheli şahısların aralarındaki yazışmalar, MASAK raporları, şirket hesapları ve tanık ifadeleriyle sabittir. Örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun bilgi ve talimatı ile gerçekleşen bu çıkar amaçlı faaliyetler sonucunda elde edilen hukuka aykırı gelir ‘Sistem’e aktarılmıştır.”

Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş.’ye dair iddialar

İddianamede dikkat çeken bölümlerden biri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş. üzerinden kurulduğu iddia edilen yapılanmaya ilişkin ifadeler oldu.

Savcılık, bu yapının “çıkar amaçlı suç örgütünün finansal ve organizasyonel ayağını” oluşturduğunu belirtti. İddianamede, özellikle Murat Ongun ve Serdal Taşkın arasında yaşanan güç mücadelesine dikkat çekilerek şu değerlendirme yer aldı:

“Suç örgütü içerisinde kuvvetlenmeye başlamasıyla birlikte Murat Ongun ile Serdal Taşkın fikir ayrılıklarına düşmüş olup aralarında büyük anlaşmazlıklar vuku bulmuştur. Bunun üzerine örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun tavrını Murat Ongun’dan yana göstermesi üzerine, Ongun’un baskı ve zorlamalarıyla Serdal Taşkın 2021 yılında resmiyette istifa etmişse de, aslında Murat Ongun tarafından görevden alınmıştır. Taşkın’ın görevden ayrılmasından sonra Murat Ongun, Ekrem İmamoğlu suç örgütünün Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş. yapılanmasında örgüt liderinden sonra tek sahip olmuştur.”

İddianameye göre bu süreç, “örgütün medya ve tanıtım ayağında tek merkezli bir kontrol sisteminin” kurulduğu iddiasını güçlendirdi.

Tanık İfadesi: ‘Ben Sadece İmza Atardım’

İddianamede yer alan Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas’ın ifadeleri de dosyada dikkat çeken unsurlar arasında yer aldı. Abbas’ın beyanlarının, örgütün belediye iştirakleri üzerindeki kontrolünü ve karar mekanizmasının nasıl işlediğini ortaya koyduğu savunuldu.

Abbas ifadesinde şunları söyledi:

“Benim genel müdür olduğum dönemde, iletişim koordinatörlüğü kısmı tamamen benim inisiyatifim dışında, Murat Ongun tarafından yürütülmekteydi. Ancak resmiyette Kültür A.Ş. faaliyeti kapsamında olduğu için işlemler benim imzamla yürüyordu.
İhaleler, sanatçı anlaşmaları ve organizasyon bütçeleri tamamen Murat Ongun tarafından belirlenirdi. Ben sadece imza atardım.”

Savcılık, bu ifadelerin örgütün işleyişine dair önemli bir tablo sunduğunu belirtti. İddianamede, Abbas’ın beyanlarının ardından şu değerlendirme yer aldı:

“Bu ifadeler, milyarlarca liralık kamu zararına neden olarak haksız kazanç sağlayan suç örgütünün, Murat Ongun yapılanması üzerinden kamu kaynaklarını Ekrem İmamoğlu’nun gayriresmî siyasi faaliyetleri ve kişisel zenginleşmesi amacıyla kurulan ‘sistem’e aktardığını göstermektedir.”

İSFALT A.Ş.’ye ‘kamu ihaleleri üzerinden finans sağlandı’ iddiası

İddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerden İSFALT A.Ş .’nin, Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği iddia edilen “çıkar amaçlı suç örgütü”nün finansmanında “araç” olarak kullanıldığı öne sürüldü.

Savcılık, İSFALT A.Ş.’de yapılan ihalelerin belirli şirketler lehine organize edildiğini ve bu süreçte örgüt üyelerinin kritik görevlere getirildiğini belirtti. İddianamede, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediyesi döneminde yanında çalışan Mehmet Karataş’ ı 2019’da İSFALT Genel Müdür Yardımcısı olarak atandığı, ardından Burak Korzay’ın Genel Müdürlük görevine getirildiği vurgulandı.

Tanık ifadelerine göre, ihalelerin “önceden belirlenen firmalara verildiği” ve bu firmalardan örgüte “rüşvet” sağlandığı ileri sürüldü. Gizli tanık ve teknik raporlara dayandırılan bölümlerde, İSFALT üzerinden yapılan bazı asfalt alımlarında “sahte faturalar ve şişirilmiş üretim miktarları” tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, Mehmet Karataş’ın görevden ayrıldıktan sonra İSFALT’tan ihale alan Ali Nuhoğlu’na ait şirketlerde çalışmaya başlamasının dikkat çekici olduğu vurgulandı. MASAK raporlarına atıf yapılan bölümde, Nuhoğlu’nun kazandığı kamu ihaleleri sayesinde büyük kazançlar elde ettiği, bu gelirlerin bir kısmının “İmamoğlu sistemi ” olarak tanımlanan yapıya aktarıldığı iddia edildi.

Savcılık, bu ihalelerden sağlanan paraların “hem örgütün sürekliliğini sağlamak hem de İmamoğlu’nun siyasi faaliyetlerini finanse etmek” için kullanıldığını ileri sürdü. MASAK raporunda yer alan villa alım–devri işlemlerinin de bu para akışına örnek teşkil ettiği belirtildi.

‘Beylikdüzü Dönemi’ detayı: Rüşvet çarkı iddiası

İddianamede “İmamoğlu Suç Örgütü”nün temellerinin Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde atıldığı öne sürüldü. Savcılık, bu dönemde belediye kaynaklarının CHP İl Başkanlığı binasının alımında kullanıldığı ve belediye bünyesinde rüşvet ilişkilerinin kurumsallaşmaya başladığı iddialarına yer verdi.

Belgede yer alan ifadelerde, CHP İl Başkanlığı binasının satış işlemlerindeki bedelin büyük kısmının Beylikdüzü Belediyesi tarafından karşılandığı belirtildi. Etkin pişmanlıktan yararlanan şüpheli Adem Soytekin ’in ifadesine göre, bu süreçte Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz ve Adem Soytekin gibi isimlerin İmamoğlu ile yakın ilişkiler kurduğu ve örgütün ilk yapılanmasının bu dönemde başladığı aktarıldı.

Tanık Uğur Güngör ’ün ifadesi ise iddianamede dikkat çeken bir diğer bölüm oldu. Güngör, 2015–2016 yıllarında Beylikdüzü’nde bulunan arsasını Gül İnşaat adlı firmaya verdiğini belirterek inşaatın dükkâna çevrilmesi sürecinde belediyeye 15 milyon TL rüşvet talep edildiğini öne sürdü.

Tanık beyanına göre, o dönem Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan Mehmet Murat Çalık Güngör’e “Buradan çıkarsan bir daha göremezsin” diyerek baskı yaptı.

İddianamede, bu olayın belediye bünyesinde “rüşvet çarkının 2015–2016 döneminde kurulmaya başladığını” gösterdiği savunuldu.

İddianamede yer alan değerlendirmelere göre, Beylikdüzü Belediyesi döneminde bazı imar, ruhsat ve iskân işlemlerinde usulsüzlükler yapıldığı, bu süreçte belediye personelinin rüşvet karşılığında işlem yaptığı öne sürüldü.

Yüzlerce sayfa tanık beyanına ilişkin savcının değerlendirmesi

İddianamede çok sayıda tanık ifadesine yer veriliyor. “Eylem 1, Eylem 2, Eylem 3…” şeklinde ara başlıklara bölünerek bu başlıklar altında incelenen suç isnatları altında uzun uzun sıralanan tanık beyanları yüzlerce sayfaya yayılıyor…

İddianamede yer alan tanık ifadeleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ihaleleriyle ilgili detaylar içeriyor. Beyan verenler arasında Kültür A.Ş ve Medya A.Ş üzerinden ihalelere katılan ya da davet edilen kişiler, ihaleye girmek istemelerine rağmen sistemin dışında bırakılanlar, bu şirketlerde ihalelerle ilgili görevli yöneticiler ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ilgili pozisyonlarda çalışan personel yer alıyor.

Tanıklar arasında M urat Abbas (Kültür A.Ş Genel Müdürü), Elif Güven (Medya A.Ş Genel Müdürü), Selman Narman (Avukat), Gökhan Köseoğlu (Satınalma Müdür Vekili), Adem Tuncay (Reklam Müdürü) ve Hakan Karaköse (Reklam Müdürlüğü Şefi) gibi isimler bulunuyor.

Peki savcılığın iddianamede oldukça geniş yer tutan bu tür tanık ifadelerinin güvenilirliğine ilişkin değerlendirmelerini nasıl?

1481. sayfada tanık beyanlarına ilişkin değerlendirmesini sunan savcılık, tüm bu ifadelerin görevleri ve pozisyonları gereği ulaştıkları bilgilerle uyumlu olduğunu, birbirleriyle tutarlı, somut ve görgüye dayalı olduğunu vurguluyor.

Tanıkların ortak görüşü, ihalelerin suç örgütünün organizasyonu kapsamında, önceden ayarlanarak “adrese teslim” şekilde gerçekleştiği yönünde. Savcılık, bu ifadelerin bilirkişi tespitleriyle de uyumlu olması nedeniyle itibar edilmesi gerektiğin e ilişkin değerlendirmelerini de iddianamede sunuyor:

“Tüm bu şahısların hepsinin beyanlarının birbiri ile uyumlu olduğu, somut, zaman ve mekan unsurları bakımından detay içeren ve genellikle görgüye dayalı ifadelerden oluştuğu anlaşılmıştır. Muhtelif bir çok şahsın aynı yönde beyanda bulunmasının hayatın olağan akışı içerisinde tesadüf ile açıklanmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
Bir diğer önemli hususun ise, yukarıda örnekseme yoluyla değinilen beyanların, bilirkişiler tarafından yapılan tespitler ile de uyumlu olması ve ilerleyen eylemlerde de görüleceği üzere İstanbul Büyükşehir
Belediyesince yapılan ana ihalelerin hepsinde benzer bir kurgunun işletilmesi nedeniyle bu şahısların beyanlarına itibar edilmiştir.”

İBB iddianamesinde 15 gizli tanık

İBB iddianamesinde 15 gizli tanığın ifadeleri yer aldı:

1. Gizli tanık Meşe 2. Gizli tanık Doğan 3. Gizli tanık İlke 4. Gizli tanık Çınar 5. Gizli tanık Rüzgar 6. Gizli tanık Maun 7. Gizli Tanık Gürgen 8. Gizli tanık Mimoza 9. Gizli tanık Köknar 10. Gizli tanık Sekoya 11. Gizli tanık Zeytin 12. Gizli tanık Martı 13. Gizli tanık Kartal 14. Gizli tanık Şahin 15. Gizli tanık Ladin

İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan hakkında suçlamalar

Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan hakkında iddianamede ciddi suçlamalar yer alıyor. İddianamede, Pehlivan’ın örgütün hukuk grubu içinde yer aldığı, İmamoğlu’nun müdafası rolünü üstlendiği, müvekkillerin lehine savunma yapmanın ötesine geçerek soruşturma sürecini yönlendirdiği i leri sürülüyor.

Savcılık, Pehlivan’ın tutuklu kişilere baskı uygulayarak örgüt hakkında bildiklerini aktarmalarını sağladığını, örgütün çözülmesini engellemeye çalıştığını ve “tutuklulara maddi destek verileceği” yönünde talimatlar verdiğini belirtiyor. Ayrıca Pehlivan’ın yurt dışına kaçış planlarını organize ettiği, cezaevlerine gönderdiği avukatlar aracılığıyla talimat ilettiği ve tutukluların ifadelerini kontrol altında tuttuğu yönünde iddialar da sıralanıyor. Pehlivan’ın örgüt içindeki hiyerarşiye dâhil olarak aktif rol üstlendiği, soruşturma sürecini gayriresmî ilişkilerle etkilemeye çalıştığı ve dosya kapsamındaki tutukluların avukatlarını organize ettiği iddia ediliyor. Bu süreçte Avukat Onur Büyükhatipoğlu’nun da Pehlivan’ın organizasyonunda hareket ettiği iddia ediliyor.

İddianamede ayrıca, iş insanlarından temin edilen paralarla CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması ve “Para Kuleleri” isimli görüntüler sonrası Pehlivan’ın gönüllü bağış olmamasına rağmen bazı iş insanlarından sahte bağış makbuzları aldığı, “Güllüce Tarım” şirketi içindeki villaların devrine ilişkin geriye dönük usulsüz sözleşmeler hazırladığı ve bazı şirket devirlerinde sahte faturalar düzenlendiği de öne sürülüyor.

19 Mart 2025’teki operasyon öncesinde Pehlivan’ın organize ettiği toplantılarda örgüt üyelerinin telefonlarının toplandığı, dijital kayıt yapılmasının engellendiği ve mahremiyet kurallarına riayet edilerek toplantılar gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Bu toplantılarda örgütün çözülmemesi için ayrıntılı planlar yapıldığı da iddianamede yer alıyor.

Özetle, iddianamede Mehmet Pehlivan’ın avukatlık mesleğini kullanarak örgüt lehine hareket ettiği, soruşturma sürecini yönlendirdiği, tutuklular ve örgüt üyeleri üzerinde baskı kurduğu ve mali işlemler ile belgelerle örgüt faaliyetlerini desteklediği ileri sürülüyor.

İddialar İmamoğlu’nun ailesine de uzanıyor: Hasan İmamoğlu detayı

İddianamede, Beylikdüzü’ndeki Westside İnşaat Projesi kapsamında, inşaat sahipleri ve arsa sahiplerinden rüşvet alındığı öne sürülüyor. Bu bölümde Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu ’nun da ismi ” şüpheli ” sıfatıyla geçiyor.

Tanık Seyfi Beyaz ’ın ifadelerine göre, projede yapılan devrelerin üç veya dört adedi Hasan İmamoğlu adına kaydediliyor. Ödemelerin dört farklı firmadan oluşan ortak hesaplara gösterilmek üzere yatırıldığı, ardından paranın elden teslim alınarak “rüşvet suçuna resmiyet kazandırılmaya çalışıldığı” öne sürülüyor.

Seyfi Beyaz’ın beyanları şu şekilde:

“Bahsettiğim 5 dairenin 3’ü ya da 4’ü Ekrem İmamoğlu’nun babası olan Hasan İmamoğlu adına yapılmıştır. Bu yapılan devre ilişkin ad ortaklık hesabına göstermelik olarak para yatırıldı. Ancak miktarı şu anda tam olarak hatırlamıyorum. Yatırılan para daha sonra elden bizim ofise gelerek teslim alınmıştır. Kimlere teslim edildiğine dair belge ve bankadan para çekimine ilişkin dekontu savcılığınıza sunacağız. Hatırladığım kadarıyla Tuncay Yılmaz ve Hasan İmamoğlu parayı elden almak üzere gelen kişilerdir. Bu 3 ya da 4 daireyi Hasan İmamoğlu’na devretmemizi isteyen kişi dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat Çalık’tır.”

Savcılık, alınan ifadelerin birbirleriyle örtüştüğünü ve araştırmalar sonucunda iddiaların Westside İstanbul 2 projesindeki dört taşınmaza ilişkin olduğunu tespit ettiği notunu düşerek iddianamede Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu ile ilgili bu rüşvet iddialarına yer veriliyor.

Dilek İmamoğlu ile Baran Gönül arası nakit transfer işlemleri iddianamede yer aldı

İddianamede, şüphelilerden biri olan Baran Gönül ile İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu arasındaki nakit transfer işlemlerine yer verilmesi dikkat çekti:

“Dilek Kaya İmamoğlu hakkında Başkanlığımız veri tabanında yapılan sorgulamalar neticesinde, şahsın Tapu İşlemleri kayıtlarında 01.03.2023 tarihinde 2009 ve 2010 yıllarında Ekrem İmamoğlu’nun ilgili yıllarda ortağı ve yöneticisi olduğu Tetra Yapı Endüstri Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden kat irtifakı şeklinde edindiği iki adet ‘mesken’ ve 2012 yılında aynı şirketten edindiği bir adet ‘dubleks mesken’ olmak üzere toplam üç taşınmazı Baran Gönül adlı şahsa devrettiği görülmüştür.”

Tapu devrinden kısa süre sonra, 28 Şubat 2023 tarihinde Baran Gönül tarafından Dilek Kaya İmamoğlu’nun hesabına 10 milyon TL nakit olarak yatırıldığı kaydedilirken bu transferin şubeden ve kaynağı belirsiz şekilde yapıldığı belirtiliyor.

İddianamede, Baran Gönül’ün üzerine aldığı taşınmazların ikisini 2023’te, birini ise 2024’te sattığı, bu işlemlerin kaynağı ve devretme yöntemi açısından savcılık tarafından incelemeye alındığı belirtiliyor.