• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Babacan’dan kayyım itirazı: Seçilmiş, atanmışın imzasıyla görevden alınmamalı

Babacan’dan kayyım itirazı: Seçilmiş, atanmışın imzasıyla görevden alınmamalı

Ali Babacan, kayyım uygulamalarıyla ilgili olarak, “Seçilmiş bir belediye başkanı, halkın iradesini almış bir belediye başkanı atanmış bir kişinin imzasıyla görevden alınmamalı” dedi.

Babacan’dan kayyım itirazı: Seçilmiş, atanmışın imzasıyla görevden alınmamalı
Babacan’dan kayyım itirazı: Seçilmiş, atanmışın imzasıyla görevden alınmamalı
Ömer Çelik
  • Yayınlanma: 10 Ocak 2025 21:47
  • Güncellenme: 10 Ocak 2025 22:27

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Akdeniz Belediyesi’ne yönelik kayyım hazırlıklarına Diyarbakır’dan tepki gösterdi. Babacan, “Seçilmiş bir belediye başkanı, atanmış bir kişinin imzasıyla görevden alınmamalı” dedi. Ayrıca, Saadet ve Gelecek partileri ile kurdukları “Yeni Yol” ile ilgili olarak, “Ülkenin yarınlarında buluşuyoruz” ifadelerini kullandı.

Babacan, İl Başkanları Remzi Kaymak’ın babasının vefatı dolayısıyla taziye ziyaretinde bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. Havayoluyla Batman’a gelip oradan karayoluyla kente geçen Babacan, Kaymak Ailesi’nin kurduğu taziyeyi ziyaret etti.

Babacan, aileye taziyelerini ilettikten sonra çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Babacan’a, DEM Partili Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları ve belediye meclis üyelerinin gözaltına alınmasının ardından yapılan kayyım hazırlığı soruldu.

DEVA Partisi olarak, kayyım uygulamasıyla alakalı tutumlarının çok net olduğunu dile getiren Babacan, şunları kaydetti:

“Tabi ki her bir kayyım uygulamasının dosyası farklı farklı. Dosyalarının içeriğini bilemiyoruz ama bizim bir prensibimiz var. Diyoruz ki bağımsız, tarafsız bir yargı kararı olmadıkça hiçbir belediye başkanı görevinden alınmamalı. Seçilmiş bir belediye başkanı, halkın iradesini almış bir belediye başkanı atanmış bir kişinin imzasıyla görevden alınmamalı. Bağımsız, tarafsız yargı kararıyla diyelim ki görevden alınma uygulaması olsa dahi onun yerine seçilecek belediye başkanının mutlaka belediye meclisi içerisinden, yani seçilmişler içerisinden tekrar seçilmesi lazım. Bizim bu konudaki duruşumuz çok net. Dosyaların içeriğinden bağımsız söylüyorum. Tabii ki belediye başkanları hatasız, kusursuz insanlar değildir, hata yapabilirler, yanlışları olabilir ama hatalı olup olmadıklarının kararını bağımsız, tarafsız yargı versin diyoruz. Bu konudaki tutumumuz da çok açık bu konuda. Dolayısıyla kayyım uygulamasının bu şekliyle devamına karşıyız.” 

‘İhtiyatlı bir iyimserlikle süreci izliyoruz’

Babacan, Kürt meselesinde yeniden çözümün konuşulduğu bir dönemde kayyım atamalarına devam edilmesine ilişkin şöyle dedi:

“Bizim ‘1 Ekim süreci’ dediğimiz, Sayın Bahçeli’nin Meclis’te DEM Parti milletvekilleriyle el sıkışması ile başlayan bir süreç var doğru. Bu süreçle ilgili bugüne kadar çok açıklamalar yaptık. İmralı görüşmesini yapan heyet, bu hafta içerisinde Genel Merkezimize geldi, onlarla uzunca bir görüşme yaptık. O görüşmede Mehmet Emin Bey vardı, diğer arkadaşlarımız da vardı. Bu konunun evveliyatını çok iyi bilen, daha önceki süreçleri bizzat içinde bulunmuş, sürecin içinde yaşamış, katkıda bulunmuş arkadaşlarımız var. Daha önceki Adalet Bakanımız Sadullah bey de olmak üzere çok içerikli bir görüşme yaptık heyetle ve risk alanlarına işaret ettik, olabilecek sıkıntılara işaret ettik,  sürecin nasıl yönetilmesiyle ilgili bizim DEVA Partisi olarak kendi ilkelerimiz var, bakışımız var bunları ilettik. Ama özetlemek gerekirse ihtiyatlı bir iyimserlikle süreci izliyoruz.”

‘Çözüm için küçük bir ihtimal bile olsa, biz o ihtimali destekleriz’

Kürt meselesinin memleketin kadim bir sorunu olduğunu ifade eden Babacan, “Bu sorunun çözülmesi ile alakalı, yani çok küçük bir ihtimal bile olsa, yüzde 5 ihtimal olsa dahi, biz o ihtimali destekleriz istiyoruz. Ama öte yandan da haklı sorularımız var. Yani bir yol haritası var mıdır, bilmiyoruz. Bir görüşme trafiği var ama bunun arkasında gerçekten bir plan, program var mı, yol haritası var mı bilmiyoruz. Bu süreç samimi bir süreç midir, bilmiyoruz. Henüz o samimiyet testinden geçtiğini de düşünmüyoruz. Aynı zamanda Sayın Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı’nın bu konunun, bu sürecin neresinde durduğunda bugün itibarıyla henüz anlamış değiliz. Dolayısıyla bütün bu sorularımızın da cevabı ümit ederim ki en kısa zamanda verilir ama genel anlamda dediğim gibi ihtiyatlı bir iyimserlikle bu süreci izliyoruz” diye belirtti.

‘3 partinin çalışmalarının grup faaliyeti olarak yürümesini sağlayacak’

Babacan’a, Saadet ve Gelecek Partisi ile birlikte oluşturdukları çatı parti “Yeni Yol” da soruldu. Babacan, soruya şu yanıtı verdi:

“Biz dün üç partinin genel başkanı oturduk ve en son bu süreci, bu yeni yapılanların detayları konusunda da mutabakata vardık. Bugün Kurucular Kurulu bir araya geldi ve kuruluşla ilgili dilekçe, İçişleri Bakanlığı’na saat 16.00 itibariyle teslim edildi. Yani tüzel kişilik böylece kurulmuş olduğu ve bizim Genel Başkan Yardımcımız, Anayasa Mahkemesi üyeliği yapmış hakka, hukuka, adalete özeni ile herkesin takdir ettiği bir isim olan Mümtaz Akıncı da bu yeni yapılan genel başkanı oldu. Ben hayırlı olsun diyorum. Bu yeni yapı, bu aşamada meclis çatısı altında üç partinin çalışmalarının bir grup faaliyeti olarak yürümesini sağlayacak. Bugünkü ilk etapta yeni yapının amacı bu. Avrupa siyasetine baktığımızda, Avrupa Parlamentosuna baktığımızda farklı partilerin bir araya gelip grup oluşturması mümkün, pek çok Avrupa ülkesinde bu mümkün ama bizim mevzuatımız izin vermiyor. Dolayısıyla biz kendi mevzuatımıza uygun üç partinin beraber bir grup oluşturması nasıl olabilir diye incelediğimizde, yeni bir parti tüzel kişinin oluşması ve bu tüzel kişilik altında milletvekillerimizin çalışmalarını sürdürmesinin mümkün olduğunu değerlendirdik ve bir yola çıktık.”

‘Milletvekillerinin hepsi bu yeni grupta yer almayacak’

Bundan sonraki süreçte her üç parti çalışmalarının daha yakın olacağını, bununla birlikte partilerin tüzel kişiliğinin ise duracağını söyleyen Babacan, “Hatta milletvekillerinin hepsi bu yeni grupta yer almayacak, her partiden belli sayıda milletvekili kendi partilerinin milletvekili olarak devam edecekler. Böylece her üç parti de Meclis’te temsil edilen siyasi partiler listesinde de yerlerini koruyacaklar. Yani Deva Partisi de, Saadet Partisi de, Gelecek Partisi de başta Meclis’te temsil edilen siyasi partiler listesinde yerlerini koruyacaklar ama grup çalışmalarını, bu ortak grup çatı içerisinde sürdürecekler. Bu Türkiye’de siyasi tarihimize bir ilk, daha önce bunun bir örneği yok. Ama ilerleyen Türkiye’nin, demokrasisini ilerleten Türkiye’nin aynı Avrupa demokrasilerinde olduğu gibi yeni modellere ihtiyacı var. Dolayısıyla biz bu birlik beraberliğin, partilerin işbirliği modellerinin gelişmesini istiyoruz, ilerlemesini istiyoruz” dedi.

‘Ülkenin yarınlarında buluşuyoruz’

Özellikle 2017 Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra siyasi partilerin bu güç birliği içerisinde daha iyi neticeler alacağına inandıklarını belirten Babacan, “Şuna bakıyoruz biz, her partinin farklı programı olabilir, her partinin farklı geçmişi olabilir ama Türkiye’nin yarınlarında buluşabiliyor muyuz. Biz buna bakıyoruz. Şunu gördük ki hem Saadet Partisi ile hem de Gelecek Partisi ile ülkenin yarınlarında buluşuyoruz, bu gerçekten çok önemli bir zemin, önemli bir işbirliği ve hep şunu söylüyoruz birlikte, beraberlikte bereket vardır diyoruz. Yani iyi niyetle, halis niyetle bu büyük ve güzel ülkemiz için, güzel milletimiz için birlik beraberlik içerisinde çalışırsak mutlaka bunda bereket olacak diyoruz. Bu ilkelerle Besmele ile inşallah yola çıktık. Allah sonunu hayreylesin, önümüzdeki hafta da inşallah ilk ortak grup toplantımızı gerçekleştireceğiz ve arzu ederiz ki bu birliktelik ileride büyüsün, genişlesin.

‘Aynı hayali, aynı hedefi paylaştığımız dostlarımızla beraber yürümek istiyoruz’

Ben 12 Ekim’de yaptığımız ikinci büyük olan kongremizde de söylemiştim. Demiştim ki Türkiye’nin gerçekten bu ana muhalefet ile iktidar bloğu arasına sıkışıp kalmaması gerekiyor, vatandaşlarımızın önüne yeni ve güçlü tercihler koymamız gerekiyor. Bu yeni ve güçlü tercihlerin de ancak güç birliği ile konuşması gerekiyor. Türkiye için yeni bir yol gerekiyor demiştim ve bu yolu dostlarımızla ülkemiz için aynı hayali, aynı hedefi paylaştığımız dostlarımızla beraber yürümek istiyoruz demiştim. Yani o 12 Ekim de yaptığım çağrı ve diğer partilerin de yani hem Saadet, hem de Gelecek partilerinin genel başkanlarının da daha önce birlik beraberlik çağrıları da vardı, biliyorsunuz. Dolayısıyla bütün bu birlik beraberlik çağrılarını bir araya getirdik, şimdi beraber bir yol yürümeye başladık inşallah. Ama bu üç parti ile sınırlı kalmayabilir ileride daha genişleyebilir ve ülkemiz için şu andaki iktidara veya ana muhalefete mahkum değilsiniz. Biz varız, hep beraberiz, güçlüyüz diye yola çıktık. Yolumuz açık olsun, yolumuz hayırlı olsun, Yeni Yol’umuz açık olsun diyoruz” ifadelerini kullandı.

Sonrasında yakın zaman önce babasını yitiren Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya’yı da ziyaret edip, taziyeleri ileten Babacan, yine geçirdiği rahatsızlık nedeniyle tedavi gören kurucu il başkanları Cihan Ülsen’i hastanede ziyaret ettikten sonra kentten ayrıldı.