İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Ercüment Akdeniz’in de aralarında bulunduğu dört kişi hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede, Akdeniz’in gazetecilik faaliyetleri, katıldığı toplantılar ve telefon görüşmeleri suç unsuru olarak gösterildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, 2023 yılında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Kongresi (HDK) tarafından düzenlenen toplantılara katıldıkları, bu toplantılarda “PKK/KCK çizgisine paralel” ifadeler kullanıldığı ve HDK’nin “PKK’nin şehir yapılanması” olduğu öne sürüldü. Katılım gösterilen toplantılar suçlama konusu yapıldı.
Toplantılar, açıklamalar, telefon görüşmeleri delil sayıldı
18 Şubat 2025’te gözaltına alınan, 21 Şubat’ta tutuklanan Ercüment Akdeniz hakkındaki iddianamede, 2012-2013 yıllarında Emek Partisi yöneticisi kimliğiyle HDK’ye dair basın açıklamalarına katıldığı ve çeşitli haber sitelerinde bu açıklamaların yer aldığı belirtildi.
Akdeniz’in muhabirlerle yaptığı haber içerikli telefon görüşmeleri, gazetecilik bağlamındaki basın açıklamaları, 1 Mayıs ve Gezi Parkı gibi kamusal eylemlerde yer alması, gözaltındaki kişilerle temas kurması ve cezaevlerindeki açlık grevlerine destek amacıyla düzenlenen eylemlerde bulunması da iddianamede suç unsuru olarak sıralandı.
Ayrıca, 1 Mayıs ve Gezi Parkı protestoları gibi kamusal alanda gerçekleşen eylemlerde aktif rol oynadığı, gözaltına alınan kişilerle temas kurduğu ve cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerine destek amacıyla gerçekleştirilen eylemlerde yer aldığı belirtildi.
2013 yılında HDK’nin bir toplantısında gençlik politikaları üzerine yaptığı konuşma da, iddianamede delil olarak yer aldı. İfade edilen tüm bu faaliyetlerin “örgütsel bağlamda” değerlendirildiği belirtildi.
Ercüment Akdeniz’in avukatı Umut Akdeniz, hazırlanan iddianameyi İlke TV’ye değerlendirdi.
Avukatı: Somut delil yok, suçlamalar soyut
Gezi Parkı olayları döneminde Hayat TV’ye canlı bağlantı yaptığı bir telefon konuşması üzerinden Ercüment Akdeniz’e suçlama yöneltildiğini aktaran avukatı şöyle devam etti:
“Bu konuşmasında genel olarak Gezi Parkı ile ilgili durumu anlatıyor. Oradan yola çıkarak Gezi Parkı eylemlerine katılmakla ve kitleyi yönlendirmekle suçlanıyor. Tamamen basın özgürlüğüne bir müdahale. Aynı dönemde Emek Partisi bünyesinde düzenlenen mitinglerle ilgili telefonla görüşmeleri suçlama konusu edilmiş. Bunlardan yola çıkarak ‘HDK talimatı doğrultusunda eylemler’ şeklinde suçlamalar var ama hiçbir delil ortaya konulmamış bununla ilgili. Çünkü şöyle CMK uyarınca iddianamede deliller somut bir şekilde açıklanması gerekir. Ama bu iddianamede hiçbir somutlaştırma göremiyoruz, tamamen soyut iddialar.”
Avukat, Ercüment Akdeniz’in sosyalizmle ilgili, yasaklı olmayan kitaplar üzerine yaptığı görüşmelerin de dosyaya eklendiğini ancak bu kitapların herhangi bir terör örgütüyle ilgisinin bulunmadığını vurguladı.
Umut Akdeniz, müvekkilinin ifade verirken de somut bir suçlamayla karşı karşıya kalmadığını ve bu ifadelerin neredeyse aynen iddianameye alındığını belirtti:
“Asıl şaşkınlığım ifade aşamasında oldu. İfadede yöneltilen sorular çok afaki sorulardı. Yine bir somut delil yok ortada. Olmayacak bir konuşmadan olmayacak suçlama üretilen bir ifadeydi. O ifadenin neredeyse aynısını iddianameye almışlar.”
‘Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ihlali’
Avukat, Ercüment Akdeniz’in geçmişte yaptığı basın açıklamalarının da iddianamede suç unsuru olarak yer aldığını belirterek, bu durumun hem ifade hem de siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlali anlamına geldiğini ifade etti.
Ercüment Akdeniz’in yaptığı basın açıklamalarının da iddianamede yer aldığını aktaran Umut Akdeniz, “Burada hem ifade özgürlüğü hem basın özgürlüğü hem de siyasi faaliyette bulunma hakkı ihlal ediliyor.” diye konuştu.
‘Ercüment Akdeniz’in masumiyeti çok açık’
Bundan sonraki süreçle ilgili olarak, Ercüment Akdeniz’in beraat edeceği yönünde umutlu olduğunu belirten Umut Akdeniz, “Dosya kapsamında Ercüment Akdeniz’in masumiyeti çok açık. Bu nedenle beraat kararı verileceğini umuyorum” dedi.
