Irak’ın başkenti Bağdat’ın, 13 yıl aradan sonra yeniden ev sahipliği yaptığı Arap Birliği’nin 34’üncü zirvesi sona erdi. Zirve sonunda açıklanan ortak metinde Filistin, Suriye ve Sudan için dikkat çekici çağrılar yer aldı.
34’üncü olağan zirvenin sonunda kabul edilmesi planlanan Bağdat Deklarasyonu’nun nihai metninde, Suriye halkının tüm bileşenlerini kapsayan kapsamlı bir ulusal diyalog konferansı ve Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi yönetmesi çağrılarında bulunuldu ve Sudan’da bağımsız bir sivil hükümetin önemine değinildi.
Suriye’de kapsamlı bir ulusal diyalog konferansı çağrısı
Suriye’deki durumla ilgili olarak, bildiri, Suriye halkının tüm bileşenleri ve kesimlerinin tercihlerine saygı duyulacağını, Suriye’nin güvenliği ve istikrarına özen gösterileceğini vurguladı ve Suriye halkının tüm bileşenlerini içeren kapsamlı bir ulusal diyalog konferansının düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Bağdat Deklarasyonu ve zirve kararları “Suriye halkının, tüm bileşenleri ve mezhepleriyle birlikte tercihlerine saygı gösterilmesi” çağrısında bulundu ve “nüfusun tüm kesimlerinin ve bileşenlerinin inançlarına saygı duyarak, çeşitliliği ve toplumsal barışı koruyan kapsamlı bir siyasi geçiş süreciyle ilerlemenin ve Suriye’nin yeniden inşasının gerekliliğini” vurguladı.
Nihai metinden “Mevcut Arap Zirvesi oturumuna başkanlık eden ülke Irak’ın, Arap Birliği Genel Sekreterliği ve Arap ülkeleriyle eşgüdüm halinde konferansa ev sahipliği yapmaya, Suriye’nin ulusal çıkarlarının gerçekleştirilmesini güvence altına almaya, etkin katılımı sağlamaya ve Suriye’de toplumsal bir arada yaşamayı güçlendirmeye hazır olduğuna” ilişkin bölüm çıkarıldı.
Yemen’de ulusal birlik
Bağdat Deklarasyonu’nun nihai metninde Yemen Başkanlık Konseyi’ne atıfta bulunarak, “Dr. Raşid Muhammed el-Alimi başkanlığındaki Yemen Başkanlık Konseyi’ne kesin desteğini teyit ederek, Yemen halkının tüm bileşenleri arasında ulusal uzlaşma ve ulusal birliği sağlamaya yönelik Yemen hükümetinin çabalarını desteklediğini ve bu çabaların Yemen’de güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesine katkıda bulunacağını” belirtti. “Yemen krizine kapsamlı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla uluslararası referanslar, Körfez Girişimi ve uygulama mekanizmaları, kapsamlı ulusal diyalog konferansının sonuçları ve Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararı temelinde yürütülen uluslararası ve bölgesel çabaları desteklediğini” belirtti.
Gazze’nin yönetimi
Nihai metin, tüm Filistinli grupların kapsayıcı bir ulusal proje ve ortak bir stratejik vizyon üzerinde uzlaşmaya çağırılmasına ilişkin maddenin değiştirilmesini içeriyor. Böylece madde, “Filistin halkının meşru temsilcisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlılık temelinde, ulusal birliğin sağlanmasının önemi konusunda Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın vizyonunu desteklemek” ve siyasi programına ve tek sistem, tek yasa ve tek meşru silah ilkesine dayalı uluslararası taahhütlerine bağlı kalarak ulusal birliği gerçekleştirmenin önemi” oldu.
Ayrıca metinde, ‘Filistin yönetiminin, 1967’de işgal edilen Filistin topraklarının siyasi ve coğrafi birliği çerçevesinde Gazze Şeridi’nde yönetim sorumluluklarını üstlenmesinin sağlanması’ çağrısında bulunuldu.
Bağdat Deklarasyonu’nda ayrıca, “Uluslararası referanslara uygun olarak, Suudi Arabistan Krallığı ve Fransa Cumhuriyeti’nin ortak başkanlığında, iki devletli çözümün uygulanması ve Filistin Devleti’nin bağımsızlığının gerçekleştirilmesi amacıyla, 2025 Haziran ayında Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde üst düzey bir uluslararası konferans düzenlenmesi çabalarına destek” vurgulandı.
Bağdat Deklarasyonu bunların yanı sıra, uluslararası toplumu, devletleri ve uluslararası kuruluşları, İsrail’in 4 Haziran 1967 sınırları içindeki Filistin topraklarını işgalini sona erdirmeye zorlamak için ortak çaba çağrısında bulundu.
Metinde Filistin halkının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğimizi yineliyoruz.” denildi ve “Gazze Şeridi’ne insani yardımın girmesi gerektiğini vurguluyoruz.” ifadelerine yer verildi.