İstanbul’un ritmi, koro müziğinin harmonisiyle yeniden can buluyor

2’nci Uluslararası İstanbul Koro Festivali başladı. İstanbul’un 3 farklı noktasında düzenlenen konserlerle devam eden festivalde, özel bir koro da oluşturuldu. 3 günlük atölyeyle çalışan 80 kişilik festival korosu, 18 Ağustos’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak.

İstanbul’un ritmi, koro müziğinin harmonisiyle yeniden can buluyor
İstanbul’un ritmi, koro müziğinin harmonisiyle yeniden can buluyor
Yeşim Yıldız
  • Yayınlanma: 17 Ağustos 2024 17:46
  • Güncellenme: 17 Ağustos 2024 18:11

İlki 2023 yılında gerçekleştirilen İstanbul Koro Festivali, bu sene uluslararası bir kimliğe kavuştu. Türkiye’den ve dünyanın farklı bölgelerinden koroların katılımıyla daha geniş bir kitleyi koro müziğinin ahenkli dünyasına davet eden festival, İstanbullu müzikseverleri bekliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen festivalin etkinlikleri, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Beşiktaş Barbaros Meydanı ve Kadıköy Meydanı’nda düzenleniyor. 16 Ağustos’ta başlayan festival, 18 Ağustos’ta sona erecek.

‘Festivali uluslararası bir kimlik kazandırarak gerçekleştiriyoruz’

Festivalin koordinatörü Kübra Şenyaylar, 2. Uluslararası İstanbul Koro Festivali’ni İlke TV’ye anlattı:

“Festivalimizin ilki geçtiğimiz yıl gerçekleşmişti, bu yıl ikincisini gerçekleştiriyoruz. Uluslararası bir kimlik kazandırarak gerçekleştiriyoruz. Bu yıl ana sahnemiz Cemal Reşit Rey Kültür Merkezi. Ama aynı zamanda Kadıköy Meydan ve Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda ek sahnelerimiz var. Yaklaşık 18 koromuz, 3 ayrı atölyemiz var.

Hem uluslararası katılım sağladığımız hem de Türkiye’nin her yerinden rengârenk bir katılım sağladığımız harika bir festival olacak gibi görünüyor.

‘İstanbul’u bir koro başkenti yapacağız’

Şenyaylar, festivalin geleceğine dair planları da aktardı:

2025 festivalini şimdiden konuşmaya başladık. Çok daha fazla sayıda uluslararası katılımcı almayı hedefliyoruz. Hatta şimdiden dünyanın pek çok yerinden koro bize 2025 takvimimizi sormaya başladı. Herkes İstanbul’da şarkı söylemek istiyor, bu festivalin katılımcısı olmak istiyor. Çok büyük bir onur elbette. İstanbul’u bir koro başkenti yapacağız diye umut ediyorum. Ve tabii ki içindeki atölye çalışmaları, festivalin koroları… Bunlar çok kıymetli şeyler ülkemiz için.

İstanbul pek çok kadim kültüre, imparatorluklara ev sahipliği yapmış, çok önemli bir şehir. Kültür başkenti diyebiliriz belki de. Dünyanın seçkin şehirlerinden biri. Biz korolar da her inancı, her geleneği, her kültürü kendi içinde barındıran yapılarız. Dolayısıyla bu kadar birleştirici, dönüştürücü bir şehrin bu kadar önemli bir festivale ev sahipliği yapıyor olması çok uyumlu benim nazarımda. Hem şehir hem korolar birbirlerine kavuştular diyebiliriz.”

‘Bizim çalışmalarımızda ekip ruhu çok hızlı oluşur’

2’nci Uluslararası İstanbul Koro Festivali için festival katılımcılarıyla ve dışarıdan başvurularla özel bir koro oluşturuldu. 80 kişilik festival korosu, festivalin kapanış gününde sahne alacak.

Koronun şefi Masis Aram Gözbek, festival korosundan bahsetti:

“Harika bir festivalin içinde festival korosu kurduk. 3 gün boyunca bu festival korosuyla provalar yapacağız. Ardından da festivalin kapanış gününde hep beraber hasadımızı seyirciye sunacağız. Çok yoğun geçecek. İlginç bir repertuarımız var. Aslında 3 günlük çok kısa bir prova süreci için biraz da zorlayıcı, kritik bir repertuarımız var. 4 farklı dilde eserimiz var; Türkçe, İngilizce, Latince ve Norveççe. Bambaşka kültürlerden ama aslında hepsi belki de aynı şeyden bahseden çok heyecan verici, koro literatürünün gerçekten önemli eserleri.

Koro demek çok şeyi ifade ediyor. Onlardan en önemlisi de gerçekten aynı şeyi hissedebilmek, aynı anda nefes alabilmek. 3 günün sonunda sahneye çıkacak 80 kişi en azından birbirini bir düzeyde tanımalı. O yüzden bizim çalışmalarımızda ekip ruhu bambaşka bir şekilde, çok hızlı oluşur. Çalışmaların seyri aslında çok güzel ilerler.”

‘Türkiye’nin dört bir yanında halk koro müziğiyle buluşsun istiyoruz’

Gözbek, koro müziğinin toplum için önemini aktardı:

“Koro müziği bir toplum için gerçekten çok önemli bir şey. Biz aslında hep hayalini kurduğumuz huzur ve barış içinde birlikte yaşamayı bir koroda şarkı söyleyerek çok rahat deneyimleyebiliyoruz. Çünkü bir koroda şarkı söylerken bizler birbirimizi daha fazla dinlemeyi, birbirimizi daha iyi anlayabilmeyi, birbirimize toleranslı olabilmeyi, yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı, sevgiyi öğreniyoruz. Farklılıklarımızı birer dezavantaj değil, birer zenginlik olarak görmeyi öğreniyoruz. Ve o farklı renklerin bir araya gelerek oluşturduğu harmandan keyif almayı öğreniyoruz. Her görüşten, her yaştan, farklı hassasiyetlere sahip, farklı inançlara sahip, farklı ailelerde yetişmiş, farklı kültürlerde büyümüş birçok insan bir araya geliyor ve tek bir nefes oluyor. Ve bunu aslında biz müzikle, koro müziğinin, insan sesinin gücüyle başarıyoruz. O yüzden festivallerimizin çoğalması çok anlam ifade ediyor. İstiyoruz ki, koro şenlikleri Türkiye’nin her yerine yayılsın. Korolar artmaya devam etsin. Türkiye’nin dört bir yanında halk koro müziğiyle buluşsun. Ve çocuklarımız, gençlerimiz çok sesli korolarda şarkı söyleyerek bu insani değerlerle yoğrularak büyüsünler. Çünkü o zaman o gençlerin oluşturduğu toplumlar dünyaya çok daha farklı bakacaklar.”

 ‘Festivalin korosunu oluşturarak bunun bir parçası olmak heyecan verici’

 “Benim için bu festivalin bir parçası olmak şöyle değerli… Geçtiğimiz yıl, festivalin birinci senesinde Boğaziçi Gençlik Korosu ile sahnedeydik. Bu yıl da ben burada bir atölye yürütüyorum. Bu benim tutkularımdan biri aslında. Özellikle bambaşka yerlerden bir araya gelmiş insanlarla, onların potansiyellerini en üst noktada hayata geçirmek ve onların enerjileriyle, enerji ile dolmak benim için harika bir deneyim. O yüzden bu sefer kendi koromla değil ama festivalin korosunu oluşturarak bunun parçası olmak ayrı heyecan verici.”