Güney Afrika’nın Lahey Büyükelçisi Vusi Madonsela, ülkesinin İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı dava ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Büyükelçi, sundukları yeni delillerin davanın ilerleyişini güçlendirdiğini belirterek, ana dilekçe ve eklerinin toplamda 750 sayfa, destekleyici belgelerin ise 4 bin sayfayı aştığını ifade etti.
‘Kanıtlar sürekli artıyor’
Madonsela, davanın Gazze’de devam eden bir duruma odaklandığını ve bu nedenle her gün yeni belge ve materyallerin eklendiğini söyledi. Büyükelçi, “Bu durum, elimizdeki kanıtların sürekli artmasına neden oluyor. Sunulan belgeler, uluslararası hukuka uygun şekilde hazırlanmış ve titizlikle seçilmiştir” dedi.
İsrail’in açıklamalarına atıf
Madonsela, Gazze’deki durumla ilgili çeşitli açıklama ve eylemlerin davada ele alındığını belirtti. “Özellikle Gazze’de insansızlaştırma niyetine dair ifadeler, davanın kanıtları arasında önemli bir yer tutuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Süreç nasıl işleyecek?
Madonsela, İsrail’in 28 Ocak 2025 tarihine kadar UAD’nin yargı yetkisi ve davanın kabul edilebilirliğine itirazda bulunabileceğini ifade etti. Ön itiraz olmaması durumunda, İsrail’in 28 Temmuz 2025’e kadar cevap dilekçesi sunması gerekecek. Büyükelçi, şu ana kadar 10 ülkenin Güney Afrika’nın sunduğu davaya destek verdiğini ve yeni müdahillik bildirimlerinin beklendiğini söyledi.
UCM’deki süreç ve İngiltere’nin müdahalesi
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki (UCM) tutuklama taleplerine ilişkin sürecin, İngiltere’nin yargı yetkisi itirazı nedeniyle uzayabileceğine dikkati çeken Madonsela, “İngiltere’nin müdahalesi, sürecin işleyişi açısından farklı bir durum oluşturdu. Bu müdahale, diğer devletler için de kapı aralayabilir” dedi. Güney Afrika’nın da bu sürece müdahil olduğunu belirtti.
Uluslararası sistem ve beklentiler
Büyükelçi, uluslararası yargının işleyeceğine ve sürecin hukuki çerçevede ilerleyeceğine dair inancını dile getirerek, “Sonuç ne olursa olsun, bu davanın uluslararası sistemin işleyişine katkı sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca, bireylerin de sorumlu tutulması gerektiğine vurgu yaparak, soykırım suçuna karışan kişilerin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Fotoğraf: Selman Aksünger/AA