ABD, Kırım’ı Rus toprağı olarak tanıyacak mı?

Trump yönetiminin Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşı sona erdirmek amacıyla sunduğu yeni barış teklifinde, ABD’nin Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak tanıması gündeme geldi.

ABD, Kırım’ı Rus toprağı olarak tanıyacak mı?
ABD, Kırım’ı Rus toprağı olarak tanıyacak mı?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 25 Nisan 2025 10:34

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek amacıyla yürüttüğü yeni barış müzakerelerinde, ABD’nin Kırım’ı Rus toprağı olarak tanımasına yönelik bir öneriyi gündeme taşıdı. Bu hamle, ABD’nin 2014 yılından bu yana sürdürdüğü ve Rusya’nın Kırım’ı ilhakını tanımayı reddeden politikasını kökten değiştirebilir.

Ukrayna, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı zorla ilhak etmesinden bu yana, Batılı müttefiklerinin desteğiyle bu duruma direniyor. Başkan Tr ump’ın ilk başkanlık döneminde de Kırım konusunda Rusya lehine adımlar atabileceğine dair endişeler yaşanmıştı. Trump, o dönemde “Kırım halkı, duyduğuma göre, Rusya ile olmayı tercih ederdi” ifadeleriyle dikkat çekmişti. Ancak Trump yönetimi bu söylemleri uygulamaya dökmemiş, hatta 2018 yılında Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yayımladığı “Kırım Bildirisi” ile ABD, Kırım’ın Rusya’ya ait olmadığını ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini bir kez daha ilan etmişti.

ABD politikası değişiyor mu?

Ancak Trump’ın son barış girişimi bu politikanın terk edileceğini gösteriyor. Londra’da açıklanan yeni barış teklifine göre, ABD, Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu resmen tanıyabilir. Amerikalı ve Avrupalı yetkililere göre, bu teklif savaşın sona erdirilmesi için Rusya’ya önemli bir taviz anlamına geliyor.

Eski diplomat Daniel Fried, bu teklifin Trump’ın önerdiği en kötü unsur olduğunu belirtti. Fried, doğrudan savaş hatlarında ateşkes ilan edilmesini anlayışla karşılayabileceğini, ancak sınırların zorla değiştirilmesinin resmen tanınmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı:
“Ukrayna’nın bazı bölgelerinin bir süreliğine Rusya’nın yasa dışı işgali altında kalması gerçeğini kabul etmek bir şeydir; ancak sınırların zorla değiştirilmesini resmen tanımak bambaşka bir şey.”

Mike Pompeo’nun 2018’deki Kırım Bildirisi de benzer bir ilkeden hareketle, “hiçbir ülkenin başka bir ülkenin sınırlarını zorla değiştiremeyeceğini” vurgulamıştı. Trump’ın bu bildiriyi ne kadar benimsediği ise o dönemde de tartışma konusuydu.

Rubio’dan uyarı: Çin’e cesaret verir

Senatör Marco Rubio da Trump’ın bu yeni tavrına karşı çıkan isimlerden biri. 2022 yılında, ABD’nin Ukrayna topraklarının herhangi bir kısmının Rusya’ya ait olduğunu tanımasını yasaklayan bir tasarıyı desteklemişti. Rubio, böyle bir adımın Çin gibi otoriter rejimleri de Tayvan konusunda cesaretlendireceği uyarısında bulunmuştu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ise bu konuda çok net. Zelenski, Çarşamba günü yaptığı açıklamada Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınmasının Ukrayna Anayasası’na aykırı olduğunu söyledi:
“Bunun hakkında konuşacak bir şey yok. Burası bizim toprağımız, Ukrayna halkının toprağı.”

Trump ise Zelenski’den böyle bir tanıma beklenmediğini belirterek, bu adımın yalnızca ABD’ye ait bir karar olabileceğini ima etti. Trump, “Kimse Zelenski’den Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanımasını istemiyor” dedi.

‘Trump sahadaki durumu kabul ediyor’

Bazı gözlemcilere göre Trump’ın bu teklifi, sahadaki fiili durumu kabul etmek anlamına geliyor. Rusya, 2014 yılında Kırım’ı işgal ettikten sonra burada tartışmalı bir referandum düzenlemişti. O tarihten bu yana Rusya, Kırım’daki kontrolünü pekiştirdi, muhalifleri bölgeden uzaklaştırdı ve Kırım’ı Rusya ana karasına bağlayan büyük bir köprü inşa etti.

Uzmanlar, Kırım’ı geri almanın Ukrayna için son derece zor olduğunu, özellikle de doğudaki Rus işgaline karşı yürütülen savaştan henüz somut bir başarı elde edilemediğini belirtiyor.

Tarihin yükü: Kırım’ın Rusya için önemi

Kırım, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için yalnızca stratejik değil, aynı zamanda tarihsel bir öneme sahip. Sivastopol’daki Karadeniz Filosu’nun merkezi, Rusya açısından büyük bir askeri değer taşıyor. Kırım, 1954 yılında Sovyet lideri Nikita Kruşçev tarafından Ukrayna’ya “hediye” edilmişti. Ancak Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasının ardından bu statü bağımsızlık çerçevesinde tartışmalı hale geldi.

RAND Corporation’dan analist Samuel Charap, Trump’ın daha önce de tartışmalı toprakları tanıma konusunda istekli olduğunu hatırlattı. Trump, 2019’da İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini ve 2020’de Fas’ın Batı Sahra üzerindeki iddiasını tanımıştı.

Charap, buna rağmen Kırım’ı tanımanın faydasını sorguladı ve 1940’taki Welles Bildirisi’ni örnek gösterdi. ABD, o dönemde Sovyetler Birliği’nin Baltık devletlerini işgalini tanımamıştı. Bu ülkeler 1991’de yeniden bağımsızlıklarını kazandılar.

Daniel Fried de bu örneği hatırlatarak, “Baltıklar sonunda özgür oldu. Bu yüzden, zaman zaman prensiplerin ardında durmak gerektiğini görüyoruz” dedi. (NYT)