Bilim insanları, ölü bir organizmanın hücrelerinin ölümünden sonra bile işlev gösterebildiği ‘üçüncü bir hâl’ keşfetti. Seattle’daki Washington Üniversitesi’ndeki araştırma ekibi ölü hücrelerin kendi kendine hareket edebilen, kendini onarabilen ve kopyalayabilen yeni yaşam formlarına dönüştüğünü açıkladı.
Araştırma sonuçlarına göre, yaşam ve ölüm, zıt kavramlar olarak görülse de, ölü organizmaların hücrelerinden yeni çok hücreli yaşam formlarının ortaya çıkması bu algıyı değiştirebilir.
Ölüm, bir organizmanın işleyişinin geri dönüşü olmayan şekilde durması olarak kabul ediliyor. Ancak organ bağışı gibi uygulamalar, ölümden sonra bile belirli organ ve hücrelerin işlevlerini sürdürebildiğini gösteriyor.
Son araştırmalar, bazı hücrelerin ölümden sonra besin, oksijen, biyoelektrik ve biyokimyasal koşullar sağlandığında yeni işlevler kazanarak çok hücreli organizmalara dönüşme kapasitesine sahip olduğunu ortaya koydu.
Örneğin, ölü kurbağa embriyolarından alınan deri hücreleri, laboratuvar ortamında ‘ksenobot’ adı verilen yeni organizmalara dönüşüyor. Bu organizmalar, orijinal biyolojik rollerinin ötesinde davranışlar sergileyerek çevrelerinde hareket edebiliyor.
Bilim insanları, insan akciğer hücrelerinin de kendi kendine hareket edebilen ‘antrobotlar’ adı verilen minyatür çok hücreli organizmalara dönüşebildiğini keşfetti. Bu antrobotlar, yalnızca çevrelerinde gezinmekle kalmıyor, aynı zamanda yaralı nöron hücrelerini onarma yeteneğine de sahip.
Ayrıca, bu durum tıp alanında yeni tedavi olanakları sunuyor. Örneğin, antrobotlar tedavi taşıma veya hasarlı dokuları onarma gibi uygulamalarda kullanılabilir.
Araştırma, hücresel sistemlerin esnekliğini ve organizmaların ölüm sonrası dönemde yeni formlara dönüşme yeteneğini gözler önüne seriyor.
Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonunda ortaya çıkan üçüncü hâl, yaşamın dönüşüm yoluyla devam edebileceği fikrini güçlendiriyor. (NTV)