Suriye’de geçiş aşamasında toplumsal barışın sağlanması giderek zorlaşıyor. Ülkede nefret söylemi son aylarda gözle görülür biçimde artarken, geçiş hükümetinin bu konuda net bir politika ortaya koymaması eleştirilere yol açıyor.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile geçiş hükümeti arasında imzalanan 10 Mart Anlaşması’nın 7’nci maddesi, Suriye’nin tüm bileşenlerine karşı nefret ve kin dilini yasaklıyor. Ancak geçiş hükümetinin duyurduğu “geçiş dönemi adaleti kanunu” taslağı ve kurduğu Soruşturma Komiteleri içinde nefret söylemiyle mücadeleye dair açık bir hüküm bulunmuyor. Bu eksiklik, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin ihlallerin sürdüğü uyarısıyla da gündeme geldi.
Resmi açıklamalarda ve medyada nefret dili
Geçiş hükümetine bağlı bazı yetkililer ve kanaat önderleri, ekranlarda ve resmi platformlarda nefret dili kullanmaya devam ediyor. Bunlardan biri olan Suriye Ulusal Diyalog Komitesi’nin eski sözcüsü Hasan El Dixêm, açıklamalarında SDG’ye, sahil bölgesindeki protestoculara ve Süveyda halkına yönelik saldırgan ifadeler kullandı.
Öte yandan geçen hafta Şam’ın Jobar mahallesindeki bir camide çekilen görüntülerde, imamın federalizm talep edenlerin “öldürülmesi ve başlarının kesilmesi” yönünde fetva verdiği duyuldu.
Resmi “El İhbariye El Suriye” kanalının programlarında da Kürtlere, Dürzilere ve Alevilere karşı açık nefret söylemi kullanan kişiler konuk edildi.
Resmi kutlamalarda da nefret sloganları
Deyrizor’da düzenlenen “Suriye’nin kurtuluşu” kutlamalarında, Savunma Bakanlığı’na bağlı bir komutanın Kuzey ve Doğu Suriye bileşenlerine yönelik nefret içerikli sloganlar attığı görüntülendi. Şam’da gerçekleştirilen bazı protestolarda da aynı toplulukları hedef alan pankartlar taşındı.
Bu durum nefret söyleminin bireysel çıkışlar olmadığını, hükümetin medya politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor.
SDG: “Sorumluluk ya üstlenilmeli ya da kontrol edilemediği kabul edilmeli”
SDGn yaptığı yazılı açıklamada, resmi kutlamalarda Kürtlere karşı kullanılan dilin kabul edilemez olduğunu belirtti. Savunma Bakanlığı’na bağlı silahlı grupların attığı sloganları kınayan SDG, geçiş hükümetinin bu eylemler karşısındaki sorumluluğunun “ya bu söylemleri sahiplendiğini ya da kontrol edemediğini” gösterdiğini ifade etti.
Kürt partilerinden çağrı: Tavrınızı netleştirin
Kürt partileri de geçiş hükümeti başkanı Ahmed El Şara’nın talebiyle düzenlenen kutlamalarda nefret söylemine başvurulmasını kınayarak hükümeti tutumunu netleştirmeye davet etti.
Uzmanlar uyarıyor: Hesap verebilirlik yoksa nefret söylemi artar
Suriye merkezli kuruluşların raporlarına göre, ülkede nefret söyleminin artmasının temel nedeni hesap verebilirlik mekanizmalarının işlememesi. Geçiş hükümeti bir yandan “devlet kurumlarını inşa etme” ve “geçiş dönemi adaleti” söylemini öne çıkarırken, medya politikalarında nefret söylemine karşı herhangi bir yaptırım uygulamıyor.
Bu boşluk, hükümetin nefret söylemini yasaklama konusunda yeterli irade göstermediği yönünde bir algı yaratıyor ve sahadaki gerçeklik ile resmi açıklamalar arasındaki uçurumu derinleştiriyor. Uzmanlara göre, toplumsal barış inşa edilecekse nefret söylemiyle mücadele için yeni ve bağlayıcı mekanizmalar geliştirilmesi şart.




