İş dünyası, markalar ve sektör temsilcilerinin buluştuğu 12. Brand Week Istanbul 2024, Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmasıyla Haliç Kongre Merkezi’nde başladı.
Konuşmasında kayyım atamalarına değinen Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak inisiyatif alıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki partilerin genel başkanlarıyla bizzat görüşüyorum. Görüşmeye devam edeceğim. Görüşemeyen, görüşememesini istismar olarak nitelendirip kabul etmeyen insanlara ısrarla gitmeye devam edeceğim. Hiç kimsenin bizim ısrar ve iyi niyetimizden kurtulma şansı yok.”
‘En önemli görevin en başta bana düştüğünü iyi biliyorum’
Tarihin zorlu bir dönemecinde olunduğunun altını çizen İmamoğlu, ülkede yanlış giden işleri düzeltmek, kenti, doğayı korumak ve demokrasiye sahip çıkmanın her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Ben kendimi bu konularda sorumlu kabul ediyorum. Başta haksız ve hukuksuz kayyım atamaları olmak üzere ülkemizde uygulanan demokrasi karşıtı vesayetçi tutumlara sesimi yükseltmeyi önemsiyorum. Bir ülkede demokrasi iktidarların keyfiliğine bırakılamaz. Bir ülkede demokrasi iktidarların keyfiliğini asla bırakılamaz. Bu ülke 200 yıldır demokrasi mücadelesi veriyor. 101 yıldır muhteşem bir cumhuriyet hikayesi var, Zorluklarıyla, hatalarıyla, eksikleriyle… İşte tam da bu pencereden baktığımızda bir belediye görevden alınacaksa bu muhakkak bağımsız yargı tarafından verilmiş bir karara bağlı olmalı.
‘Israrla gitmeye devam edeceğim’
Görevden alınan belediye başkanı yerine geçici olarak gelecek kişiyi belediye meclisi seçmelidir. Evrensel hukuk ve demokrasi standartlarının önümüze koyduğu kurallar bunlardır. Bu yüzden Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak inisiyatif alıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki partilerin genel başkanlarıyla bizzat görüşüyorum. Görüşmeye devam edeceğim. Görüşemeyen, görüşememesini istismar olarak nitelendirip kabul etmeyen insanlara ısrarla gitmeye devam edeceğim. Hiç kimsenin bizim ısrar ve iyi niyetimizden kurtulma şansı yok. Çünkü biliyorum ki iktidarların hukuk ve demokrasi dışı arayışlarının cezasını millet ve ekonomi hem de uzun yıllar boyunca çeker. ‘Milletin değil, benim dediğim olur’ anlayışıyla hareket eden iktidarlar, güçlü bir demokratik tepki görmezse, kendilerinde her hakkı bulurlar. Bugün Türkiye’de yaşanan budur. Buna asla fırsat vermeyeceğiz. Geleceğe dair tariflediğimiz bütün çağdaş teknik, bilimsel unsurlar kadük kalır aksi takdirde.”
