DEM Parti Diyarbakır milletvekillerinden soru önergeleri

DEM Parti milletvekilleri Milli Eğitim Bakanlığı ile HÜDA-PAR’a yakın Peygamber Sevdalıları Vakfı arasındaki protokole ve ‘Karımın Kocası’ adlı tiyatro oyununun hedef alınmasına tepki gösterdi.

DEM Parti Diyarbakır milletvekillerinden soru önergeleri
DEM Parti Diyarbakır milletvekillerinden soru önergeleri
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 26 Aralık 2024 15:04

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekilleri ‘Karımın Kocası’ isimli tiyatro oyununun  HÜDA PAR tarafından hedef alınmasına ve Milli Eğitim Bakanlığı ile HÜDA-PAR’a yakın Peygamber Sevdalıları Vakfı arasındaki protokole tepki gösterdi.

Diyarbakır Milletvekilleri Adalet Kaya, Ceylan Akça Cupolo ve Sevilay Çelenk Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde gösterilen ‘Karımın Kocası’ isimli tiyatro oyununun adının HÜDA PAR’ın hedef göstermesinin ardından ‘Evlilik Komedisi’ olarak değiştirilmesi hakkında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Önerge gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:

İktidarın konserleri yasaklayan, kitapları muzır yayın ilan eden, sanatçıları mahkeme koridorlarında süründüren yasakçı ve sansürcü politikaları, sanatın ve sanatçıların özgürlüklerini kısıtlamakta, linç girişimlerinin önünü açmaktadır. Serkan Budak’ın yönetmenliğinde Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde oynanan oyunun 24 Aralık 2024 tarihli gösteriminden bir saat önce HÜDA PAR üyeleri, devlet tiyatrosu önüne gelerek tekbir getirmiş ve oyunun iptali için gözdağı vermiştir. Oyun kolluk kuvvetlerinin tiyatro önünde önlem alması sayesinde sergilenebilmiştir. 

DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Sevilay Çelenk, Halide Türkoğlu, Adalet Kaya, Serhat Eren, Mehmet Kamaç ve Ceylan Akça Cupolo ise, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile HÜDA-PAR’a yakın Peygamber Sevdalıları Vakfı arasındaki ‘eğitimde işbirliği’ protokolüne MEB Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi vererek tepki gösterdi.

Protokole tepki gösteren DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatta yer almasına rağmen, lise ve ortaokullarda artan din, ahlak ve değerler derslerine ek olarak, tarikat ve cemaatlere bağlı, pedagojik formasyona sahip olmayan kişilerin eğitim süreçlerine dahil edilmesi hangi gerekçeyle açıklanmaktadır?” diye sordu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Peygamber Sevdalıları Vakfı ile imzaladığı protokolde sıkça vurgulanan “gönüllülük” ilkesine tepki göstererek şu soruları yöneltti:

Protokol kapsamında öğrencilerin katılımının gerçekten gönüllülük esasına göre gerçekleşip gerçekleşmediğini denetleyen bir mekanizma var mıdır? Varsa, bu mekanizma hangi kriterlere göre işlemektedir ve elde edilen bulgular nelerdir? Velilerin ve öğrencilerin, iktidarın baskı gücü karşısında etkinliklere zorunlu katılım hissetmelerini önleyecek tedbirler her okulda nasıl uygulanmaktadır?

Diyarbakır’da Peygamber Sevdalıları Vakfı ile protokol imzalanan toplam kaç okul bulunmaktadır? Bu okullarda toplam kaç öğretmen, yönetici veya diğer personel görevlendirilmiştir?

Türkiye genelinde Peygamber Sevdalıları Vakfı ile imzalanmış toplam kaç protokol bulunmaktadır? Bu protokollerden kaçı hâlen yürürlüktedir?

Protokolde geçen vakfın belirlediği “öğretim üyesi, araştırmacı, panelist ve uzmanlar” kimlerdir? Bu kişilerin ne gibi uzmanlıkları bulunmaktadır ve bu uzmanlıkların eğitim içeriklerine uygunluğu nasıl değerlendirilmektedir?

Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından sağlanan duyuru ve materyal (afiş, broşür vb.) içerikleri nelerdir ve bu içeriklerin onay süreci nasıl yürütülmektedir?

Protokol kapsamında öğrencilerin katılımının gönüllülük esasına göre gerçekleşip gerçekleşmediğini denetleyen bir mekanizma var mıdır? Varsa, hangi kriterlere göre işlemektedir ve bulguları nelerdir? Velilerin ve öğrencilerin, iktidarın baskı gücü karşısında etkinliklere zorunlu katılım hissetmelerini engelleyecek önlemler her okul ortamında nasıl sağlanmaktadır?

Bu tür protokoller ve projeler, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen laiklik ilkesi çerçevesinde nasıl değerlendirilmektedir? Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatta yer almasına rağmen, lise ve ortaokullarda sürekli artan din, ahlak ve değerler derslerine ek olarak, tarikat ve cemaatlere bağlı, pedagojik formasyona sahip olmayan kişilerin eğitim süreçlerine dahil edilmesi hangi gerekçelerle açıklanmaktadır? Bu uygulamaların Anayasa’ya ve laik eğitim ilkesine uygunluğu nasıl denetlenmektedir?