‘Türkiye’nin İstanbul’dan verdiği fotoğrafa bakın’
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Sancaktepe’deki yoğun güvenlik önlemleri ve polis ablukası altında açıklama yaptı. Doğan, “Türkiye’nin İstanbul’dan verdiği fotoğrafa bakın. Bizim güvenliğimizi sağlamak için mi bu önlemler alınıyor? Hayır! Sözümüzü hapsetmek için” dedi. Yıllardır Türkiye’deki Kürt meselesinin çözülemediğini, birçok hükümetin geçmesine rağmen değişen hiçbir şeyin olmadığını belirten Doğan, “Türkiye’de Kürt meselesini çözemeyenler tarihte çözülemeyenler olarak yer alacaklar” ifadesini kullandı.
Toplumun tüm kesimlerinin sorunlar yaşadığını belirten Doğan, “Bu bir kader değil, biz yoksullaşarak yaşamak zorunda değiliz. Geleceğimizi çalan bu iktidar, halkın iradesini yok sayıyor” dedi.
‘Sizin gibi yalnız yürümeyeceğiz’
Ayşegül Doğan konuşmasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:
“Hiçbir yasak, halkların iradesinden daha büyük olamaz. Kolluk gücüyle, valilik yasaklarıyla bize göz dağı vermeye çalışanlar bilsinler ki yalnızca kadınlar isyanda değil, emekçiler de isyanda. Bu bir kader değil! Biz böyle giderek yoksullaşarak yaşamak zorunda değiliz. Gençler isyanda, niye isyanda? Geleceksizlikten. Kim çalıyor bu geleceği, sevgili arkadaşlar? Bu sistem çalıyor, bu iktidar çalıyor. Ve biz, irademizden başlayarak, bin bir emekle, ilmek ilmek örerek, bin bir bedelle kazandığımız ne belediyelerimizden vazgeçeriz, ne kurmak istediğimiz gelecek tahayyüllerinden. Bu yürüyüş devam edecek! Hiçbir zaman sizin gibi yalnız yürümeyeceğiz. Çoğalan, büyüyen, genişleyen, el ele, omuz omuza, yan yana mücadeleyi büyüten halklarla birlikte yürüyeceğiz.”
Doğan, iktidara kayyım politikalarından vazgeçmesi çağrısında bulunarak, son dönemde gündeme getirilen ‘Kürt sorununun çözümü’ tartışmalarına da değindi:
“Her şeyi yasaklayabileceğini sananlara diyoruz ki, bu yol yol değildir. Biz sokakta alanda olmaya devam edeceğiz. Bizi vazgeçiremeyeceksiniz o yüzden gelin siz vazgeçin. DEM Parti olarak diyoruz ki el sıkmaya hazırız. Türkiye’nin adil onurlu barışı için yıllardır elimiz havada. Ama siz bir elinizde sanki barış elinizi uzatıp, diğer elinizle kayyım atarsanız toplumsal uzlaşı yapılamaz. Önce bu kayyımlardan vazgeçin.”
