• Ana Sayfa
  • Gündem
  • CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe: Memleketimdeyim ama halini görünce üzülüyorum

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe: Memleketimdeyim ama halini görünce üzülüyorum

CHP’nin ekonomi kurmaylarının, partinin ekonomi konusunda yol haritasını anlatmak üzere başlattığı ekonomi turu, Malatya ziyaretiyle devam ediyor. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe: Memleketimdeyim ama halini görünce üzülüyorum
CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe: Memleketimdeyim ama halini görünce üzülüyorum
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 22 Kasım 2024 11:46

CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, partisinin ekonomi turu kapsamında Malatya’yı ziyaret etti. Malatya İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Karatepe, 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, depremzedelerin yaşadığı zorlukların hala devam ettiğini belirtti.

CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, CHP Malatya İl Başkanı Barış Yıldız ve CHP il örgütünün katıldığı toplantıda konuşan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, “Buraya geldiğim için mutluyum. Memleketimdeyim. Dostlarım, partililer ile birlikteyim. Ama memleketimin içinde bulunduğu hali görünce üzülüyorum” dedi.

‘Ankara’dan birileri oturup, uzaktan memleketimizi tasarlıyorlar’

6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıla yakın bir sürenin geçtiğini ve bölgede yaşayan depremzede vatandaşların sorunlarının çözülmediğini vurgulayan Karatepe, şöyle konuştu:

“Çadırda, konteyner kentlerde yaşayan on binlerce vatandaşlarımızın olduğunu görüyoruz. İki yıl geçmiş olmasına rağmen bu sorunların çözülememiş olması, vatandaşlarımızın hala depremin etkilerini maruz kalması, bunları ciddi bir şekilde yaşıyor olması kabul edilebilir bir şey değil. Buraya gelemediğimde de yakından takip ediyorum neler yapıldığını. Aslında pek çok soruna yönelik herhangi bir adımın atılmadığı çok belli. Bir bölge rezerv alanı olarak tanımlanıyor ama orada ne yapılacağını görebildiğim kadarıyla yerel yöneticiler bile bilmiyor. Ankara’dan birileri oturup, uzaktan memleketimizi tasarlıyorlar, dizayn ediyorlar ama sizlere sormuyorlar bile.

‘Malatya, Malatya olmaktan çıkar’

Büyükşehirlerde bilgisayarlarında oturmuşlar, bir takım şeyler tasarladıklarını iddia ediyorlar. Size bu düşüncelerini empoze etmek istiyorlar. Bunların doğru olmadığını düşünüyoruz. Malatya’nın yerel özellikleri, kültürel faktörlerinin, yaşam tarzının bu projelere yansıması gerektiğini düşünüyoruz. Herhangi bir yere yapılan standart projelerle, Malatya, Malatya olmaktan çıkar. Ama bu kadar çalışma yaptıklarını iddia etmelerine rağmen henüz yıkılmayı bekleyen binaların olduğunu gelirken gördük. Enkazların hala durduğunu üzülerek görüyoruz. İki yıl uzun bir zaman, çok şey yapılabilirdi.

‘Deprem mağdurları hizmet bekliyor’

Yapılamadığını üzülerek görüyoruz. Depremden mağdur olanlar, ciddi bir şekilde hizmet bekliyor. Bunun henüz temin edilemediğini görüyoruz. Bazı insanlarımız, çekilen kuralarla deprem konutlarına oturdular. Fakat büyük çoğunluğun henüz inşaatı tamamlanmamış. Ne zaman teslim edileceği bilinmiyor. Pek çok yurttaşımıza ‘yerinde dönüşüm yapmak isterseniz size kaynak aktaracağız’ denildi. Depremden hemen sonra 750 bin lira hibe, 750 bin lira da kredi vereceğiz. Siz bununla bulunduğunuz bölgede inşa edebilirsiniz’ denildi. Bu rakamın telaffuz edilmesinden bu yana iki yıl geçti. Rakam olduğu gibi yerinde duruyor. Yerinde dönüşüm yapmak isteyen vatandaşlarımız varsa onlara sunulması gereken para miktarı, o zaman ifade edilenin iki katına çıkması gerekiyor.

‘Mücbir sebep uzatılsın’

Konutları yıkılan, yeniden yapmak zorunda olanların karşılaştıkları zorlukların yanında Malatya’da iş yapan esnafın karşılaştıkları ciddi sorunlar var. Konteynerlerde hayatlarını kazanmaya çalışan, günlük küçük cirolarla, ailelerinin günlük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan esnafımızın olduğunu görüyoruz. Onlar da iktidardan bekledikleri destekleri göremiyorlar. En önemli beklentileri, devlete ödemek zorunda kaldıkları vergilere ilişkin düzenlemeler. Mücbir sebep düzenlemesinin uzatılması gerektiğini düşünüyoruz.” (ANKA)