Gazeteci Pexşan Ezîzî, bulunduğu Evin Cezaevi’nde, Jina Mahsa Emini protestolarının ikinci yıl dönümüne ilişkin mektup kaleme aldı.
Mektubunda Jina Mahsa Emini protestolarında yaşamını yitirenleri anan Pexşan Ezîzî, kadının toplumdaki öncü rolüne dikkat çekerek, erkeğin toplumsal rolünün yeniden tanımlanması gerektiğini ifade etti.
Kadın ve erkek eşitliği sağlanmadıkça gerçek bir mutluluk ve özgürlüğün yanılsama olacağını vurgulayan Ezîzî, toplumsal cinsiyetçiliğin iktidarın bir aracı haline geldiğine dikkat çekti ve bu cinsiyetçiliğe karşı ahlaki-politik bir mücadelenin şart olduğunu belirtti.
21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olacağını söyleyen Pexşan, kadının yok sayılmasının ideolojik bir yaklaşım olduğunu ve buna karşı güçlü bir ideolojik mücadele verilmesi gerektiğini savundu.
Cinsiyetçilik, bilimcilik, dincilik ve milliyetçilik üzerinden kadının ve toplumun hedef alındığını belirterek bu kavramların eleştirisinin yapılmadığı sürece kadının doğasının ve kimliğinin tam anlamıyla anlaşılamayacağını dile getiren Pexşan Ezîzî, kadınların verdikleri mücadeleyle ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesinde gerçek yaşamın ancak bu kavramların güçlü bir eleştirisiyle kurulabileceğini dile getirdi.
Pexşan Ezîzî, mektubunu “Jin, Jiyan, Azadî felsefesi bir ölüm değil, yaşam felsefesidir” sözleriyle sonlandırdı. .
Pexşan Ezîzî, Ağustos 2024’te İran güçleri tarafından gözaltına alınmış ve ardından Tahran Mahkemesi tarafından “jin, jiyan, azadî” eylemlerine katıldığı gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmıştı. Ezîzî hakkında idam cezası verilmesini kınayan 26 insan hakları örgütü, kararın kaldırılması için çağrı yapmıştı.