• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • ‘Ekolojik Kent’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı

‘Ekolojik Kent’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı

Diyarbakır’da düzenlenen “Ekolojik kent” çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, ekolojik kent için öneriler sıralandı.

‘Ekolojik Kent’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
‘Ekolojik Kent’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 22 Eylül 2024 19:04

Ekoloji Derneği’nin Diyarbakır’da 4 Ağustos’ta düzenlediği “Ekolojik kent” çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı. “Yeniden İnşa İle Ekolojik Kentlere” sloganıyla gerçekleştirilen çalıştay, Êzidîlerin maruz kaldığı 73’üncü Ferman’ının yıldönümüne denk gelmesi nedeniyle katliamda yaşamını yitirenlere adandı.

“İnsanlık ile doğa arasında hiyerarşik ve tahakkümcü olmayan yaşam düzeni ancak demokratik, katılımcı ve ekolojik bir yaşam inşası ile mümkündür” denilen bildirgede, demokratik, katılımcı ve dayanışmacı ekolojik kent için şu öneriler sıralandı. Önerilerden bazıları şöyle:

*Demokratik olmayan ekolojik olamaz. Ekolojik olmayan da demokratik olamaz felsefesiyle; ekolojik kent, doğa ve toplum binlerce yıllık organik evrimi sonucu açığa çıkan demokratik komünal değerlere dayandırılmalı. Yine özgürlükçü yerel yönetimci bir toplum yaratmak olmazsa olmazdır. Bu ise yerel işbirliğine dayalı doğrudan demokratik kurumlarla birlikte kentleşme ve kapitalizmin tahakkümcü etkisinden kurtulmaya ve aynı zamanda yerel düzeyde şekillenen yurttaşlık bilincine bağlıdır.

* Öncelikle kentte yaşayan yurttaşların politikaya aktif katılımı sağlanmalı. Karar alma mekanizmaları sokak, köy, mahalle, kent meclisleri ile konfedere sisteme kavuşturulmalı. Yerelin ihtiyacını yurttaşların belirlemesi ve buna uygun kararların alınması için gerekli düzenlemeler sivil toplum öncülüğünde geliştirilmeli. Öncelikle toplumsal yapıyı anlamalı, buna uygun politika geliştirmek amacıyla Köy mahalle sokak ve şehir meydanlarında toplumsal ekoloji tartışmaları yürütülmeli. Akademi çalışmaları yaygınlaştırılmalı.

 * Yüz yüze iletişimin, komşuluğun, manevi değerlerin ve akrabalık dışı toplumsal dayanışma bağının tesis edildiği kent anlayışının günümüzdeki yabancılaştırıcı faktörleri -kapitalizmin dayattığı liberal kişilik özelliklerini başta olmak üzere- mahkum edip yurttaşlar arası bağları ve kentle olan manevi bağı güçlendirici sosyal ve kültürel faaliyetler olan kolektif kültürel ve sanatsal faaliyetler düzenlenmeli (dayanışma kooperatifleri, sempozyum, panel, festival, forum vb.)

  *Kıra yeniden dönüş politikaları geliştirilmeli. Ekonomik ilişkileri kentten kıra taşımak kırla kent arasındaki tahakkümcü ilişkiyi simbiyotik bir hale dönüştürmek gerekir. Ekonomik alanın kentte yoğunlaşması kenti cazibe merkezi haline getirmişse bile dayanışma kültürünü yaygınlaştırarak kısa vadede kıra tersine göç sağlanmalı.

 * Köylerde üretim faaliyetleri desteklenmeli, köyler farklı etkinliklerle hareketlendirilmeli, köylere dönüş için yereller teşvik edilmelidir. Köylerde meclisler, akademiler, sanat ve sporsal faaliyetlerin toplumsal bir etki de yaratarak bir yaşam alanı olarak örülmesi sağlanabilir.

 * Toplu taşımanın yaygınlaştırılması, cinsiyet özgürlükçü bir ulaşım sistemi oluşturulması, bisiklet yollarının artırılması, kolay ulaşılabilir çeşmeler, güneş enerjisi ile çalışan hafif raylı sistemle ulaşım modelleri, çift katlı otobüslerin kullanılması, kentlerin yürüyüş yollarının yaygınlaştırılması gibi toplumsallaşmanın olduğu, ucuz, sağlıklı, güvenli ve ulaşılabilir bir ulaşım planlaması yapılmalıdır. Bu kapsamda şahsi motorlu taşıt kullanımını azaltmak için, kentlerin merkezi noktalarında haftanın belli günlerinde araçların trafiğe çıkmaması gibi uygulamalar getirilmelidir.

 *Kentin mimarisini yeniden planlayacaksak çok katlı devasa gökdelenler yerine yüz yüze iletişimin avlu ve sokak kültürünün gelişmesine mutlaka dikkat edilmeli.

* Kentleşme yönünün, tarım alanlarına, meralara, ormanlara, sazlıklara, göl-dere-nehir yataklarına doğru gelişmesi engellenmeli. Bu yönlü ilgili yönetmeliklerde net düzenlemeler yapılmalı.

* Toplumsal mekân olan kentlerde beslenmenin kadın eliyle yürütüldüğü doğal beslenme düzeninden şu an soframıza gelen yiyeceğin nereden ve nasıl geldiği bilinmeyen bir düzene geçiş yaşanmaktadır. Çocuğun ve kadının doğa ile bağının yeniden kurulması sebze ve meyveyi yurttaşların kendi elleriyle yetiştireceği kent bostancılığı çalışmaları sürdürülmeli. Küçük aile çiftçiliği desteklenmeli ürünlerinin pazarlanması sağlanmalı. Yerel Pazar ve yerel marketler kurulmalı.

* Kentlerde kurulacak ekolojik pazarlarda kırsalda geçimini sürdürecek çalışmalar yapılmalı. Kent lokantaları kurulmalı lokantalarda kullanılacak malzemeler yerel üreticilerden alınmalı ve kalan yiyecek ihtiyaç sahiplerine verilmeli. Biyolojik atıklar kent bostanlarına kompost gübre olarak verilmeli. Genetiği kaybolma tehlikesindeki tarımsal ürünleri çiftçilere yaymak ve ulaştırmak lazım. Endüstriyel tarım politikaları ile monokültür tarım, tarımı bitirmekte ve çiftçi emeği sömürülmektedir. Permakültür ve agro ekoloji atölyeleri ile tarım iyileştirilmeli, doğal tarımsal üretim teknikleri geliştirilmeli. Çiftçilerle bu konularla ilgili atölye çalışmaları düzenlenmeli.

* Ormansızlaştırılmayla birlikte iklim krizinin etkilerini yoğun bir şekilde hissediliyor. Buna karşı ormanlaştırma çalışmaları yürütülmeli. Her sene her kentte en az 50 bin fidan dikilmesi kararlaştırılmalı.

 * Barınma hakkı çerçevesinde yurttaşların bu hakka erişiminin sağlanması adına Kentlerde yıllara göre konut ihtiyacı belirlenip, yerel yönetimler sosyal konut projeleri geliştirilmeli. Bakım ve onarıma ihtiyaç duyan yapılar yerel yönetimlerce tadilata alınmalı.

 * Mevcut kentsel dönüşümün zorunlu göçe neden olduğu ve toplumsal hafızayı yıkıma uğrattığı gerçekliği pratikleri ile ortadadır. Bu nedenle yurttaşların barınma hakkı gözetilerek rant ilişkilerine bulaşmadan yerinde dönüşüm yerel ile birlikte yerel malzeme kullanılarak yapılmalıdır. Tek tip yapılar yerine dünyadaki örneklerine bakılarak özellikle geleneksel yapı teknikleri ve modern tekniği bir arada kullanarak yeni yapılar oluşturulabilir.

 * Mahallelerde toplumsal hafızanın korunması adına dayanışma merkezleri oluşturulmalıdır. Tarih ve bilim insanlarının adlarının ve yaşam hikayelerinin sokak ve kurumlarda yaşatılması önemlidir.

 * Sur ilçesi gibi kentlere yönelik hafıza mekanları oluşturulmalı. Tarihsel ve kültürel miras olan sokak ve surların korunması ve eski yapısına kavuşturulması için çalışmalar başlatılmalı. Sur içi araç trafiğine kapatılmalı.

* Erkek egemenlikçi ulus-devletli ve sermayenin iktidarcı aklı ile inşa edilen kentlere karşı, ekolojik demokratik dayanışmacı kentlerle kendine yeten, suyu, enerjiyi ve toprağı komünleştiren kentlere dönüşmenin mücadelesi verilmeli.

 * Atıklar ve fosil yakıt tüketiminin neden olduğu hava, su ve toprak kirletilmesine karşı farkındalık etkinlikleri düzenlenerek atık yönetiminin (ayrıştırma ve dönüştürme) ve kirliliğin kontrol altına alınması buna yönelik politikaların geliştirilmesi.

* Hayvan bakım evleri ve barınakların sayısının arttırılması, aşılama ve yaşam alanlarının iyileştirilmesi ve her kentte bir hayvan mezarlığının oluşturulması.

* Doğal Sağlık ve Koruyucu  Önleyici Sağlık hizmetleri çerçevesinde Sağlık taraması yerelle birlikte yapılmalı, sağlık merkezleri halkla beraber yürütülmelidir. Ücretsiz anadilde sağlık hizmeti verilmeli, Üretimden tüketime gıdanın denetimi belediyeler tarafından sağlanmalıdır.

* AVM’lerin yapımına izin verilmemeli, yerel ekonomik çeşitliliği çökertecek küresel zincirlerin kentlere sokulması olabildiğince engellenmelidir.  

* Peyzaj uygulamalarında sadece estetik kaygılar ön planda olmamalı endemik türler korunmalı, ekolojik çeşitlilik bölgeye uygun bir şekilde çoğaltılmalı, su varlıklarını tüketmeden mevcut doğal örtüye zarar vermeyecek kurakçıl peyzaj uygulamaları tercih edilmeli. Bu kapsamda örneğin park uygulamalarında çimlendirme çok su tüketmesinden dolayı yapılmamalıdır.

* 3 bin yıllık tarihiyle, 1200den fazla bitki ve hayvan çeşitliliğiyle Hevsel bahçelerinde çiftçilik yapan yurttaşlara ürünlerini satabileceği bir Pazar yeri ve taşıma desteğinin sağlanması, alanın sürekli gözlenmesi ve tahrip edenlerin ifşa edilerek caydırılması, yerleşik halkın alana gelmesi için çalışmalar yapılması, Dicle Nehrinin statüsünün geri kazandırılması için çalışma yürütülmeli, belediyeye ait  arazilerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi konusunda çalışılması, ipek böcekçiliğinin geliştirilmesi.

 * Yağmur suyu toplama sistemleri geliştirilmeli sular peyzaj ve bahçeler için kullanılmalıdır. Parklarda kauçuk plastik yerine kum ve çakıl kullanımı yaygınlaştırılmalı. Kentlerde yerel bitki türlerinin kent peyzajına kazandırılmalı, meyve bahçeleri yaygınlaştırılmalı.”