ABD başkanlık seçimi | 5 Kasım öncesi bazı notlar

ABD tarihinin en çekişmeli yarışına sahne olması beklenen başkanlık seçimlerine sayılı günler kalırken, adaylar arasında öne çıkan belirgin bir isim yok.

ABD başkanlık seçimi | 5 Kasım öncesi bazı notlar
ABD başkanlık seçimi | 5 Kasım öncesi bazı notlar
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 2 Kasım 2024 21:18

ABD Başkanlık Seçimleri, 5 Kasım Salı günü yapılacak. Seçimleri kazanan aday, Ocak 2025’ten itibaren 4 yıllığına Beyaz Saray’da oturacak.

5 Kasım öncesi, dünyanın en tartışmalı seçim sistemleri arasında gösterilen ABD başkanlık seçim sisteminin yapısına ve tarihi, seçimlerin sonuçlarına önemli ölçüde etki edecek ‘salıncak eyaletlerdeki’ son durum, adaylar arasındaki son anketler, kampanyalar ve sürpriz olasılıklarına dair öne çıkan nazı noktalar şöyle:

Karmaşık ve tartışmalı seçim sistemi 

Dünyanın en karmaşık ve en çok tartışılan seçim sistemlerinden biri olan ABD başkanlık seçim sistemi, ülkenin kuruluşundan bu yana evrim geçirmiş olsa da, temel yapısı ve işleyişi büyük ölçüde aynı kaldı. ABD’nin kurucuları, 1787 yılında Anayasa’yı oluştururken, başkanın nasıl seçileceği konusunda uzun tartışmalar yaptı. Sonuçta, doğrudan halk oylaması ile Kongre tarafından seçim arasında bir uzlaşma olarak Seçiciler Kurulu (Electoral College) sistemini benimsediler.

Adaylık için ‘doğuştan ABD vatandaşı olmak, en az 35 yaşında olmak ve ABD’de en az 14 yıl ikamet etmiş olmak’ gibi üç ana şart Anayasa’nın yazıldığı 18. yüzyıldan beri değişmedi ve ‘doğuştan vatandaş’ kavramı zaman zaman tartışmalara neden oldu.

Adayların ‘salıncak eyaletler’ hamleleri

Demokrat Parti adayı Kamala Harris ve Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump, 5 Kasım’daki ABD başkanlık seçimlerine sadece üç gün kala, stratejik öneme sahip Kuzey Carolina’ya gidiyor. Bu, her iki adayın da üst üste dördüncü gün aynı eyalete yaptığı ziyaretleri işaret ediyor ve seçimde belirleyici olacak yedi eyaletin kritik önemini vurguluyor. Anketler, yarışın son derece dengede olduğunu gösteriyor.

Harris, Cuma günü Wisconsin’de birkaç etkinlikte yer alırken, Trump Michigan ve Wisconsin’i ziyaret etti. Harris, ünlü sanatçı Cardi B ile birlikte sahne alarak genç seçmenleri hedef aldı. Trump ise Michigan’daki mitinginde, göçmenler hakkında korku dolu söylemlerle destekçilerini coşturmayı amaçladı. Cuma günü Michigan’daki mitinginde Trump, “Kamala kazansaydı, 1929 tarzı bir buhrana sürüklenecektik ” diyerek ekonomik kaygıları gündeme getirdi.

Michigan’da oylamanın gecikmesi endişesi 

Michigan’da yetkililerin, Demokrat eğilimli Warren şehrinin, 20.000’den fazla oylama pusulasını seçim günü doğrulayacak olması nedeniyle, eyaletin oylamada gecikme yaşanmasından ve seçim sonuçlarının açıklanmasında aksama olmasından endişe ediliyor. Bu durum, sonuçların güvenilirliği konusunda kuşkulara yol açabilir.

Elon Musk’ın kampanyası hedefte 

Donald Trump ve Cumhuriyetçi Parti için seçim gezisi ve kampanya yapan Elon Musk’ın organizasyonu, Kaliforniya’da iki kadının, ödenecek ücret ve masraflar konusunda aldatıldıklarını iddia ederek dava açmasıyla zor durumda kaldı. Davada, Musk’ın Kaliforniya mahkemeleri tarafından kabul edilen iş kanununu ihlal ettiği öne sürülüyor.

Seçim sonuçlarına dair anketler

ABD başkanlık seçimi yarışı, Trump ve Harris’in sıklıkla birbirleriyle eşit seviyede kalmalarıyla, son haftasına girdi. Her iki adayın da destekçilerinin, yaşanan beklenmedik gelişmelere rağmen değişmeyen sadakatleri, seçim sonuçlarına ilişkin belirsizliği sürdürüyor. Son günlerde yaşanan olaylar ve ABD kamuoyunda popüler ve ünlü kişiliklerin destekleriyle bu belirsizlik daha da karmaşık bir hal alıyor.

Seçim yaklaşırken anketler Donald Trump ve Kamala Harris’in başa baş bir yarış içinde olduğunu gösteriyor; Harris, 1 puanlık hafif bir avantajla (48% – 47%) önde.

Pennsylvania gibi önemli eyaletlerde adaylar 48% ile eşit durumda. Harris, Michigan ve Wisconsin’da küçük bir üstünlük sağlarken, Trump Kuzey Carolina, Georgia ve Arizona’da önde, ancak farklar oldukça düşük.

Yaklaşık 65 milyon Amerikalı erken oy kullandı. Pennsylvania’daki 65 yaş ve üzeri erken oy verenlerin %58’i Demokrat, bu da Harris için olumlu bir işaret olabilir.

Dikkat çekici kampanya olaylarına rağmen ortada görünen seçmen sadakatinin stabil görünümü, analistlerin anket verilerinin güvenilirliğinin sorgulanmasına neden oluyor.

Uzmanlar, anketçilerin aşırı temkinli davranarak sonuçlarda ‘dalgalanma’ yaratabileceğini ve bu durumun gerçek seçmen duyarlılığını yansıtmayabileceğini belirtiyor. Yarışın ‘kıran kırana’ geçeceği eyaletlerde anketlerinin neredeyse %40’ı 1 puanlık marjlarla sonuçlanıyor, bu da olağanüstü sıkı bir yarışı işaret ediyor.

Anket sonuçlarındaki tutarlılık, gerçek seçmen değişkenliğini gizleyebilir, bu da seçim sonuçlarının öngörülen sıkı yarış senaryosundan farklı olabileceği endişesini artırıyor.

Seçim günü yaklaşırken, seçmenlerin tercihleri ve adayların stratejileri, ABD’nin geleceğini belirleyecek kritik bir rol oynayacak.