Araştırma: Erkekler aşka daha hızlı düşüyor

Yeni bir araştırma, erkeklerin kadınlara kıyasla daha hızlı ve daha sık aşık olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, kadınlar daha yoğun duygular hissederken, erkekler ilişkinin başında daha erken romantik duygular geliştiriyor.

Araştırma: Erkekler aşka daha hızlı düşüyor
Araştırma: Erkekler aşka daha hızlı düşüyor
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 5 Mayıs 2025 16:14
  • Güncellenme: 5 Mayıs 2025 16:22

Yeni yayımlanan bir araştırma, aşkın kimde ne kadar sürede başladığını mercek altına aldı. Avustralya Ulusal Üniversitesi (ANU) ve Yeni Zelanda’dan bilim insanları tarafından yürütülen çalışmada, 18-25 yaş aralığında ve şu anda âşık olduklarını belirten 808 kişiyle anket yapıldı. Katılımcılar Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Afrika’dan olmak üzere toplam 33 ülkeden seçildi.

Biyolojik antropolog Adam Bode, çalışmanın temel amacının romantik aşkın oluşumu, gelişimi ve ifadesinde biyolojik cinsiyetin etkisini araştırmak olduğunu belirtti.

‘Erkekler ilişkiler resmiyet kazanmadan önce aşık oluyor’

Anket soruları, aşkın ne zaman başladığı, ne kadar yoğun yaşandığı, kişinin daha önce kaç kez âşık olduğu ve mevcut partnerine ne derece takıntılı olduğu gibi başlıkları kapsadı.

Verilere göre erkekler, ortalama olarak kadınlardan yaklaşık bir ay önce aşık oluyor. Araştırmacılar, bunun sebebinin erkeklerin ilişkiyi başlatma ve sadakat gösterme baskısını daha çok hissetmesi olabileceğini belirtti. Erkeklerin ayrıca, ilişkiler henüz resmi bir boyut kazanmadan önce aşık olma eğilimi daha yüksek. Erkek katılımcıların %30’u, ilişki başlamadan önce aşık olduklarını ifade ederken, bu oran kadınlarda %20’nin altında kaldı.

Kadınlar daha yoğun yaşıyor

Erkekler kadınlara göre daha sık aşık oluyor ancak kadınlar aşkı daha derin ve takıntılı bir biçimde yaşıyor. Kadın katılımcılar, partnerleri hakkında daha fazla düşünme eğiliminde olduklarını belirtirken, duygularının yoğunluğu da erkeklere kıyasla daha yüksek çıktı.

Toplumsal normlar da aşkı etkiliyor

Araştırmada, aşkı etkileyen sosyokültürel etkenler de ele alındı. Katılımcıların yaşadığı ülkelerdeki kadın-erkek oranı ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi faktörler veriye dahil edildiğinde, bazı farklılıkların azaldığı ancak yine de sürdüğü görüldü. Özellikle cinsiyet eşitliğinin yüksek olduğu ülkelerde, katılımcıların daha az aşık olduğu, daha az bağlılık gösterdiği ve partnerlerine daha az takıntılı olduğu gözlemlendi.

Bode, romantik aşkın kültürel etkileri, evrimsel kökenleri ve ilişkilerin şekillenmesindeki rolü nedeniyle daha fazla araştırılması gereken bir konu olduğunu vurguladı.

Araştırma Biology of Sex Differences dergisinde yayımlandı.