İstanbul Barosu, sosyal medya hesabından “Soykırımın önlenmesi ve global sumud filosunun korunması uluslararası insancıl hukukun gereğidir” başlığıyla bir açıklama yayımladı.
Yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“İsrail’in iki yıldır Gazze’de sürdürdüğü soykırım saldırıları sonucunda on binlerce Filistinli katledilmiş, yine on binlercesi yaralanmış, işkenceye maruz kalmış, tedaviye erişimi engellenmiş ve etnik temizlik hedefiyle zorla yerinden edilmiştir. Bu süreçte Gazze Şeridi’ne yönelik 18 yıldır devam eden abluka ağırlaştırılmış, insani yardım geçişi engellenmiş ve gıdaya erişimin kasten imkânsız kılınmasıyla yüzlerce çocuk ve yetişkin açlıktan hayatını kaybetmiştir.
Filistin halkının yaşadıkları yalnızca uluslararası insancıl hukukun ihlali niteliğinde olmayıp 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamında İsrail’in Gazze’de soykırım suçunu işlediği sabittir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin yetkilendirdiği Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu’nun 16 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan raporunda suçun tüm unsurlarının oluştuğu açıkça tespit edilmiştir. Uluslararası toplumun yalnızca uyarı ve kınama ile yetinmeyip, soykırıma karşı harekete geçmesi hukuken zorunludur.
Global Sumud Filosu soykırım koşullarında gıdaya ve tıbbi malzemelere erişimi kasten engellenen Gazze halkına insani yardım ulaştırmak ve yasa dışı ablukaya dikkat çekmek amacıyla 44 farklı ülkeden gelen gönüllüleri taşıyan 50’den fazla sivil gemiyle yola çıkmıştır. Uluslararası Adalet Divanı kararlarını hiçe sayarak soykırımı ve ablukayı sürdüren İsrail, sürekli biçimde saldırarak filoyu durdurmaya çalışmaktadır. Tunus’ta filoya bağlı gemileri hedef alan iki ayrı saldırının ardından 24 Eylül 2025 tarihinde bir saldırı daha olmuştur. Filo Girit adası açıklarında seyir halindeyken gerçekleştirilen dron saldırıları sonucunda patlamalar meydana gelmiş ve saldırıya tanıklık eden baromuz üyesi Av. Gülden Sönmez bazı gemilerin teknik zarar gördüğünü, can kaybı olmadığını aktarmıştır.
Global Sumud Filosu’nun katılımcıları arasında yer alarak gemilerde ihlallerin belgelenmesine katkı sunan, filoyu koruma taleplerini güçlendirecek yasal süreçleri işleten birçok hukukçu olduğunu biliyor, meslektaşlarımızın ve tüm eylemcilerin korunması gerekliliğinin altını çiziyoruz.
Filistin halkıyla dayanışma için harekete geçen binlerce gönüllü tarafından kurulan ve Gazze’ye yelken açan bu insani yardım filosunun saldırılara karşı korunması uluslararası hukukun gereğidir. 1949 tarihli IV. Cenevre Sözleşmesi ve I. Ek Protokol’ün 70. maddesi, insani yardımın hızlı ve engelsiz biçimde ulaştırılmasını bağlayıcı bir yükümlülük olarak düzenlemiştir.
Devletlerin yalnızca müdahaleden kaçınma değil, aynı zamanda koruma ve gözetim yükümlülüğü de bulunmaktadır. Güzergah üzerinde bulunan kıyı devletleri ve uluslararası toplum, Global Sumud Filosu’nun güvenliğini sağlamak, olası saldırıları önlemek ve yardımın hedefine ulaşmasını temin etmekle yükümlüdür.
Filistin halkı soykırım, işgal, abluka ve apartheid koşullarına direnirken bu yükümlülük ‘erga omnes’ nitelikte olup evrensel hukuk ilkelerine aykırılık kapsamında yalnızca ilgili sözleşmelerin taraflarını değil tüm devletleri bağlamaktadır. İnsani yardım faaliyetlerinin güvenliğinin sağlanması, uluslararası hukukun üstünlüğünün ve insanlık onurunun korunmasının ayrılmaz bir parçasıdır.”
‘Türkiye ve tüm devletlere çağrı’
Açıklamanın sonunda çağrı yapıldı:
“İstanbul Barosu olarak; insan haklarını koruma ve hukukun üstünlüğünü savunma sorumluluğumuz doğrultusunda Gazze halkına insani yardım ulaştırılmasının uluslararası hukukta tanınmış bir hak ve devletler için yerine getirilmesi zorunlu bir yükümlülük olduğunu hatırlatıyoruz. Filoyu hedef alan herhangi bir saldırı veya engelleme, yalnızca gemideki sivillerin değil, aynı zamanda Gazze Şeridi’nde yaşayan iki milyon Filistinlinin yaşam hakkının ihlali anlamına gelecektir. Bu doğrultuda devletimiz de dahil olmak üzere tüm devletleri Gazze’deki soykırımın durdurulması, İsrail’e somut yaptırım uygulanması, soykırım suçlularının yargılanması, yasa dışı ablukanın kaldırılması, seyir halindeki Global Sumud Filosu’nun güvenliğinin sağlanması ve insani yardımın engellenmemesi için yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.” (ANKA)