İstanbul’da Alevi örgütleri, Suriye’de Alevilere yönelik şiddeti protesto etmek için basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama, Şahkulu Sultan Dergahı’nda yapıldı.
Son günlerde üretilen ‘Siyasal Alevilik’ söylemi üzerinden Alevi düşmanlığını yayan sosyal medya kullanıcılarına karşı da Cumhuriyet Savcılarına, İletişim Başkanlığı’na ve İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunan Alevi örgütleri, “Suriye’de acilen tüm farklılık arz eden unsurların yaşam hakları, inançsal hakları ve değerleri korunmalıdır” dedi.
Suriye’de başta Aleviler olmak üzere Kürtler, Hristiyanlar ve Dürzilerin ‘can ve hak güvenliği’ konusunda tehlike yaşadıklarını belirtilen ve Seyit Sabun Ocağı mensubu Dede Ali Küçük’ün okuduğu açıklama şöyle:
Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Suriye’de başlatılan iç savaş sonucunda yüz binlerce insan yaşamını kaybetti. Suriye milyonlarca vatandaşının göç ettiği, bütün şehir ve birikimlerinin yıkıma uğradığı bir süreç yaşadı.
Suriye rejiminin düşmesinin ardından yönetim, omurgasını El Kaide, El Nusra, yerel çete unsurları, kısmen de IŞİD gibi tüm dünyanın ve ülkemizin terör listesine aldığı unsurlardan oluştuğu bilinen HTŞ’nin eline geçmiştir.
Savaşın başladığı günden bu yana yaptığımız çağrılarda da yinelediğimiz gibi, bölgede yaşayan bütün halkların eşit yurttaşlık ve güven temelinde yaşayacakları bir sistem isterken; yaşam haklarını ihlal eden oluşumlara dün karşı çıktığımız gibi bugün de karşı çıkıyoruz.
Ülkemizde ise özellikle sosyal medya ve kimi basın yayın kuruluşları aracılığı ile yalan, uydurma ve çarpıtma söylemlerle, hem Suriye’deki Alevileri, hem de bin yıllık kardeşliğimize halel getirecek biçimde ülkemizdeki Alevileri katletme tehditleri yükseltilmektedir.
Ülkemizin bütünlüğüne zarar veren, kardeşlik ve yaşam hakkını tehdit eden tüm sosyal medya unsurları için Cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyoruz. Bu husus İletişim Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığımız tarafından kontrol altına alınmalıdır.
Suriye politikasının Alevi düşmanlığı üzerinden şekillendirmekten derhal vazgeçilmesi, Dünyanın neresinden olursa olsun, Alevilerin ve birlikte yaşanılan diğer halkların ve inançların can güvenliği her türlü siyasetin ve Ortadoğu rant hesaplarının üstündedir. Bu nedenle Suriye topraklarında yaşayan halkların hayatının güvence altına alınacağı bir yönetim yapısının oluşmasını istiyoruz.
Suriye’deki yönetim boşluğundan yararlanmayı düşünen, başta Siyonist katil İsrail hükümeti olmak üzere halkların kaynaklarını rant olarak gören tüm emperyalist güçler derhal geri çekilmeli ve Suriye, Suriye halklarının özgür iradesi ile demokratik bir yönetim anlayışıyla yeniden kurulmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik bir sosyal hukuk devleti olarak bölgemizin en önemli aktörü ve dengeleyicisidir. Bu bakımdan;
-Suriye’de tüm toplum katmanlarına yer verilecek biçimde terörden ve çetevari unsurlardan temizlenmiş demokratik, katılımcı ülke bütünlüğünü sağlamış bir yönetimin oluşması sağlanmalıdır.
-Suriye’de acilen Alevilerin ve diğer tüm farklılık arz eden unsurların yaşam hakları, inançsal hakları ve değerleri korunmalıdır.