Ayşe Altan cinayeti cezasız kalmadı

Duruşmanın ardından İlke Tv’ye konuşan dosya avukatı Arzu Sena Topuz, kararın ceza politikası adına önemli ve hukuki bir kazanım olduğunu söyledi.

Ayşe Altan cinayeti cezasız kalmadı
Ayşe Altan cinayeti cezasız kalmadı
Şirin Bayık
  • Yayınlanma: 27 Kasım 2024 18:53
  • Güncellenme: 27 Kasım 2024 19:32

Diyarbakır’da 16 Eylül 2023 tarihinde evli olduğu erkek tarafından öldürülen Ayşe Altan cinayetine ilişkin duruşmada karar açıklandı. Mahkeme suçun tasarlanarak işlendiğini değerlendirerek sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Duruşmanın ardından İlke Tv’ye konuşan dosya avukatı Arzu Sena Topuz, kararın ceza politikası adına önemli ve hukuki bir kazanım olduğunu söyledi. 

31 yaşındaki Ayşe Altan, 16 Eylül 2023 tarihinde Diyarbakır’ın Kayapınar İlçesi’ndeki Peyas Mahallesi’nde bulunan evinde, evli olduğu Abdülhamit Altan tarafından öldürülmüştü. Abdülhamit Altan cinayeti işledikten sonra Mardin’e kaçmış, ancak kısa süre sonra Mardin’de  gözaltına alınarak tutuklanmıştı.

Diyarbakır’da kadın cinayeti cezasız kalmadı

Bugün Ayşe Altan cinayetine ilişkin Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasında karar çıktı. Mahkeme, sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulamamakla birlikte suçun tasarlanarak işlendiğini değerlendirdi ve sanığa ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.

‘Hukuki kazanım’

Duruşma sonrası kararı İlke Tv’ye değerlendiren dosya avukatı Arzu Sena Topuz, hakimin haksız tahrik indirimi uygulamaması ile birlikte tasarlayarak öldürme suçundan verdiği cezanın önemli olduğuna işaret etti. Topuz, “Türkiye’de kadın cinayetleri maalesef  birtakım namus iddialarına dayandırılarak, ama adım adım planlanarak işleniyor. Ama bu dosyalarda katillerin cinayeti önceden tasarlamış olduklarını hakimlere inandırmak çok mümkün olmuyor. Çok fazla somut delil istiyorlar ve ‘tasarlamadan’ ceza vermiyorlar. Üstüne bir de namus cinayeti olduğu iddia edilirse, haksız tahrik indirimi veriliyor. Bu dosyada da başından beri bir aldatılma kurgusu üzerine oturtulmuş bir savunma vardı. Ama hakimin delilleri göz önünde bulundurarak ‘tasarlayarak öldürmeye’ karar vermesi ve namus cinayeti / aldatılma kurgusuna itibar etmeyip haksız tahrik indirimi de vermemesi hukuki kazanım bence” dedi.

‘Hakimler kadın cinayeti dosyalarında haksız tahrik indirimi uygulamaktan imtina etmeli’

Topuz, öte yandan kadın cinayetlerine ilişkin cezasızlık politikalarının yoğun olduğu bir dönemde, Ayşe Altan cinayetine dair kararın ceza politikasının amacına uygun olduğunu söyledi ve şu değerlendirmede bulundu:

Özellikle bu gibi, kamuoyunda infial yaratan dosyalarda caydırıcı cezaların verilmesi önemli. Kadın cinayeti dosyalarında nihai olarak takdir indirimi uygulandığında, yersiz tahrik indirimi uyguladığında bu suçun artması çok muhtemel. Nitekim failler bunları düşünerek aldatılma kurgusu yapıyorlar ki, aldatılmanın sınırları çok muğlak, bazen bir kadın saat sorduğu için ya da bir minibüse ön koltuğa oturduğunda da aldatıldığını söylüyor sanık ve öldürüyor. Bu yüzden biz hiçbir halinin haksız tahrik indirimi yaratmadığını savunuyoruz. Hakimlerin bu tür dosyalarda haksız tahrik indirimi uygulamaktan imtina etmeleri gerekiyor.