• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’nin bir bölümü özel mülkmüş!

İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’nin bir bölümü özel mülkmüş!

Diyarbakır’da Dicle Nehri’nin ‘statü’ sorununun ortaya çıkmasının ardından, nehir yatağındaki kamuya ait olması gereken alanların şahıslara ait olduğu öğrenildi. Nehir yatağı resmi kaynaklarda olduğundan daha dar kabul ediliyor.

İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’nin bir bölümü özel mülkmüş!
Foto: Harita: Nehir boyunca şahıslara ait alanlar kırmızıyla işaretlenmiş
İLKE TV ÖZEL – Dicle Nehri’nin bir bölümü özel mülkmüş!
Şirin Bayık
  • Yayınlanma: 11 Ağustos 2024 09:53
  • Güncellenme: 11 Ağustos 2024 10:04

Dicle Nehri’nin başlangıç noktasından Diyarbakır’ın Bismil ilçesine kadar, yaklaşık 100 kilometrelik kısmının herhangi bir statüsünün olmadığını ilk kez İlke TV gündeme getirmişti. Bu tespitin kaynağı ise  1990 tarihinde hazırlanan “Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik.”  Yönetmelik gereğince Kıyı Koruma Kanunu’na tabi olmayan alan ciddi tahribatlara ve kirliliğe maruz kalmakta.

‘Bir kilometrelik genişliği olan su, resmi olarak olduğundan daha az kabul ediliyor’

Söz konusu alanın ‘Nehir’ statüsünü hak ettiğini belirten TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Sedat Sever, konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sever, Dicle Nehri’nin çıkış noktasından Silvan Köprüsü’ne kadar hazırladığı haritada, nehir yatağının sadece bu kadarlık kısmında dahi 500’ün üzerinde şahsa ait mülkiyetin olduğunu söyledi; “Bu mülkiyet problemini nehir boyunca görebiliyoruz. Kamuya ait olan bu alanın mülkiyeti şahıslarda görünüyor.”

Nehir yatağında ciddi bir mülkiyet sorunu olduğunu belirten Sever, bu durumun farklı sorunları da doğurduğunu söyleyerek, nehir yatağının resmi olarak olduğundan daha dar olarak kabul edildiğini söyledi. “Kadastro paftalarında belirlenen nehir yatağı çok daha az bir kısım olarak görünüyor. Ölçtüğümüzde 50 metreye kadar daraltılmış ki bazı yerlerde nehir yatağının yaygınlığı bir kilometreye kadar çıkabiliyor. Kadastro paftalarına indiğimizde 1960’lı yıllardan beri bu mülkiyet durumu oluşmuş durumda.”

Harita: Nehir boyunca şahıslara ait alanlar kırmızıyla işaretlenmiş

‘Kum ocaklarından kaynaklı zaman içerisinde suyun akış yönünü bile değişti’

Sever, nehir yatağı ve çevresindeki diğer bir sorun olarak kum ocaklarını işaret etti; “2002 tarihli haritaya baktığımızda nehir yatağında herhangi bir tahribat göremiyoruz. Ancak zaman içerisinde oradaki kum ocaklarının artması ile nehir yatağı tamamen tahrip olmuş durumda. Öyle ki bazı yerlerde suyun yönü bile bu tahribat yüzünden değişti.”

Kum ocakları ve kirliliğe neden olan diğer tüm sorunların kaynağı olarak nehrin statü sorununu işaret eden Sedat Sever, ‘Bu yüzden statü verilmesini talep ediyoruz. Eğer burası nehir statüsünde olmuş olsaydı, buradan çekilecek kum ocakları yasaklanırdı, ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalırdı. En azından nehre uygulanan bu yanlış politikalara yönelik caydırıcı cezalar verilirdi’ dedi.

‘Dicle ‘Nehri’ kum ocaklarına değil, halka açılmalı’

Nehrin statü sorununun çözülmesi için acilen çalışmalar başlatılmalı diyen Sever, ‘ilk iş Valiliğe düşüyor’ şeklinde konuştu. Ardından, “Bununla ilgili Valilik ve Devlet Su İşleri (DSİ) öncülüğünde valilikle bir komisyon oluşturulması gerekiyor. Valiliğin oluşturacağı teknik komisyonla bir çalışma yapıp bunları paftalara işleyip tescillemesi gerekiyor. Nehir yatağının acilen şahsa ait mülkiyetten boşaltılması gerekiyor. Çünkü bu kamu yararına bir durum. Daha sonra kıyı kenar çizgisinin verilmesinin ardından alanın rehabilitasyonu sağlanmalı. Nehrin halka açık bir alan olarak kum ocaklarına değil de yapılaşmaya değil de halka açık alanlar olarak bu kente kazandırılması gerektiğini söylüyoruz ” dedi.