• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • İLKE TV ÖZEL – ‘Yaylamız giderse suyumuz gider, suyumuz giderse hayatımız gider’

İLKE TV ÖZEL – ‘Yaylamız giderse suyumuz gider, suyumuz giderse hayatımız gider’

Kulp halkı Hasandin Yaylası’nda maden rezervi arayan şirketlere karşı ayaklandı. İlçeye bağlı 6 mahalle ve yüzlerce mezrayı etkileyecek maden arama çalışmalarına karşı halkın mücadelesi sürüyor.

İLKE TV ÖZEL – ‘Yaylamız giderse suyumuz gider, suyumuz giderse hayatımız gider’
İLKE TV ÖZEL – ‘Yaylamız giderse suyumuz gider, suyumuz giderse hayatımız gider’
Şirin Bayık
  • Yayınlanma: 11 Ağustos 2024 18:07

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası, çevresinde bulunan 6 mahalle ve yüzlerce mezrada yaşayan bölge sakinleri için hayati öneme sahip. 37 bin küsur nüfuslu Kulp’ta binlerce ailenin geçim kaynağı olan yayla, hem içme suyu hem de bölgede yaygın olarak yapılan hayvancılık faaliyeti için su deposu görevi görüyor.

Hasandin Yaylası’nda halkın ‘maden’ direnişi

Geçtiğimiz haftalarda özel bir şirketin maden arama çalışmaları ile gündeme gelen Hasandin Yaylası, bölgede son dönemlerde yapılan en büyük ekokırım karşıtı mücadeleye sahne oldu. Maden arama çalışmaları kapsamında yayladan numune örneklerinin alındığını duyan bölge halkı durumu tepki ile karşıladı. Eylemlerle başlayan tepkiler, kitlesel yürüyüş ve son olarak mitingle devam etti.

Diyarbakır’da yaklaşık 120 sivil toplumun bileşeni olduğu Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, ekoloji örgütleri, KULP-DER ve çok sayıda bölge sakinin katıldığı mitingde madene karşı yürütülecek mücadelenin kararlılığı pekiştirildi. 7’den 70’e kadın, erkek, genç, yaşlı miting alanını doldurdu. Ortak söylem ise; “Bu yaylayı kaybedersek, suyumuzu beraberinde yaşamlarımızı kaybedeceğiz” oldu.

Maden arama çalışmaları ile yıllardır süregelen yayla geleneğinin de sonuna geleceği ve bölge halkının ciddi bir göç sorunu ile karşı karşıya kalacağını öngören köylüler, İlke TV’ye yaptıkları konuşmada deyim yerindeyse kanının son damlasına kadar mücadele edeceklerini belirtti.

‘Burası bizim su depolarımız’

KULP-DER Yönetim Kurulu üyesi Servet Acar, yaylalarına sahip çıkmak için İstanbul’dan geldiklerini söyledi. Daha önce de Kulp Çayı üzerinde yapılan baraj yüzünden bölge halkının mağdur olduğunu söyleyerek bir daha benzer bir şey yaşamak istemediklerine değindi. Acar; “15 yıldır bu süreç devam ediyordu ama biz tabi ki 15 yıl içerisinde ciddiye almadık. Sonra bertaraf oldu bir müddet sonra yani son birkaç aydır gündeme geldi ve biz halk olarak zaten geçmişte HES’lerden ağır darbeler yedik. Artık etkileri olmaya başlayınca millet de tamamen burada ayaklandı. Burası bizim yaylalarımız. Küçüklüğümüz burada geçti. Burada çobanlık yaptık. Yazı burada geçirdik. Burası bir meradır su depolarımızdır” dedi.

‘Eğer buraya maden gelirse perişan oluruz, zehirleniriz, siyanüre maruz kalırız’

Yaylanın eteklerinde bulunan bütün kırsalın bu yayladan beslendiğin belirten Acar; “Eğer buraya maden gelirse perişan oluruz, zehirleniriz, siyanüre maruz kalırız. Siyanürün akan suları karın verdiği sular çeşmelerimize karışır ve patlayan dinamitlerden dolayı sularımızın yönü bile değişecek bu kesindir” şeklinde konuştu.

Bölge sakinleri göç tehdidi ile karşı karşıya

Eşref Zaman isimli yurttaş ise yıllardır bir gelenek olarak bu yaylayı kullandıklarını belirtti. “Bu yaylalar Kulp’un yaşam kaynağıdır” diyerek daha önce HES projesi ile nehirlerinin kuruduğunu ve bununla birlikte balıkçılığın bittiğini söyledi. Öte yandan maden çalışmalarının başlaması ile halkın göçe zorlanacağını söyleyen Zaman, 90’lı yıllarda bölgede yaşanan köy boşaltmaları hatırlattı. “Maden çalışması başlarsa köyler boşalmak zorunda kalacak. 90’lı yılların şartları farklıydı ama 90’lı yıllardan sonra son 10 yıldır kendi köylerine dönüş yapmaya başladılar işte ev yaptılar bağ bahçelerini yaptılar tekrardan yeşil bir alana dönüştürdüler. Ama maden açılırsa ekonomik kaynaklar kesilecek, kaynaklar kesilince doğa tahribatının yanı sıra göç başlayacak”

➤ Kulp halkı Hasandin’de ekokırıma karşı toplandı: Yaylamızı kimseye vermeyiz

‘Tek damla kanımız kalana kadar kadınlar olarak mücadele edeceğiz’

Ayten Ateş isimli yurttaş da kadınlar olarak mücadelede önde olacaklarını belirterek, “Bu coğrafya bizim. Babalarımızın atalarımızın toprağı. Bizim yaylamız. Bu topraklarda doğduk bu topraklarda yaşıyoruz. Eskiden beri yaylalardayız. Bugün bu yaylalarımız kaybedersek suyumuz gider, yaşamımız gider, hayvancılık gider. Daha önce köylerimiz yakılıp göçe zorlandığımızda metropollere mecbur kaldık. Biz metropolleri istemiyoruz. Yaylalarımıza dönmek istiyoruz. Yaylamızı verdiğimiz an ha namusumuzu vermişiz ha yaylamızı vermişiz fark etmez. Biz yaylalarımızı vermeyeceğiz. Tek damla kanımız kalana kadar özellikle kadınlar olarak da mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz” dedi.

‘Binlerce ailenin geçim kaynağı hayvancılık biter’

Bölge sakinlerinden Burhan Polat ise, bölgenin geçim kaynaklarına değindi; “Bölge hayvancılıkla geçiniyor. Arıcılıktan, küçükbaş hayvancılığına, ipekböcekçiliğinden büyükbaş hayvancılığına yapılıyor. Buradaki tepkimiz eğer burada maden sahası açılırsa, burada yaşam bitecek. Dolayısıyla biz madene karşıyız. Hangi şirket olduğu bizi ilgilendirmez. Biz her türlü mücadelemizi vereceğiz” dedi.Öte yandan maden projesinin geri çekilmesi gerektiğini belirten Polat, yüzyıllardır burada bir yaşam olduğunu ve bu projeyle sona erebileceğini belirtti.

‘Her hafta belirli köyler nöbet tutacak’

Hukuki süreç başlattıklarını belirten Nizamettin Bakay da, imza topladıklarını, avukatların ve baroların bu işlem için çalıştığını söyledi. Ardından bölge halkı olarak yaylaya sahip çıkacaklarını her hafta bazı köylerin alanda nöbet tutacağını söyledi. Devamında, “Birkaç kişi menfaat sağlayacak, para kazanacak diye koskoca ilçeyi kaybettirmeyeceğiz. Bunun için mücadele ediyoruz etmeye de devam edeceğiz” diyerek halkın kararlı olduğuna vurgu yaptı.

Öte yandan Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Müjdat Can’ın edindiği bilgiye göre, Hasandin Yaylası’nda maden rezervi arayan şirketin Kulp Madencilik Ve Dış Ticaret Anonim Şirketi olduğu öğrenildi. Ticaret Sicili Gazetesi’nde Eren soyadındaki kişilere ait olduğu görülen şirket, bin 970 metrekarelik alanda yapacağı maden arama çalışmalarının ruhsatını 2 Temmuz 2023 tarihinde aldı. Ruhsatın süresi 2 Temmuz 2028’e kadar geçerli olan şirket, sodyum, potasyum, lityum, iyot ve bor tuzları gibi endüstriyel hammaddelerinin yanı sıra enerji ve metalik maden faaliyetleri yürütecek.