Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, Salı gecesi yaptığı açıklamada, ülkede yaklaşık 50 yıl sonra ilk kez sıkıyönetim ilan ettiğini duyurdu.
Yoon, kararını “devlet karşıtı güçlere ve Kuzey Kore tehdidine karşı mücadele etmek” olarak gerekçelendirdi.
Ancak, kısa süre sonra bu sert önlemin, dış tehditlerden çok, hükümetin iç siyasi krizleri ve muhalefetle yaşadığı güç mücadelelerinden kaynaklandığı anlaşıldı.
Sıkıyönetim ilanı ile birlikte, ordunun geçici olarak devreye girdiği, Ulusal Meclis binasına helikopterle askerlerin iniş yaptığı ve silahlı polislerin parlamento önünde nöbet tuttuğu bildirildi.
Yerel medya, maskeli askerlerin binaya girmeye çalışırken, çalışanların yangın söndürücülerle engellemeye çalıştığını gösteren görüntüler yayınladı.
Protesto edildi
Güney Kore’nin siyasi sahnesinde büyük bir şok etkisi yaratan bu karar, hızla protestolarla karşılık buldu. Muhalefet milletvekilleri, Yoon’un kararını yasadışı ve anayasaya aykırı olarak nitelendirerek, parlamentoya giderek acil bir oylama talep ettiler. Binlerce vatandaş da protesto için parlamento binası önünde toplandı, “Sıkıyönetime hayır!” sloganları atıldı.
Sıkıyönetim kararı rededildi
Gecenin ilerleyen saatlerinde, parlamentoda yapılan oylama sonucu, 300 üyeli mecliste 190 vekilin katılımıyla sıkıyönetim kararı reddedildi ve Yoon’un ilanı geçersiz sayıldı. Yoon’un bu aceleci hareketi, demokratikleşen Güney Kore’de büyük bir krize yol açtı.
Devlet Başkanı Yoon’un azli isteniyor
Güney Kore’de muhalefet, sıkı yönetim ilanı nedeniyle Devlet Başkanı Yoon Seuk Yeol’un azil sürecini başlattı. Yonhap’ın haberine göre, 6 muhalefet lideri, sıkıyönetim ilan eden Yoon’un görevden alınması için harekete geçti.
Ülkede artan istifa çağrılarıyla karşı karşıya kalan Yoon’un azli için verilen önerge 191 milletvekili tarafından imzalanarak Ulusal Meclise sunuldu.
Muhalefetteki Demokratik Parti lideri Lee Jae-myung, diğer muhalefet liderleri ile yaptığı görüşmede, “Yoon, bir kere başarısız oldu ve yeniden deneyecek, ama bundan daha ciddi riskler söz konusu. Kuzey Kore’yi kışkırtma, ateşkes hattını bozma ve silahlı çatışmaya yol açacak daha büyük riskler var” ifadelerini kullandı. Ayrıca Lee’nin de aralarında bulunduğu muhalefet parti liderleri, Ulusal Meclisin önünde Yoon’un istifası talebiyle protesto yaptı.
Azil süreci nasıl işliyor?
Güney Kore’de azil süreci bir siyasinin, “güçlerini kötüye kullanması ve anayasayı ihlal etmesi” halinde başlatılabiliyor.
Ülkedeki bir devlet başkanının görevden alınması için Ulusal Meclise sunulan azil önergesinin, meclisin üçte ikisi tarafından onaylanması gerekiyor. Diğer siyasilerin azli için ise salt çoğunluk yeterli oluyor.
Önergenin mecliste 72 saat içerisinde oylanması gerekiyor.
Ardından Anayasa Mahkemesi, azil sürecine ilişkin kanıtları dinleyip değerlendirmek üzere duruşma düzenliyor. Mahkemenin, azli onaylamak veya reddetmek için 6 ay süresi bulunuyor. Mahkemedeki 9 yargıçtan 6’sının kararı onaylaması halinde lider görevden alınıyor.
Bu durumda 60 gün içerisinde yeni başkanın seçilmesi gerekiyor. Bu süreç, bir devlet başkanının istifa etmesi durumunda da geçerli oluyor.
Eski devlet başkanı 2017’de görevinden azledilmişti
Eski Devlet Başkanı Park Geun-hye, rüşvet, görevi suistimal ve diğer suçlamalar nedeniyle Mart 2017’de görevinden azledilmiş, ardından tutuklanarak hapse atılmıştı.
Park, yolsuzluk suçlamalarıyla cezaevinde 5 yıl kaldıktan sonra Aralık 2021’de başkanlık affıyla serbest bırakılmıştı. Eski Devlet başkanı Roh Moo-hyun da 2004’te görevinden azledilmişti ancak Anayasa Mahkemesi, Roh’un görevden alınması talebini reddetmişti.
Sıkıyönetim en son 1979’da ilan edilmişti
Sıkıyönetim, sivil otoritelerin görev yapamayacak duruma geldiği acil durumlarda askeri yönetimlerin devreye girmesi anlamına geliyor ve son olarak 1979 yılında, dönemin askeri diktatörü Park Chung-hee’nin suikasta uğraması sırasında ilan edilmişti.
Yoon, sıkıyönetim kararını alırken, ülkeyi “devlet karşıtı güçlerden” kurtarmayı hedeflediğini belirtmişti.
Ancak, bu hamle, hükümetin büyük bir iç krizle karşı karşıya kaldığını gözler önüne serdi.
Yoon’un son dönemdeki düşük onay oranları ve ülke içindeki siyasi baskılar, sıkıyönetim kararını almak için yaptığı hamleyi açıklığa kavuşturuyor.
Güney Kore’deki muhalefet partileri, başkanın görevden alınması için harekete geçmişken, Yoon’un geleceği, parlamentoda yapılacak oylamanın sonucuna bağlı olacak.
Bu gelişmeler, Güney Kore’nin demokratik geçmişine yönelik ciddi bir tehdit oluştururken, ülkenin uluslararası imajı üzerinde de kalıcı etkiler yaratabilir. Uzmanlar, Yoon’un bu hamlesinin, ülkenin ekonomik ve siyasi güvenliğini gereksiz yere riske attığını belirtiyor.