Türkiye’de politika yapmak için illa siyasi kelimeler kullanmak gerekmiyor.
Bazen bir börek yaparsınız ve o börek dünyanın en politik böreği haline gelir.
1800’lü yılların sonuna doğru, nokta atışıyla söylersek 1890 yılında Bingöl’ün Kığı ilçesinden İstanbul’a çalışmaya gelen “Rengo” lakaplı Mehmet Alkan, karnını doyurmak için yaptığı basit bir böreğin bir gün dünyanın tek politik böreği olacağını bilemezdi.
Kürt böreğinden bahsediyoruz.
“Rengo” Mehmet bir gün çalıştığı tersanede kendisinden yemek yapılması istenince su ve undan hazırladığı böreği tersane işçilerinin önüne koyar.
Börek o kadar beğenilir ki ünü başta Eminönü olmak üzere İstanbul’daki tüm ağır işlerde çalışanların başlıca yemeği haline gelir.
Böreğin ünü, “Kimden aldın?” sorusuna verilen “Kürtten aldım” yanıtıyla tüm İstanbul’a yayılır.
İşte o günden sonra “Rengo” Mehmet’in yaptığı börek İstanbul’da çalışan tersane işçileri, hamallar ve bir cümle ağır iş çalışanların hafızasına “Kürt böreği” olarak yerleşir.
Ta ki 1980’darbesine kadar.
Kürt demek Kenan Evren cuntası tarafından yasaklanınca o günden sonra Kürtler “dağ Türkleri” “Rengo Mehmet’in Kürt böreği de “Küt” böreği olarak anılmaya başlar.
“Hamal” böreği, “tuğla” böreği, “sade” börek gibi isimler takılan börek 90’lı yılların başında kimlik mücadelesini kazanarak Kürt böreği olarak yeniden sofralara yerleşti.
Kürt böreğinin adı artık barışla anılıyor
Öyle ki ünü ülke sınırlarını aşan Kürt böreğinin artık gelenekselleşen bir festivali bile var.
Kürt böreği isminin patentini alan Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere-Yedisu İlçeleri Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma ve Kültür Derneği KAYY-DER 8 yıldır İstanbul’da Kürt Böreği Festivali düzenliyor.
İstanbul’un Beykoz ilçesindeki Göztepe Tabiat Parkı’nda 8’incisi düzenlenen Kürt Böreği Festivali’ne gidip dünyanın ilk ve tek politik böreğinin hem tadının hem de politik etkisine şahitlik ettik.
Festivale gelen yüzlerce Bingöllü, Kürt böreğinin tadına bakmak için uzun kuyruklar oluşturdu.
Festivale katılan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan önce katılımcılara kendi elleriyle dilimlediği Kürt böreğini ikram etti ardından ilk değerlendirmeyi İlke TV’ye yaptı:
“Bu festival bizim için kıymetlidir. KAYY-DER kendi üzerine düşen misyonu yerine getiriyor. Eşya ismiyle çağırılır Kürt böreğiyse Kürt böreğidir, bunları doğru zeminde tanımlamak lazım. Umarım Türkiye 21. yüzyılda kendisini değiştirip dönüştürecektir. Kürt Böreği Festivali de bu sürece hizmet edecektir diye düşünüyorum.”
Kürt böreğinin demir başı İrfan Tekçi anlatıyor
Festivalin katılımcılarına mikrofon uzatırken Kürt böreğinin İstanbul’daki en eski üreticisi ve satıcısı İrfan Tekçi ile karşılaşıyoruz. 1968 yılında İstanbul’a gelen İrfan Tekçi, 57 yıldır aralıksız Kürt böreği üretip satıyor.
Kürt böreğinin ününü İstanbul hatta ülke dışına çıkaran İrfan Tekçi, Kürt böreğini Kürt illeriyle tanıştıran ilk isim olarak da biliniyor.
Kürt böreğinin hikayesini bir de Kürt böreğinin demir başı olarak bilinen İrfan Tekçi’den dinliyoruz:
“Mehmet Efendi bizim dedemiz, Bilice’li. Bilicelilerin de hepsi Kürttür. Bizde hamur işi meşhurdur. Bingöl’de hamur işi çok önemlidir. Mehmet Efendi İstanbul’a çalışmaya geliyor. Kahvede önce arkadaşlarına yapıyor. O sırada kahvede yabancı insanlar da oturmaktadır onlara da ikram ediyor çok beğeniyorlar. “Bu işi niye yapmıyorsun” diyorlar. O da başlıyor börek satmaya ilk önce İstanbul’un o zamanlar ki ticaret merkezi olan Eminönü’nde satmaya başlıyor. Böreği görenlerin sorduğu kimden aldın sorununa Kürtten aldım yanıtı böreğe adını veriyor zaten. Yani aslında Kürt böreğinin ismini Türkler koymuş oluyor.
Böreğin ünü ülkeyi aşınca hazmedemediler Kürt böreğinin adını tutup Küt böreği diye değiştirdiler. Ama bir gerçek vardır bu Kürt böreğidir, Kürt böreği olarak da kalacaktır.”
Pudra şekeri nasıl eklendi?
Kürt böreği hakkında ki bir diğer soru da üzerindeki pudra şekerinin ne zaman ve kim tarafından eklendiği. Kürt böreğinin demir başı olarak bilinen İrfan Tekçi anlattıklarıyla bu bilinmezliğe de bir son veriyor:
“Kürt böreğinin üzerindeki pudra şekeri işlerini Ruslardan öğrenmişler. 17 Ekim Devrimi’nden kaçan Ruslar Karaköy’de yedikleri böreğin üzerine şeker atıyorlar. Bizim Mehmet Efendi de bunu onlardan öğreniyor. O zaman pudra şekeri çok kolay bulanabilen bir şey değil. Ben fabrikasını gördüm Eminönü Küçük Pazar’da. Sadece orası yapıyordu ben de oradan gidip alıyordum. Pudra şekerini artık biz de üretiyoruz.”
KAYY-DER Kürt böreğinin patentini aldı
Kürt Böreği Festivali 8 yıldır aralıksız düzenleniyor. Kürt böreğinin isim hakkını tescilleyerek tartışmaya son noktayı koyan KAYYDER’in Eş Genel başkanları Tuncay Gökçe ve Yeliz Vergili, festivalin bir piknikle başlayıp geleneksel bir festivale dönüşümünü anlattı.
KAYYDER Eş Genel Başkanı Yeliz Vergili, Kürt böreğinin isminin bir dönem kültür kırımına kurban edildiğini söyledi:
“Kürtler üzerinde ciddi bir asimilasyon politikası var kültür kırımı var. Buna yönelik zaten Kürt adıyla Türkiye’de düzenlenen ilk festival Kürt Böreği Festivali’dir. KAYY-DER Kürt Böreği Festivali olarak da patentini aldık bunun. Hem asimilasyon politikalarına hem de kültür kırımına karşı böyle bir etkinlik düzenlediğimiz için de çok mutluyuz.”
Kürt Böreği festivali fikrinin yaratıcısı KAYY-DER Eş Genel Başkanı Tuncay Gökçe, Kürt böreğinin sadece bir yiyecek olmadığına dikkat çekti:
“Börekçi dostlara gittiğimizde küt böreği, sade börek tuğla böreği denmesi beni çok incitiyordu. İşte o zaman bu festivali yapma fikri aklıma geldi. Aslında bu festivali metropollerin göbeklerinde yapmak istedik ama ırkçı saldırılar karşısında yapamadık. Börekçi iş insanlarıyla bu fikri görüştüğümde onlarda çok beğendi. İlk festivali 2016 yılında gerçekleştirdi. Bu festivali bir piknikten geleneksel bir festival halişne getirmek için mücadele veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Kürt böreği bugün demokratik toplum özgür insan başlşığıyla ülkemizde başlatılan onurlu bir barışın adımları atılıyor. Kürt böreğide sadece bir yiyecek değil bir semboldür. Hem de barışa hizmet edecek güzel bir semboldür.”