• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Bağışıklık efsaneleri çöktü: C Vitamini ne kadar etkili?

Bağışıklık efsaneleri çöktü: C Vitamini ne kadar etkili?

Yeni analizler, yıllardır bağışıklık sistemini güçlendirdiği söylenen C vitamini, zencefil ve zerdeçal gibi yöntemlerin sanıldığı kadar etkili olmadığını ortaya koydu. Uzmanlar, asıl meselenin bağışıklığın artırılması değil, doğru ve dengeli çalışması olduğunu vurguluyor.

Bağışıklık efsaneleri çöktü: C Vitamini ne kadar etkili?
Bağışıklık efsaneleri çöktü: C Vitamini ne kadar etkili?
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 23 Aralık 2025 15:23

Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yaygın biçimde önerilen C vitamini, zencefil çayı ve zerdeçal gibi yöntemlerin etkisinin sınırlı olduğu ortaya çıktı. New Scientist’te yayımlanan kapsamlı bir analizde, bağışıklık sisteminin bir düğme gibi “açılıp kapatılamadığı”, esas olanın bağışıklık tepkisinin dengeli ve yerinde çalışması olduğu vurgulandı.

‘Bağışıklığı artırmak istemezsiniz’

Imperial College London’dan immünolog Daniel Davis, bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasının risklerine dikkat çekerek, “Bağışıklığı artırmak istemezsiniz. Asıl önemli olan, bağışıklık tepkisinin yerinde ve dengeli olmasıdır” dedi. Çalışmada, aşırı bağışıklık tepkilerinin otoimmün hastalıklar ve alerjilerle ilişkili olduğu da hatırlatıldı.

C vitamini soğuk algınlığını önlemiyor

Analizde, halk arasında yaygın inanışın aksine, yüksek doz C vitamininin soğuk algınlığını önlemediği belirtildi. Araştırmalar, C vitamininin yalnızca hastalık süresini birkaç saat kısaltabildiğini gösteriyor. Bu inanışın kökeninin, 1970’lerde Nobel ödüllü bilim insanı Linus Pauling’in tartışmalı çalışmalarına dayandığı, ancak bu verilerin sonradan “seçmeci” olduğu gerekçesiyle eleştirildiği aktarıldı.

Mikrobiyota öne çıkıyor

Uzmanlara göre bağışıklık sağlığında uzun vadede en kritik unsurlardan biri bağırsak mikrobiyotası. Bağırsaklarda yaşayan trilyonlarca bakteri, bağışıklık hücrelerinin işleyişini doğrudan etkiliyor. Liften zengin beslenme, fermente gıdalar ve mikrobiyal çeşitlilik bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışmasını destekliyor.

Pandemi döneminde yapılan geniş çaplı bir araştırmada, kefir, yoğurt ve kimchi gibi fermente gıdaları düzenli tüketen kişilerin, C vitamini veya çinko kullananlara kıyasla Kovid-19’u daha hafif geçirdiği gözlemlendi. Ancak uzmanlar, bu bulgunun doğrudan bir “nedensellik” değil, istatistiksel bir “ilişki” olduğunu vurguluyor.

Zencefil ve zerdeçal mucize değil

Zencefilin iltihap azaltıcı etkileri kabul edilse de bunun ancak yeterli miktarda ve taze tüketimle mümkün olduğu belirtiliyor. Zerdeçalın etken maddesi kurkuminin hayvan deneylerinde olumlu sonuçlar verdiği, ancak insanlarda emiliminin çok düşük olması nedeniyle etkisinin sınırlı kaldığı ifade ediliyor.

Vanderbilt University’nden Prof. Claus Schneider, “Kurkumin gripten korunmak için kullanılacak bir madde değil” diyerek beklentilerin gerçekçi olması gerektiğini söyledi.

Egzersiz ve stres belirleyici

Araştırmalar, düzenli ve orta düzey egzersizin bağışıklık sistemi için en güçlü doğal desteklerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Hızlı yürüyüş, yüzme ve hafif koşu gibi aktiviteler bağışıklık hücrelerinin dolaşımını artırıyor. Buna karşın, aşırı ve yüksek yoğunluklu egzersizin stres hormonu kortizolü artırarak bağışıklığı baskılayabileceği uyarısı yapılıyor.

Uzmanlara göre bağışıklığı en fazla zayıflatan faktör ise uzun süreli stres. Kronik stresin, bağışıklık hücrelerinin virüslere verdiği yanıtı doğrudan azalttığı bilimsel çalışmalarla gösterilmiş durumda.

‘Sihirli hap’ yok

Bilim insanları, bağışıklığı tek bir takviye ya da ilaçla üst seviyeye çıkarmanın mümkün olmadığını vurguluyor. Dengeli beslenme, fermente gıdalar, düzenli egzersiz ve stres yönetimi, bağışıklık sağlığının temel unsurları olarak öne çıkıyor.

Bağışıklık ‘derecesi’ nedir?

ABD’de University of Texas’tan Prof. Sunil Ahuja tarafından geliştirilen “bağışıklık derecesi”, vücudun enfeksiyonlara karşı ne kadar etkili ama aynı zamanda ne kadar kontrollü yanıt verdiğini ölçüyor. Bu değerlendirme, CD4 “yardımcı” T hücreleri ile CD8 “öldürücü” T hücreleri arasındaki orana dayanıyor. Oranın 1’in üzerinde olması, bağışıklık sisteminin dengeli çalıştığına işaret ediyor.

Ahuja’ya göre bağışıklık dayanıklılığı düşük olan kişilerde kronik iltihaplanma, hücresel yaşlanma ve hastalık riski belirgin biçimde artıyor.