Mehmed Uzun’un yazarlığı üzerine kapsamlı bir çalışma olan Bir Dâva Edebiyatı/Mehmed Uzun’un Yazarlığı kitabının yazarı Hayri K. Yetik, eserinin oluşum süreci ve Mehmed Uzun’un edebiyattaki yerini İlke TV’ye değerlendirdi.
Hayri K. Yetik, kitabının yazım sürecinin yaklaşık yirmi yıl önce başladığını belirtti. O dönemde Mehmed Uzun’un son birkaç kitabının henüz yayınlanmadığını ve sağlık sorunlarının olmadığını ifade etti.
“Bana göre Kürtçe hem kadim bir dil, hem yasaklıydı, dolayısıyla modern edebiyatı gelişememişti. Kürtçe deyimle kurçimî edilmişti. Öyleyse bu dilde yazılmış metinler Nobel’i hak ederdi. Ve buna en yakın kişi Mehmed Uzun’du. Destek olunmalıydı” diyen Yetik, bu hayalin gerçekleşmesinin Kürtçe için, Kürtlerin hak ve özgürlük mücadeleleri için ve Ortadoğu barışı için önemli bir katkı olacağını ifade etti.

Hayri K. Yetik
Ayrıca, Mehmed Uzun ile çocukluklarına dayanan bir arkadaşlık hukuku olduğunu belirten Yetik, yazma motivasyonunu şu sözlerle dile getiriyor:
“Yazarsam, bir de böyle bir ödüllendirmeye katkıda bulunursam insan olarak, aydın olarak, yazar, şair olarak kendimi iyi hissedecektim.”
Mehmed Uzun’un sağlığında kitabın bir kısmını okuduğunu belirtlen Yetik şunları söyledi:
“İşe koyuldum, yazdım ve çıktılarını Mehmed Uzun’a İsveç yolluğu olarak verdim. Uçakta okumuş. Memnun kalmış, özellikle bir çocukluk arkadaşının coğrafyasını, sosyolojisini bilmesi dolayısıyla hakkında yazmasının isabetli olduğunu belirtmişti.
Bu arada yeni kitapları çıkınca onları da okumam gerekti. Ayrıca Kurdî, İsveççe ve başka dillerde yazılanlar da vardı. Onları da değerlendirme malzemesi arasına katmalıydım. Devamında Mehmed hastalandı ve bildik son gerçekleşti. Bu nedenlerle yayınlanma süreci uzadı, derken bir sürü teknik aksaklığı da bertaraf edip yeniden yazmaya koyuldum.”
Mehmed Uzun’un Kürt edebiyatındaki yeri
Yetik, Mehmed Uzun’un Kürtçe romanın modernizasyonu bakımından bir öncü olduğunu ifade ediyor:
“Kürtçenin ilk romancıları Erebê Şemo ve Heciyê Cindî’yi(Yardım) unutuyor değilim. Açıkçası Kürt Çobanı, Dimdim Kalesi’nin Türkçe çevirilerini okuduğum kadarıyla ilk oluşlarına göre başarılı buldum. 1930’larda eser vermiş bu yazarlar ilkler arasında anılacaklar. Mehmed Uzun’un ilk oluşu Türkiye sınırları içindedir. Ama komple bir edebiyatçı olarak ve Kürtçe romanın modernizasyonu bakımından bir öncüdür. Erebê Şemo’nun romanları da ulusal tarihe ilişkindir ama tarihi somutlanabilir değil. Roman kapitalizmle, bireyleşmeyle ve ulusun inşası için ulusal tarihin, edebiyatının ve dilinin gelişmesi/geliştirilmesi edimi olarak bakışımlı bir ilişkiyi gerektirir. Mehmed Uzun bunun farkındadır ve yazdıklarında bu bilinç baskındır. Roman bir tarihsel hakikat oluşturmaya çalışır ve ulusal ruhu besler. Buna göredir romanları Uzun’un. Gecikmiş de olsa bu anlamda işlevseldir. Önemi budur.”
Dâva edebiyatı ve Mehmed Uzun
Hayri K. Yetik, Mehmed Uzun’un edebiyatını “Dâva Edebiyatı” olarak nitelendiriyor. Bu terimin kendi saptaması olduğunu belirten Yetik, şunları söylüyor:
“Böyle bir kategori yok sanırım. Bu benim Mehmed Uzun’un edebiyatçılığına ilişkin bir saptamam. Ama bence isabetli. Hayatı çocukluğundan başlayarak hükümlü kılınmıştır, teorik veya pratik hep sanıktır. Çünkü, ana dili yasaklıdır ve ulusuna ilişkin her şey kriminalize edilmiştir. Bir insan on yedi yaşındayken cezaevine atılmışsa, ana dili dolayısıyla yargılanıyorsa, hükümlü kılınmışsa, eserleri yargılanmışsa ve bu insan o mahkemelerden dâvacıysa, romanlarında da bu dâva işlenmişse başka ne denir böyle bir yazarın edebiyatına. Belki bir tek Mehmed Uzun için değil, tüm Kürdî edebiyat için bile kullanılabilir bu sıfat. Çünkü yargıcı, ulusal hukuku yargılayan bir edebiyat söz konusudur.”
Mehmet Uzun kimdir?