Lübnan merkezli Al Nahar’a konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed, “Ademi merkeziyetçilik temel talebimizdir” dedi.
“Bu sistem, toplumsal, kültürel, siyasi ve ekonomik birçok sorunu çözme potansiyeline sahiptir.” diyen İlham Ahmed, “Aşırı merkeziyetçi bir yönetim biçimi ise Suriye’ye yeni krizler ve sorunlar getirecektir.” ifadelerini kullandı.
Entegrasyon tartışmaları
Entegrasyon tartışmalarına atıfta bulunan İlham Ahmed “Özerk Yönetimin, Şam ile gelecekteki ilişkilere dair vizyonu; karşılıklı entegrasyon, anlayış ve tanıma temelinde şekillenmektedir. Entegrasyonun doğru bir şekilde anlaşılması durumunda, 10 Mart Anlaşması’nda mutabakata varılan 8 madde kapsamında somut adımlar atılabilecektir.” diye kaydetti.
İlham Ahmed, “Suriye’nin toprak bütünlüğü konusu ise tartışmaya kapalı bir konudur bu bizim için net bir ilkedir. Biz Suriyeliler olarak, devlet içinde gerçek bir ortaklık arıyoruz. Suriye’nin geleceğini belirleme sürecinde, tüm halk bileşenlerinin katılımını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
SDG’nin orduya katılımı
İlham Ahmed SDG’nin geleceğine dair “SDG’nin doğrudan Suriye ordusuna entegre olması ve yeni ordunun inşasında rol oynaması gerektiğinden bahsediyoruz. Ancak açık konuşmak gerekirse, şu anki Suriye ordusunun şeffaf bir yapıya sahip olduğunu söyleyemeyiz.” diye konuştu.
Ankara ile ilişkiler
İlham Ahmed Ankara ile ilişkilere dair ise şöyle konuştu:
“Biz daima Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelerle iyi ve yapıcı ilişkiler kurmak istedik. Bu nedenle güvenlik ve siyaset başta olmak üzere birçok alanda koordinasyon sağlanması yanlış değildir. Amacımız, bu ilişkilerin daha da gelişmesi ve Suriye’nin geleceğine dair ciddi uzlaşılara ulaşılmasıdır. Türkiye’nin de Suriye meselesine doğrudan taraf olduğunu ve sahada aktif olduğunu göz önünde bulundurursak, bu diyaloglar ve görüşmeler büyük önem taşıyor.”
Süveyda’da yaşanan katliam
Süveyda’da Şam destekli grupların Dürzilere yönelik katliamına dair konuşan İlham Ahmed, Güney Suriye’de olanlar gerçek bir insani felakettir. Güç mücadelesi, mezhepsel çatışmaya dönüştü. Bu suçların sorumluluğu doğrudan Suriye devleti/hükümetindedir. Bu suçlar tüm yönleriyle açığa çıkarılmalı, failleri belirlenmeli ve adalet önüne çıkarılmalıdır. Bir toplumu “kâfir” diye niteleyip savaşa çağırmak kabul edilemez.” diye kaydetti.
