DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, İlke TV’de Dilek Odabaş’ın sunduğu Konuşma Zamanı programında, kayyım atamalarını ve Kürtlerin seçme-seçilme hakkını ele aldı. Doğan, bu uygulamaları ‘Kayyım rejimine alışmayacağız, bunu normalleştirmeyeceğiz’ diyerek eleştirdi.
‘Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı yok sayılıyor’
Kayyım atamalarının Kürt halkının demokratik haklarına yönelik bir darbe olduğunu vurgulayan Doğan, şunları ifade etti:
“Eğer bir ülkede bazı yurttaşların seçme ve seçilme hakkını yok sayarsanız, bu yalnızca o coğrafyayla sınırlı kalmaz. Bugün Esenyurt’ta, Ovacık’ta ve Dersim’de aynı zihniyetle karşı karşıyayız. Sandıktan çıkan iradeyi darbe yoluyla yok saymak zorbalıktır. Buna alışmayacağız, bunu kanıksamayacağız.”
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan:
Geleneksel, güvenlikçi bir politikada mı ısrarcı olacaksınız yoksa ‘çatışmacı değil, çözümleyici’ bir politikada mı? @aysegul__dogan @dilekodabas_ #SONDAKİKA #Kayyım #Dersim #Ovacıkhttps://t.co/ci8gtJamNN pic.twitter.com/ECbblx4j2Z— İlke TV (@ilketvhaber) November 22, 2024
‘Dayanışmayı büyütmeliyiz’
Doğan, kayyım rejiminin halkın iradesine yönelik bir tehdit olduğunu belirterek, dayanışmanın önemine dikkat çekti:
“Dersim’i, Ovacık’ı, Esenyurt’u yalnız bırakmamak gerekiyor. Gidemediğimiz yerlerde de bu itirazı büyütmek ve çoğulculuk, eşit yurttaşlık, demokratik bir Türkiye için yan yana gelmemiz şart. Aksi takdirde bu kayyım rejimi, kar topu gibi büyüyerek hepimizin hayatının tam ortasına dokunacak.”
‘Zorbalığa göz yummayacağız’
Ayşegül Doğan, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak atanmışlarla yönetimlerin ele geçirilmesini zorbalık olarak nitelendirerek şöyle konuştu:
“Sandık yoluyla alamadıkları yerleri kayyımlarla ele geçirmek en hafif tabirle zorbalıktır. Bu uygulamaların tarihsel bağlamda ne anlama geldiğini biliyoruz. Ancak biz her yerde, mecliste, meydanlarda ve sokaklarda buna karşı duracağız.”
‘Demokratik Türkiye için örgütlenmeliyiz’
Doğan, kayyım politikalarına karşı yan yana gelmenin önemine vurguda bulunarak konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Kayyım rejimine ve halkın iradesini gasp eden bu uygulamalara karşı daha güçlü bir şekilde örgütlenmeli, daha yüksek sesle itirazımızı dile getirmeliyiz. Demokratik, adil ve eşit yurttaşlık temelinde bir Türkiye için yan yana gelmeye ihtiyacımız var.”