Libya cezaevlerinde işkence, insanlığa karşı suçlar ve göçmen kaçakçılığıyla suçlanan ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından savaş suçlusu olarak aranan Libya Adli Polisi Başkanı Osama Almasri Najeem Habish’in Türkiye vatandaşı olduğu ortaya çıktı.
Evrensel’den Özlem Temena’nın haberine göre Habish’in Libya’daki Mitiga ve Trablus cezaevlerinde işkence, insanlığa karşı suçlar ve göçmen kaçakçılığı gibi suçlar işlediği belirtiliyor.
Habish, 19 Ocak’ta İtalya’da yakalanmış, ancak tutuklanmayarak hızla Libya’ya sınır dışı edilmesi İtalya’da hükümet krizine yol açmıştı. Başbakan Giorgia Meloni, kendisi ve bazı bakanlar hakkında bu vaka nedeniyle soruşturma açıldığını duyurdu, yargıyı siyasi amaçlarla hareket etmekle suçladı.
Muhalefet ve UCM, hükümetten konuya açıklık getirmesini talep etti.
Bu süreçte hükümetten çelişkili ve tartışmayı körükleyen açıklamalar geldi.
Hükümet önce Habish’in serbest bırakılmasının mahkemenin sorumluluğu olduğunu iddia etti.
Daha sonra parlamentoya bilgi veren İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ise Habish’in “tehlikeli” olması nedeniyle “ülkenin güvenliği” için Libya’ya götürüldüğünü söyledi.
Najeem Habish 19 Ocak’ta Juventus-Milan maçını izlemek için gittiği İtalya’nın Torino kentinde gözaltına alındı. Hakkında uluslararası tutuklama emri olan Habish 21 Ocak’ta serbest bırakıldı ve İtalyan istihbarat servisine ait bir uçakla Libya’ya götürüldü.
Habish’in İtalyan hükümetine ait bir uçaktan inerken çekilen fotoğrafları İtalyan medyasında geniş yer buldu
İtalya’daki tutuklama belgelerine göre Habish yakalandığında üzerinde Türkiye ve Dominik Cumhuriyeti vatandaşlıklarını gösteren kimlikler, Türkiye merkezli Al-Asale Al-Dahabiye 1 ve Al-Asale Al-Dahabiye 2 şirketlerinin kartvizitleri, banka kartları ve sürücü belgeleri bulundu.
Al-Asale Al-Dahabiye şirketinin Ticaret Sicil gazetesinde kaydı bulunuyor. İki ortaktan oluşan şirketin adresi Başakşehir olarak görülüyor. Şirketin diğer ortağı ise Abdülkerim Mektebi olarak kayıtlı. Şirketin faaliyetleri ithalat, ihracat, demir kaplama ve PVC ticareti olarak gösteriliyor.
Habish yakalandığında üzerinde sekiz farklı kredi kartı bulundu. Bu kartların ikisi İngiltere’deki bankalara ait Visa, altısı ise Türkiye merkezli Mastercard sistemine kayıtlıydı. Ziraat Bankası ve Kuveyt Türk bu bankalar arasında bulunuyor.
İtalyan gazetesi Avvenire, Habish’in Türk kimliğine sahip olmasını şu şekilde yorumladı:
“Habish’in üzerinde sahte olmadığı belirlenen bir Türk kimlik kartı bulunuyordu. Bu kimlik kartı, onun Türkiye’de yasal olarak vatandaşlık kazandığını gösteriyor. Türkiye’nin Libya’daki çıkarları, İtalya’nın çıkarlarıyla çatıştığı için bu durum diplomatik açıdan dikkat çekici bir detay olarak öne çıkıyor.”
Habish’in mağdurları olan mülteciler, İtalya hükümetine yönelik bir mektup yayımladı. Mülteciler, Başbakan Giorgia Meloni, İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi, Adalet Bakanı Carlo Nordio ve Devlet Bakanı Alfredo Mantovano’ya hitaben yazdıkları mektupta, Almasri’nin serbest bırakılmasını “ihanet” olarak nitelendirdi.
Mektupta, mülteciler Habish’in suçlarının bedelini zihinlerinde ve bedenlerinde taşıdıklarını belirterek, İtalya’nın bu suçlara ortak olduğunu dile getirdi. Mülteciler İtalya’dan, Libya’daki gözaltı merkezlerinde tutulan herkesin serbest bırakılması ve Habish’in Uluslararası Ceza Mahkemesine teslim edilmesi konusunda resmi bir açıklama yapmasını talep etti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Birinci Ön Yargılama Dairesi’nin, 18 Ocak 2025’te tutuklama emri yayınladığı Habish’in şu suçları işlediği belirtiliyor:
• Kişisel onura yönelik saldırılar,
• Zalimce muamele,
• İşkence,
• Tecavüz ve cinsel şiddet,
• Cinayet,
• Hukuksuz hapis cezası,
• Dini veya ideolojik nedenlerle zulüm.
